Kürtçe yayın yaparmış gibi yapmak
TRT yayınları Kürtçe yayını değişik dil ve lehçelerde yapacakmış. TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz bunları basın toplantısında bir bir saydı.
Bu yayınlar angarya gibi mi yapılmaktadır?
Şimdilik galiba bu yayınlar gönülsüz, isteksiz, sadece yapmak için mi yerine getirilmektedir? Aslında TRT'nin gönülsüz yayın yapmasında haklılık payı da mevcuttur. TRT'nin bu işte adeta 23 Nisan çocuklarının görev yaptıklarına benzemektedir. Nedense sanki şakacıktan anadilde yayın yapılmaktadır!
Bunun yanında, Kürtçe yayın yalnız olmasın diye talep yoğunluğu az veya hiç olmayan lisanlarda ve lehçelerde de yayın yapılmaya karar verilmiş oldu. Demek ki Kürtçe tek başına-yalnız kalmasın diye bu tedbir alındı! Ama onun yanında Rumca, Ermenice, İbranice, Lazca, Gürcüce de niye alınmadı. Onlara da pek ala yayın yapılabilirdi (denilmektedir). Devlet anadilinde yayın yapmayı kabul etmekle adeta bir devrim yapmış bulunmaktadır. Ama TRT bizzat bu yayını yapmak zorunda değildir. TRT adeta bu yayına zorlanmış gibi görünüm vermektedir.
Anadilde yayın tamamen serbest bırakılmalıdır
İsteyen istediği dilde finansmanını karşılamak şartıyla yayını serbest yapsın. Bu yayınlar devlet değil özel kanallara ait olsun. Finansmanlıklarını da onlar karşılasın. TRT ise eğer uygun görürse istediği dilde bölgesel yayınları yapsın. Devletin temel özelliği herkese eşit mesafede durmaktır. Öte yandan devlet Türkçe'nin dışında anadilde yayın yapmak zorunluluğunda değildir. Devletin başlıca görevleri tüm ülkeyi kaplayan anadilde yayın yapmayı gerçekleştirmektir.
İlk yayınlar ve etiketleri
İstanbul'da Boşnak derneklerinde "Kendi lisanımızı duymak bizi memnun etti. Ama biz böyle bir talepte ne bulunduk, ne de ısrarcı olduk. Biz zaten azınlık değiliz. Biz Boşnak kökenli Türküz ve eşit haklara sahip buranın vatandaşlarıyız" dediler.
Adana'daki bazı dernek mensupları bu yayını izlerken Bosna Hersek milli takımının formasını giymişlerdi.
Pendik'teki bazı dernek mensupları ise "Babalarımız ve dedelerimiz komşuları anladılar. Ama bizim anadilimiz Türkçe dir... Biz Türkçe düşünüyoruz - Türkçe rüya görüyoruz. Buranın vatandaşı ve mensuplarıyız" dediler.
TRT Genel Müdürü Demiröz "tepkiler olumlu" diyor
1- Yayın yapmakta sıkıntımız olmadı. TRT kadrosundan ayarlama yapıyoruz.
2- Herhangi bir siyasi tepki şu ana kadar gelmedi.
3- Bosna Hersek Dostlar Vakfı'nın tepkisi oldu. Yayına karşı bir tutum aldı. "Bizi de bu duruma niye karıştırdınız" dedi.
Olabilir, ama biz karar verdiğimizde bir grup istedi veya istemedi diye karar vermiyoruz. DİE'nin bulgurlarını, kendi izleyici ve dinleyici profiline göre karar veriyoruz.
4- Zaten TRT 3 reyting sistemi ölçüsüne dahil değildir. Onun için dinleyici kitlesini ölçmek mümkün olmadı.
5- Herşeyden önce bir müddet izlememiz gerekir. Tepkileri ölçmemiz ve gayeye uygun olup olmadığını tartmamız gerekecektir. Sonra da bu durumlara ona göre yön vermeye çalışacağız.
6- Yasada yapılan düzenleme ile özel tv'lere de bu yayın hakkı verilmektedir.
7- Ancak özellerden gelen henüz bir ses veya girişim yoktur.
