logo
12 MAYIS 2024

Türkiye’de de hızla yayılıyor, tehlikeli mi?

Prof. Dr. Tuncay Dilci, günümüzde hızla yaygınlaşan e-sporun, sağlık problemleri başta olmak üzere birçok tehlikeyi beraberinde getirdiğini açıkladı
27.01.2021 11:09:00
Türkiye’de de hızla yayılıyor, tehlikeli mi?
Türkiye’de de hızla yayılıyor, tehlikeli mi?
Prof. Dr. Tuncay Dilci, günümüzde hızla yaygınlaşan e-sporun, sağlık problemleri başta olmak üzere birçok tehlikeyi beraberinde getirdiğini açıkladı.
 
Dünya'da ilk olarak Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkan ardından Avrupa ülkelerinde uygulanmaya başlayan e-spor ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. E-spor lisansı alan oyuncular yapılan turnuvalarla ödüller alıyor.
 
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, E-Spor hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, E-Sporun olumsuz yönlerinden ve zararlarından bahsetti.
 
Prof. Dr. Dilci, "E-spor'a aslında spor demek doğru mu, tartışmalı bir konu. Çünkü spordan ziyade dijital mecralarda gerçekleşen oyun veya etkileşimli oyun ya da tek yönlü bir oyun biçimi olarak ifade edebiliriz. E-sporun olumlu ve olumsuz yönleri var ama ben daha çok riskli yönlerine dikkat çekmek istiyorum" dedi.
 
E-spor sağlık sorunlarına yol açıyor
 

 
Prof. Dr. Tuncay Dilci, e-sporlarla kişilerin birçok sağlık sorunu yaşanabileceğini belirterek, "E-spor olarak ifadelendirilen dijital mecralar üzerinden vakit geçirme, eğlenceyle başlayan ve sonrasında müsabakalara doğru evirilen süreçte çocuklarımızın bir takım kimlik, karakter beraberinde gerçek yaşam deneyimlerini olumsuz yönde etkilediği kanaatimiz var.
 
Diğer taraftan bununla ilgili bilimsel çalışmalara bakıldığında bu tür spor etkinliklerinin çocukların kısa süreli dikkat yönünden dikkatlerini artırdığı gibi sonuçlara ulaşılmış ancak elde ettiğimiz sonuçlar, çocukların aşırı dikkat ve yoğunlaşmayla beraber gerçek hayattan çabuk sıkıldıkları ve gerçek hayata uyum yönünde olumsuzluklar yaşadıklarını göstermektedir. Bu e-sporlarla ilgili dünya literatürüne şuana kadar girmiş araştırmaların birçoğuna bakıldığında, her şeyden önce sağlık sorunları karşımıza çıkıyor. Çünkü iç dinamiklerini ve metabolik bir takım refleksif özelliklerini olumsuz yönde etkilemektedir.
 
Gereğinden fazla aşırı bir kaygı yüklemesine bağlı olarak gerilmelere maruz kalmaktadırlar. Bu gerilmelerin travmalar eşliğinde iç yaralanmalar ve kontrol edilemeyen dürtüsel bozukluklara sebep olduğu bilinmektedir. Yoğun bir şekilde ekran karşısında kalma ki bu haftalık 20 saati geçiyorsa, Türkiye ortalaması bunun çok çok üzerinde. Bu çocuklarda şiddetle beslenme, bir takım sosyal ilişkileri gerçek manada kuramama görülüyor" ifadelerini kullandı.
 
Para kazanma hırsı hayatı tehdit ediyor
 

 
Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, para kazanma hırsı ile alınan takviye ilaçların hayati tehlikelere neden olabileceğini söyleyerek, "Biliyorsunuz bu işte paralar da dönmektedir. Bu paraları kazanma hırsıyla beraber takviye dikkat artırıcı ilaçlar almakla beraber birtakım kalp damar rahatsızlıklarına bağlı hayati tehlikeler de söz konusu olabilmektedir. Bu literatüre yansımıştır sonuç itibariyle.
 
Ancak ailelerimiz bu konuda tedbirli olmalıdır. Dijital mecraları doğru içeriğin sağlıklı bir şekilde kullanılması halinde evimize açılan bir kapı olarak düşünebiliriz. O kapıdan kimin girdiği, niçin girdiği ve hangi amaçla o kapı dışındaki insanla temas halindeyiz burası çok önemli.
 
