Mayın temizleme hadisesi iyice yılan hikâyesine döndü.Amaç mayınları temizlemek değil de bu bahane ile birilerini buraya yerleştirmek olunca sonucun böyle olması gayet doğal.Millete rağmen, millete de çaktırmadan, milletin aleyhine bir şeyler yapılmak isteniyor.Şimdi gelelim şu meşhur Ottowa Sözleşmesi'ne?Hani şu 2014 yılına kadar, yani 5 yıl içinde mayınların temizlenmesini zorunlu kıldığı ifade edilen Sözleşme'ye?Malum, Ottowa Sözleşmesi, dünyada 1 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe girdi.Bu sözleşme, sözleşmeye imza atan taraf ülkelerin anti-personel mayınları kullanmasını, stoklamasını, üretmesini ve transferini yasaklıyor. Türkiye'de Ottowa Sözleşmesi'ne katılma ile ilgili yasa AKP hükümeti döneminde 12 Mart 2003 tarihinde TBMM'de kabul edildi.Sözleşmenin ülkemizde yürürlüğe girdiği tarih ise 1 Mart 2004.İşte mayınların kaldırılması ile ilgili 2014 yılı sınırı buradan geliyor.Sözleşmeye göre, taraf ülkeler 10 yıl içerisinde mayınlarını temizlemeleri gerekiyor.Gerekiyor gerekmesine ama ülkemizde yapılan tartışmalarda sözleşmede ifade edilen bazı esneklikler tamamen göz ardı ediliyor.Ottowa Sözleşmesi'nin "Mayınlı alanlarda anti-personel mayınların imhası" başlıklı 5. maddesinin 3. fıkrasında bakın ne diyor:"Bir Taraf Devlet, 1'inci fıkrada söz konusu anti-personel mayınların hepsini belirtilen zaman zarfında imha edemeyeceği veya imha edilmesini sağlayamayacağı kanaatine varırsa, Taraf Devletler Toplantısına veya Gözden Geçirme Konferansına, bu tür anti-personel mayınların imhasını tamamlamak için son mühletin 10 yıla kadar uzatılması talebinde bulunabilir." (Madde 5/3)Yani Hükümetin 2004 yılında yürürlüğe soktuğu halde, mayın temizleme işini son 5 yıl kalıncaya kadar bekleterek, "biz 5 yılda bunu temizleyemeyiz, gelsin İsrail temizlesin" mantığı da çürümüş oluyor. Yapılacak herhangi bir müracaatla süre bir anda 2024 yılına kadar uzatılabilir.Bu zaman zarfında da, nasıl Suriye mayınlarını kendisi temizlediyse ve bu bölgede rahatlıkla tarım yapabiliyor, petrolünü de çıkarabiliyorsa biz de en azından Suriye kadarını yapabiliriz.Eğer bu kadarını da yapamayacaksak, ortalıkta caka atıp dolaşmanın ne mantığı var?Ayrıca Ottowa Sözleşmesi'ne devam etmek zorunda da değiliz. Böyle bir mecburiyet yok. Sözleşme'nin "Yürürlük süresi ve çekilme" başlıklı 20. maddesinin 2. fıkrasında şu ifadelere yer veriliyor: "Taraf Devletlerin her biri, ulusal egemenlik hakkını kullanarak bu Sözleşmeden çekilme hakkına sahiptir. Bu durumda çekildiğini bütün diğer Taraf Devletlere, Saklayıcıya ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine bildirecektir. Söz konusu çekilme kararıyla ilgili belgelerde çekilmeye yol açan sebeplerin tam bir açıklamasına yer verilecektir."(Madde 20/2)Yani anlayacağınız Ottowa Sözleşmesi'nin hiçbir bağlayıcılığı yok. İstediğimiz zaman çekilebiliriz. İllaki İsrail'e, illaki 49 yıllığına vatan toprağını feda etmeye gerek yok.Bu arada ABD'nin bu sözleşmeye taraf olmadığının da altını çizmeliyiz. Pentagon, "ABD, kara mayını kullanma hakkını elinde bulundurmakta" açıklamasını yapmıştır.Dünyada savaş denilince akla gelen ilk ülkenin bu sözleşmeye imza atmaması problemi ne kadar çözecektir? Böyle bir sözleşmenin ne anlamı vardır?Dikkat çeken diğer bir husus ise, medya ve basının son günlerde bu bölgeyle ilgili yaptığı mayın haberleridir. Mayın konusunda muhalefet ve vatandaşlar ciddi bir tepki verince, kamuoyunu ikna işi basına ihale edilmiştir.Adeta millet, "Şu mayınlar temizlensin de kim temizlerse temizlesin" demeye getirilmeye çalışılıyor.İsrail ve onun yerli taşeronlarının bu işin peşini bırakmayacağı kesin, ama millet olarak bizler de bu işin peşini bırakmayalım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024