Türkiye madenciliği masaya yatırılıyor
Sorumlu Madencilik Zirvesi 2025, Türkiye’nin maden ihracatını 7 milyar dolara taşıma hedefini sürdürülebilirlik taahhüdüyle birleştiriyor. Yeşil dönüşümde kritik mineraller avantaj olsa da, çevre ve sosyal lisans eksikliği giderilmezse bu fırsat kalıcı bir krize dönüşebilir
04.12.2025 17:23:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Ankara'da başlayan Sorumlu Madencilik Zirvesi 2025, Türkiye madencilik sektörünün geleceğini şekillendirecek kritik bir platform olarak öne çıkıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın katılımıyla açılan zirve, küresel maden talebinin artışı karşısında sürdürülebilirlik odaklı tartışmaları masaya yatırıyor.
Maden Endüstrisi İhracatçıları Birliği (MİB) verilerine göre, Türkiye'nin maden ihracatı 2024'te 6 milyar dolara yaklaştı; 2025 hedefi ise 7 milyar dolar. Zirve, bu büyümenin çevresel ve sosyal maliyetlerini dengelemeyi amaçlıyor. Uluslararası maden devleri gibi Rio Tinto ve BHP'nin temsilcileri de katılıyor; BM Madencilik Girişimi (UNMI) standartları, gündemin merkezinde.
İnovasyon ve yatırım fırsatları
Zirvenin ilk oturumlarında, kritik minerallerin (lityum, kobalt, nadir toprak elementleri) yeşil enerji geçişindeki rolü vurgulandı. Bayraktar, "Madenlerimizi sorumlu şekilde yöneterek, AB Yeşil Mutabakı'na uyumlu bir sektör yaratacağız" dedi. Türkiye'nin bor ve trona rezervleri (yüzde 73 küresel pay), pil ve yenilenebilir enerji teknolojilerinde avantaj sağlıyor. Dünya Bankası'nın 2025 raporuna göre, maden yatırımları gelişmekte olan ekonomilerde GSYH'ye yüzde 1-2 katkı yapabilir; Türkiye için bu, 2026'da 500 milyon dolarlık ek yatırım anlamına geliyor. Zirvede tanıtılan "Sıfır Atık Madencilik" projeleri, atık azaltımını yüzde 40 hedefliyor. Uzmanlar, Prof. Dr. Ali İhsan Aydın'ın yorumunda olduğu gibi, "Dijital ikiz teknolojileriyle maden operasyonları yüzde 20 daha verimli hale gelecek" öngörüsünde bulunuyor.
Çevresel ve sosyal baskılar
Ancak zirve, tartışmasız değil. Kaz Dağları ve İkizdere gibi geçmiş olaylar, madenciliğin çevreye etkisini gündeme getiriyor. Greenpeace Türkiye'nin raporuna göre, 2025'te maden ruhsatlarının yüzde 15'i orman arazilerinde; su kirliliği vakaları yüzde 25 arttı. Yerel topluluklar, zirvede "Sorumluluk değil, sömürü" pankartlarıyla protesto düzenledi. OECD'nin Madencilik Politikası İncelemesi'nde Türkiye, "Sosyal lisans eksikliği" nedeniyle eleştiriliyor; topluluk katılımı zorunlu hale getirilmeli. Bayraktar, yeni yönetmelikle (Resmi Gazete, 4 Aralık) ruhsat süreçlerini şeffaflaştıracaklarını duyurdu, ancak STK'lar yetersiz buluyor. Küresel çapta, IEA'nın uyarısı net: Maden talebi 2030'a kadar %50 artacak, ama iklim hedefleri için emisyonlar yüzde 30 düşmeli.
Stratejik adımlar şart
Zirve, Türkiye'nin Maden Stratejisi 2030'una temel oluşturuyor. Hedef: İhracatı yüzde 20 artırmak, ama karbon ayak izini yüzde 15 azaltmak. Chatham House uzmanı Dr. Laura El-Katiri, "Türkiye, madenleri jeopolitik kaldıraç olarak kullanmalı; AB ile ortaklık anahtar" diyor. Zirvenin sonuç bildirgesi, vergi teşvikleri ve eğitim programlarını kapsıyor; 10 bin madenci için yeşil sertifika eğitimi planlandı.