Çocuklarımızın sağlık açısından e-spor aracılığıyla ortaya koyacakları sonuçlar bizim için önemli. Bu anlamda akıl sağlığı riski sorunu getirebiliyor mu? Evet getirebiliyor. Bir takım panik atak bozuklukları, depresif oluşumlar itibariyle çocukta normal iletişim sekteye uğrayabilmektedir. Yine bağımlılık boyutunda günlük 3 saatin üzerinde olduğu zaman artık çocuk adrenalin olmayan bir ortamda yaşayamamakta ve bu noktada yoksunluk sendromuna dönüşmektedir.
 
Sonrasında da insanlarla ilişkilerinde bir takım zafiyetler söz konusu olabilmektedir. Diğer taraftan performans yönünden sürekli performans artırma çabasıyla kaygıya dönüşen bu durum, bir takım anksiyete bozukluklarıyla kendini göstermekte ve çocukta normal insan davranışlarının dışında bir sapmaya doğru evirilmektedir'' şeklinde konuştu.
 
Oyunlar kontrol altına alınmalı
 

 
Prof. Dr. Dilci, E-Spor ile ilgili federasyon kurulmasını doğru bulduğunu ve oyunların kontrol altına alınabilmesinin sağlanabileceğini dile getirerek, "Yine bir takım şike, yalan söyleme, kumar gibi riskler de barındırmaktadır. Çünkü kumar alışkanlığı burada şu şekilde; para kazanma durumuna göre bir takım bahisler söz konusu. Yine hile yapma, yalan söyleme durumu da bu oyunların en büyük karakteristik özelliği çünkü kazanmak zorunda. Oyunu kazandığı zaman para kazanacak. Beraberinde imaj ve kendi kimliğini tescil edecek.
 
Başarısını arttıracak. Bu anlamda sanal ortamdaki dijital mecraların sunmuş olduğu bu durum yarışmacı bir oyun karakterindedir. "Spor" diyemediğimiz için ki ben bu kavramı çok kullanmak istemiyorum. Çünkü spor bizim bildiğimiz gerçek manada, doğada ya da açık havada veya belli bir şekliyle aletli/aletsiz, bedenen-fiziken yapılan antrenman eşliğinde olur.
 
Ama E-spor'da elektronik cihazlar karşısında, sadece sabit oturarak ki bu beraberinde bir takım sağlık sorunlarına, kan pıhtılaşmasına, obeziteye kadar varabilen hareketsiz yaşamın getirdiği risklere ortam hazırlamaktadır. Bu duruma birde heyecanın dorukta olması eklenince ve bu çocuklarda dakikada 180'e kadar varan kalp atışı demektir ki sürdürülebilir bir şekilde devam etmekte.
 
Tüm bu yönleriyle de hayati tehlike arz etmektedir. Bu oyunlar eğlence amaçlı yarışma amacıyla oynanabilir. Hatta bu anlamda federasyon da kurulmuş. Ben kurulmasını doğru buluyorum çünkü bu oyunların kontrol altına alınması ve gerekli düzenlemelerin yapılması, bilinçli bir şekilde o oyunların içerisinde çocuklarımızın olması adına önemli bir durum" dedi.

Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
'10 ailenin anneler gününü kutlamıyorum'
Acılı annenin buruk günü
Bugün Anneler Günü
Anneler Günü'nüz kutlu olsun
4 milyon kişiyle yapılan araştırma
Kanser ile obezitenin bağlantısı var

Trakya'da kuraklık kapıda

Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi
12.05.2024 17:44:00
AA
Trakya'da kuraklık kapıda
Trakya'da kuraklık kapıda
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Güner, Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Trakya'da, iklim değişikliğine bağlı olarak gelecek yıllarda kuraklık yaşanabileceğini söyledi. Prof. Dr. Güner, iklim değişikliğinin insan hayatını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtti.

Ortalama sıcaklıkların özellikle son 70 yılda sürekli yükseldiğine dikkati çeken Güner, "Araştırmalar Trakya'da gelecek 40-50 yıl içerisinde sıcaklıklarda 1 derecelik bir artış olacağını ve buna bağlı kuraklık yaşanabileceğini gösteriyor. Trakya Türkiye'nin en güzel topraklarına sahip, sulu tarım yapılabilen bir alanı" dedi.

Güner, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için tüm alanlarda önlemlerin alınması gerektiğini dile getirdi. Suyun insan yaşamı için hayati önemi olduğunu aktaran Güner, şunları kaydetti: "Suyun en çok kullanıldığı yer yüzde 70'lik oranla tarım. Kuraklık durumu da en çok tarımı etkileyecek. Su kıtlığı dendiğinde akıllara hemen evlerde su sıkıntısı yaşanacağı geliyor ancak en çok tarımsal üretim bundan etkilenecek. Tarımdan sonra en çok endüstriyel üretimde su kullanılıyor, kentsel kullanım bu alanda son sırada.

