İstanbul'da gerçekleşen NATO Parlamenter Asamblesi 62. Genel Kurulu'nun kapanışında bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Türkiye terör örgütleriyle, Avrupa başta olmak üzere dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibidir. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, yani bu set yıkılırsa teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki 'gelin bu seti zayıflatmak yerine güçlendirelim.' Terörizmle mücadelede Türkiye'ye verilen her destek, o ülkenin kendi geleceğini güvence altına almasına katkı sağlayacaktır."
Sayın Cumhurbaşkanı haklı, Türkiye bugün maalesef Irak ve Suriye başta olmak üzere terör örgütlerinin önünde set olmak zorunda kalmış bir ülke.
Dolayısıyla da bu terörün en şiddetli saldırılarını ve en büyük darbelerini Türkiye, tek başına göğüslemek zorunda kalıyor.
Baskı altındaki her set gibi, Türkiye seti de dayanabileceğinden daha fazla yükle yüzleşirse Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi yıkılması kaçınılmaz olacaktır.
Evet, Türkiye seti yıkılınca terör dalgası sel gibi Avrupa başta olmak üzere dünyanın geri kalan bölümüne bugün olduğundan çok daha büyük bir tehdit oluşturacaktır.
Ama bu terör tehdidi Avrupa'ya ulaşmadan önce Türkiye'yi silip süpürecek.
Dolayısıyla Avrupa'nın bizi anlamasını beklemek, Türkiye'nin bu noktadaki işlevinin önemini kavramasını beklemek artık zaman kaybıdır.
Çünkü Avrupa onun kapısını dayanana kadar bu terör dalgası konusunda kılını bile kıpırdatmayacaktır.
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Bu sorunun cevabını biraz erteleyerek mevcut konjonktüre hızlıca bir göz atalım.
Türkiye'nin önünde set olduğu teröristler, daha çok Suriye'de yuvalanmış durumdalar.
Bu terör örgütleriyle cephede en etkili mücadeleyi ortaya koyan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, hem ülkesinde her geçen gün gücünü pekiştiriyor, hem de arkasındaki uluslararası desteği artırıyor.
Trump'ın göreve resmen gelmesiyle ABD'nin Suriye politikasında köklü değişimler olacak. Bu değişimleri ilk etkisini Esad'la diplomatik ilişki kurarak göstermek isteyebilir Donald Trump.
ABD politikalarında Trump'ın oluşturacağı değişimin bir benzeri de Fransa'da yaşanmak üzere.
Fransa Cumhurbaşkanlık seçimlerinin ilk turunu François Fillon, yüzde 44 ile önde tamamladı.
Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı olmaya en yakın isim olan Fillon şu açıdan önemli; Trump gibi o da Suriye'de savaş istemiyor.
Belki de sırf savaş istemediği için Fransız halkı Fillon'u cumhurbaşkanı yapacak.
Yani artık Trump'ın ABD'siyle ve Fillon'un Fransa'sı da Putin ve Esad'ın safında yerlerini alacaklar.
Şimdi ertelediğimiz yukarıdaki soruya cevap verelim.
Türkiye'nin önünde çok seçenek yok.
Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın(!) bizi anlamayacakları ortada olduğuna göre Türkiye için tek seçenek, önüne set çektiği terör dalgasına arkadan darbe vurmaktır.
Bu da ancak Rusya ve Esad'la işbirliği ile mümkün olabilir.
İnşallah Türkiye, iş işten geçmezden evvel bunun için gerekli adımları atar.
Yoksa Türkiye setini aşan teröristler, geride ne devlet ne millet bırakacak.
"Türkiye terör örgütleriyle, Avrupa başta olmak üzere dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibidir. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, yani bu set yıkılırsa teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki 'gelin bu seti zayıflatmak yerine güçlendirelim.' Terörizmle mücadelede Türkiye'ye verilen her destek, o ülkenin kendi geleceğini güvence altına almasına katkı sağlayacaktır."
Sayın Cumhurbaşkanı haklı, Türkiye bugün maalesef Irak ve Suriye başta olmak üzere terör örgütlerinin önünde set olmak zorunda kalmış bir ülke.
Dolayısıyla da bu terörün en şiddetli saldırılarını ve en büyük darbelerini Türkiye, tek başına göğüslemek zorunda kalıyor.
Baskı altındaki her set gibi, Türkiye seti de dayanabileceğinden daha fazla yükle yüzleşirse Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi yıkılması kaçınılmaz olacaktır.
Evet, Türkiye seti yıkılınca terör dalgası sel gibi Avrupa başta olmak üzere dünyanın geri kalan bölümüne bugün olduğundan çok daha büyük bir tehdit oluşturacaktır.
Ama bu terör tehdidi Avrupa'ya ulaşmadan önce Türkiye'yi silip süpürecek.
Dolayısıyla Avrupa'nın bizi anlamasını beklemek, Türkiye'nin bu noktadaki işlevinin önemini kavramasını beklemek artık zaman kaybıdır.
Çünkü Avrupa onun kapısını dayanana kadar bu terör dalgası konusunda kılını bile kıpırdatmayacaktır.
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Bu sorunun cevabını biraz erteleyerek mevcut konjonktüre hızlıca bir göz atalım.
Türkiye'nin önünde set olduğu teröristler, daha çok Suriye'de yuvalanmış durumdalar.
Bu terör örgütleriyle cephede en etkili mücadeleyi ortaya koyan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, hem ülkesinde her geçen gün gücünü pekiştiriyor, hem de arkasındaki uluslararası desteği artırıyor.
Trump'ın göreve resmen gelmesiyle ABD'nin Suriye politikasında köklü değişimler olacak. Bu değişimleri ilk etkisini Esad'la diplomatik ilişki kurarak göstermek isteyebilir Donald Trump.
ABD politikalarında Trump'ın oluşturacağı değişimin bir benzeri de Fransa'da yaşanmak üzere.
Fransa Cumhurbaşkanlık seçimlerinin ilk turunu François Fillon, yüzde 44 ile önde tamamladı.
Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı olmaya en yakın isim olan Fillon şu açıdan önemli; Trump gibi o da Suriye'de savaş istemiyor.
Belki de sırf savaş istemediği için Fransız halkı Fillon'u cumhurbaşkanı yapacak.
Yani artık Trump'ın ABD'siyle ve Fillon'un Fransa'sı da Putin ve Esad'ın safında yerlerini alacaklar.
Şimdi ertelediğimiz yukarıdaki soruya cevap verelim.
Türkiye'nin önünde çok seçenek yok.
Amerikalı ve Avrupalı dostlarımızın(!) bizi anlamayacakları ortada olduğuna göre Türkiye için tek seçenek, önüne set çektiği terör dalgasına arkadan darbe vurmaktır.
Bu da ancak Rusya ve Esad'la işbirliği ile mümkün olabilir.
İnşallah Türkiye, iş işten geçmezden evvel bunun için gerekli adımları atar.
Yoksa Türkiye setini aşan teröristler, geride ne devlet ne millet bırakacak.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023