Sorumlu Madencilik Zirvesi 2025, Türkiye'nin maden zenginliğini sürdürülebilir bir avantaja dönüştürme potansiyeli taşıyor. İnovasyon ve yatırım umut verici, ancak çevresel riskler yönetilmezse, sektör itibar kaybedebilir. Bayraktar'ın "Madenlerimizi torunlarımıza miras bırakacağız" sözü, vizyonu özetliyor. Zirve, 5 Aralık'ta kapanacak; takip edilecek ana çıktı, eylem planı olacak. Bu, yeşil dönüşümde Türkiye'nin sınavı.
Maden Endüstrisi İhracatçıları Birliği (MİB) verilerine göre, Türkiye'nin maden ihracatı 2024'te 6 milyar dolara yaklaştı; 2025 hedefi ise 7 milyar dolar. Zirve, bu büyümenin çevresel ve sosyal maliyetlerini dengelemeyi amaçlıyor. Uluslararası maden devleri gibi Rio Tinto ve BHP'nin temsilcileri de katılıyor; BM Madencilik Girişimi (UNMI) standartları, gündemin merkezinde.
İnovasyon ve yatırım fırsatları
Zirvenin ilk oturumlarında, kritik minerallerin (lityum, kobalt, nadir toprak elementleri) yeşil enerji geçişindeki rolü vurgulandı. Bayraktar, "Madenlerimizi sorumlu şekilde yöneterek, AB Yeşil Mutabakı'na uyumlu bir sektör yaratacağız" dedi. Türkiye'nin bor ve trona rezervleri (yüzde 73 küresel pay), pil ve yenilenebilir enerji teknolojilerinde avantaj sağlıyor. Dünya Bankası'nın 2025 raporuna göre, maden yatırımları gelişmekte olan ekonomilerde GSYH'ye yüzde 1-2 katkı yapabilir; Türkiye için bu, 2026'da 500 milyon dolarlık ek yatırım anlamına geliyor. Zirvede tanıtılan "Sıfır Atık Madencilik" projeleri, atık azaltımını yüzde 40 hedefliyor. Uzmanlar, Prof. Dr. Ali İhsan Aydın'ın yorumunda olduğu gibi, "Dijital ikiz teknolojileriyle maden operasyonları yüzde 20 daha verimli hale gelecek" öngörüsünde bulunuyor.
Çevresel ve sosyal baskılar
Ancak zirve, tartışmasız değil. Kaz Dağları ve İkizdere gibi geçmiş olaylar, madenciliğin çevreye etkisini gündeme getiriyor. Greenpeace Türkiye'nin raporuna göre, 2025'te maden ruhsatlarının yüzde 15'i orman arazilerinde; su kirliliği vakaları yüzde 25 arttı. Yerel topluluklar, zirvede "Sorumluluk değil, sömürü" pankartlarıyla protesto düzenledi. OECD'nin Madencilik Politikası İncelemesi'nde Türkiye, "Sosyal lisans eksikliği" nedeniyle eleştiriliyor; topluluk katılımı zorunlu hale getirilmeli. Bayraktar, yeni yönetmelikle (Resmi Gazete, 4 Aralık) ruhsat süreçlerini şeffaflaştıracaklarını duyurdu, ancak STK'lar yetersiz buluyor. Küresel çapta, IEA'nın uyarısı net: Maden talebi 2030'a kadar %50 artacak, ama iklim hedefleri için emisyonlar yüzde 30 düşmeli.
Stratejik adımlar şart
Zirve, Türkiye'nin Maden Stratejisi 2030'una temel oluşturuyor. Hedef: İhracatı yüzde 20 artırmak, ama karbon ayak izini yüzde 15 azaltmak. Chatham House uzmanı Dr. Laura El-Katiri, "Türkiye, madenleri jeopolitik kaldıraç olarak kullanmalı; AB ile ortaklık anahtar" diyor. Zirvenin sonuç bildirgesi, vergi teşvikleri ve eğitim programlarını kapsıyor; 10 bin madenci için yeşil sertifika eğitimi planlandı.
Sorumlu Madencilik Zirvesi 2025, Türkiye'nin maden zenginliğini sürdürülebilir bir avantaja dönüştürme potansiyeli taşıyor. İnovasyon ve yatırım umut verici, ancak çevresel riskler yönetilmezse, sektör itibar kaybedebilir. Bayraktar'ın "Madenlerimizi torunlarımıza miras bırakacağız" sözü, vizyonu özetliyor. Zirve, 5 Aralık'ta kapanacak; takip edilecek ana çıktı, eylem planı olacak. Bu, yeşil dönüşümde Türkiye'nin sınavı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































