Türkiye Suriye batağının tam ortasında
Bir yandan Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye'ye girmesini teşvik eden ABD, bir yandan da IŞİD'in Rakka'dan sonraki ikinci merkezi El Bab'a yönelen harekatta karşımıza çıkacak olan en önemli güç olacak terör örgütü PYG-YPG'ye ağır silah desteği veriyor. ABD Başkanı Barack Obama'nın Milli Güvenlik Kurulu'na PYD'ye daha fazla silah verilmesi talimatı verdiği ifade ediliyor.
Pentagon kaynaklı bilgilere göre de PYD'ye hafif silahların yanında, tanksavar ve uçaksavar gibi ağır silahlar da verilecek. Daha önce defalarca PYD-YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmediklerini açıklayan ABD, bu desteğini siyasi, askeri ve ekonomik olarak sürdürüyor. ABD desteğini arkasına alan terör örgütü, son olarak Türkiye sınırında işgal ettikleri bölgelere Amerikan bayrağı asarak patronun kim olduğunu ilan etmişti.
ABD'den sinsi plan
Ankara'nın stratejik ortak olarak kabul ettiği ABD'nin bir yandan Türkiye'yi Suriye'ye girmeye teşvik edip bir yandan da Türkiye'nin düşmanı olan bir terör örgütüne destek vermesi kirli bir planın parçası olarak değerlendiriliyor. Yapılan değerlendirmelere göre ABD, Türkiye'yi Suriye batağının içine çekmek istiyor.
Fırat Kalkanı Harekâtı'nda hedef IŞİD'in ikinci kalesi konumunda olan El Bab'a yönelirken Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı grupların harekâttan çekilmesi, bir yandan IŞİD'in bölgeye yığınak yapması, diğer yandan da PYD-YPG'nin hendekler kazarak çatışma hazırlığı yapması dikkat çekiyor. Bölgede bu gelişmeler olurken Türkiye de 41 bin askerini Suriye'ye sokmak üzere sınırda bekletiyor.
Bir aydan bu yana devam eden Fırat Kalkanı Harekâtı'nın başından beri ciddi bir direnişle karşılaşılmadan ilerlenilebilmesinin de Türkiye'yi Suriye batağının tam ortasına çekme planının bir parçası olduğu şeklinde değerlendirmeler de yapılıyor. Yapılan değerlendirmelere göre on binlerce askerle bölgeye girecek olan Türkiye şu ana kadar görmediği bir direnişle karşılaşabilir ve ağır zayiatlar yaşayabilir.
Bu durum ABD'nin uzun süredir istediği Türkiye'nin bir daha çıkması çok zor olacak şekilde Suriye batağına saplanması sonucunu doğurabilir. IŞİD terör örgütünün Musul başta olmak üzere bölgede kimyasal silah depoladığı yönündeki haberler de dikkate alındığında bölgeye sokulacak Türk askerini bekleyen tehlike daha da net bir şekilde görülüyor.
Erdoğan'dan ABD'ye sitem dolu sözler
ABD bir yandan Türkiye'nin sırtını sıvazlarken bir yandan da Türkiye düşmanı teröristlerin eline silah verirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan BM toplantıları için New York'taki temasları kapsamında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştü.
Erdoğan, Türken Vakfın'da Perşembe akşamı düzenlenen programda konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Diyorlar ki, 'PYD ve YPG, DAEŞ'e karşı savaşıyor.' PYD ve YPG, DAEŞ'e karşı savaşıyor da El Nusra savaşmıyor mu? Ama sen El Nusra'yı terör örgütü olarak ilan ediyorsun, o zaman PYD ve YPG'yi, Türkiye'nin bir terör örgütü dediği bu örgütü niye terör örgütü olarak kabul etmiyorsun? Daha üç gün önce iki uçak dolusu silah, PYD ile YPG'ye indirildi. Nereye, Kobani'ye. Daha önce de yine Kobani boşaldığı zaman oradaki PYD ve YPG'li teröristlere üç uçak indirildi ve bunların yarısı DAEŞ'e gitti, silahların yarısı da PYD ve YPG'de kaldı. Sayın Başkan ile bunları konuştuk ama dinletemedik. Şimdi ne yazık ki yine aynı oyun oynanıyor. Buradan bir netice çıkmaz. Burada sadece kan kaybı olur."
ABD'ye ortak operasyon teklifi
Konuşmasında "Suriye'nin kuzeyinde terör koridoru oluşturulmasına asla rıza göstermeyeceğiz" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Biz güney sınırımız boyunca hangi örgüt tarafından olursa olsun bir terör koridorunun oluşturulmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Hem kendi güvenliğimiz hem de Türkmen, Arap, Kürt, hangi etnik gruba mensup olursa olsun tüm kardeşlerimizin huzuru için buna müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda maalesef Amerikalı dostlarımızla ortak bir anlayış birliğine varamıyoruz."
ABD'ye IŞİD'e karşı ortak operasyon teklifini de tekrarlayan Erdoğan, "Bu koalisyon gücü 10 bin DAEŞ'linin hakkından gelemez mi? Bunlar girecek delik bulamazlar. Yeter ki bunun kararını verelim, adımını atalım. Bunları hep söyledik, hala da söylüyoruz. Bırakın hepsini koyun bir kenara, biz Amerika ile el ele verelim, kararı verelim, iki ülke olarak biz bu işi bitiririz" dedi.