TRT yayınları Kürtçe yayını değişik dil ve lehçelerde yapacakmış. TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz bunları basın toplantısında bir bir saydı.
Bu yayınlar angarya gibi mi yapılmaktadır?
Şimdilik galiba bu yayınlar gönülsüz, isteksiz, sadece yapmak için mi yerine getirilmektedir? Aslında TRT'nin gönülsüz yayın yapmasında haklılık payı da mevcuttur. TRT'nin bu işte adeta 23 Nisan çocuklarının görev yaptıklarına benzemektedir. Nedense sanki şakacıktan anadilde yayın yapılmaktadır!
Bunun yanında, Kürtçe yayın yalnız olmasın diye talep yoğunluğu az veya hiç olmayan lisanlarda ve lehçelerde de yayın yapılmaya karar verilmiş oldu. Demek ki Kürtçe tek başına-yalnız kalmasın diye bu tedbir alındı! Ama onun yanında Rumca, Ermenice, İbranice, Lazca, Gürcüce de niye alınmadı. Onlara da pek ala yayın yapılabilirdi (denilmektedir). Devlet anadilinde yayın yapmayı kabul etmekle adeta bir devrim yapmış bulunmaktadır. Ama TRT bizzat bu yayını yapmak zorunda değildir. TRT adeta bu yayına zorlanmış gibi görünüm vermektedir.
Anadilde yayın tamamen serbest bırakılmalıdır
İsteyen istediği dilde finansmanını karşılamak şartıyla yayını serbest yapsın. Bu yayınlar devlet değil özel kanallara ait olsun. Finansmanlıklarını da onlar karşılasın. TRT ise eğer uygun görürse istediği dilde bölgesel yayınları yapsın. Devletin temel özelliği herkese eşit mesafede durmaktır. Öte yandan devlet Türkçe'nin dışında anadilde yayın yapmak zorunluluğunda değildir. Devletin başlıca görevleri tüm ülkeyi kaplayan anadilde yayın yapmayı gerçekleştirmektir.
İlk yayınlar ve etiketleri
İstanbul'da Boşnak derneklerinde "Kendi lisanımızı duymak bizi memnun etti. Ama biz böyle bir talepte ne bulunduk, ne de ısrarcı olduk. Biz zaten azınlık değiliz. Biz Boşnak kökenli Türküz ve eşit haklara sahip buranın vatandaşlarıyız" dediler.
Adana'daki bazı dernek mensupları bu yayını izlerken Bosna Hersek milli takımının formasını giymişlerdi.
Pendik'teki bazı dernek mensupları ise "Babalarımız ve dedelerimiz komşuları anladılar. Ama bizim anadilimiz Türkçe dir... Biz Türkçe düşünüyoruz - Türkçe rüya görüyoruz. Buranın vatandaşı ve mensuplarıyız" dediler.
TRT Genel Müdürü Demiröz "tepkiler olumlu" diyor
1- Yayın yapmakta sıkıntımız olmadı. TRT kadrosundan ayarlama yapıyoruz.
2- Herhangi bir siyasi tepki şu ana kadar gelmedi.
3- Bosna Hersek Dostlar Vakfı'nın tepkisi oldu. Yayına karşı bir tutum aldı. "Bizi de bu duruma niye karıştırdınız" dedi.
Olabilir, ama biz karar verdiğimizde bir grup istedi veya istemedi diye karar vermiyoruz. DİE'nin bulgurlarını, kendi izleyici ve dinleyici profiline göre karar veriyoruz.
4- Zaten TRT 3 reyting sistemi ölçüsüne dahil değildir. Onun için dinleyici kitlesini ölçmek mümkün olmadı.
5- Herşeyden önce bir müddet izlememiz gerekir. Tepkileri ölçmemiz ve gayeye uygun olup olmadığını tartmamız gerekecektir. Sonra da bu durumlara ona göre yön vermeye çalışacağız.
6- Yasada yapılan düzenleme ile özel tv'lere de bu yayın hakkı verilmektedir.
7- Ancak özellerden gelen henüz bir ses veya girişim yoktur.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006