Bu açıdan değerlendirdiğimizde su kıtlığına bağlı olarak tarımsal ürünlerin yetiştirilmesinde değişiklikler göreceğiz. Kuraklık ve su sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşırsa bu durum insanların bu bölgeden uzaklaşmasına yol açacak." Güner, özellikle tarımda modern sulama teknikleriyle ciddi miktarda su tasarrufu yapılabileceğine dikkati çekti. Vahşi sulama yöntemlerinden uzaklaşılması gerektiğini belirten Güner, "Üstü açık kanallardan su akıyor, eski teknikler kullanılıyor. Damla sulama yöntemine geçilmesi gerekli. Tarımda yüzde 5'lik bir su tasarrufu evlerde kullanılan tüm su miktarına bedel durumda" diye konuştu.

İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla ortalama yüzde 82,93 olarak ölçüldü

 


12.05.2024 15:05:00 / Güncelleme: 12.05.2024 15:10:08
AA
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan ve azami 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahip baraj ve göletlerdeki su miktarı 720 milyon 36 bin metreküp olarak kaydedildi.

Su miktarı Ömerli'de yüzde 93,05, Darlık'ta yüzde 81,61, Elmalı'da yüzde 87,21, Terkos'ta yüzde 91,68, Alibey'de yüzde 59,44, Büyükçekmece'de yüzde 77,53, Sazlıdere'de yüzde 62,53, Istrancalar'da yüzde 55,92, Kazandere'de yüzde 82,62, Papuçdere'de ise yüzde 80,96 olarak ölçüldü.

Melen ve Yeşilçay'dan bu yıl 235,25 milyon metreküp su alındı.

İçme suyu arıtma tesislerinden bu yıl kente verilen su miktarı 393 milyon 29 bin metreküp olarak hesaplanırken, dün İstanbul'a verilen su miktarı ise 3 milyon 3 bin metreküp olarak kayıtlara geçti.

Son 10 yılın doluluk oranları

İSKİ istatistiklerine göre, 12 Mayıs tarihli baraj doluluk oranları
2014'te yüzde 30,26,
2015'te yüzde 94,72,
2016'de yüzde 82,29,
2017'de yüzde 85,54,
2018'de yüzde 88,22,
2019'da yüzde 89,73,
2020'de yüzde 69,15,
2021'de yüzde 77,73,
2022'de yüzde 85,73,
2023'te yüzde 49,42,
bugünkü oran yüzde 82,93 olarak kayıtlara geçti.

Adıyaman'da en acı Anneler Günü

12 Mayıs Anneler Günü Adıyaman'da acı ve hüzün içerisinde kutlanıyor.
12.05.2024 12:40:00 / Güncelleme: 12.05.2024 12:42:38
İhlas Haber Ajansı
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
6 Şubat depremlerinde en ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman'da, binlerce vatandaş yıkılan yapıların enkazları altında kalarak hayatını kaybetmişti.

6 Şubat Depreminde annesini yada kızını kaybeden bir çok vatandaş, ellerine aldıkları çiçeklerle Adıyaman Belediyesi Yeni Mezarlığa gelerek burada mezarları ziyaret etti.

Annesini ve kızlarını kaybeden bir çok vatandaş göz yaşları içerisinde Anneler Gününü kutladı. Hüzünlü anların yaşandığı mezarlıkta annesini yada kızlarını kaybeden kişiler yüreklerinin yandığını ve bu acının hiçbir şekilde unutulmayacağını dile getirdi.



Bazı mezar taşlarında 'Toprak emanetime iyi bak, benim sarıldığım gibi sarıl anneme' yazan yazılar ise hüzünlendirdi.

Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor

Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir
12.05.2024 12:18:00
Hasan Parlak
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği devletlerin bekası için hayati önem taşıyor
Sınır güvenliği, bir devletin egemenliğinin en temel göstergelerinden biridir. Sınır güvenliği, bir ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve halkının güvenliğini koruma açısından hayati öneme sahiptir.

Ulusal güvenliğin sağlanması, ekonomik istikrarın korunması ve toplumsal huzurun devamı için kritik bir öneme sahiptir.

Küreselleşen dünyada, sınırların korunması daha da zorlaşmakta ve devletler bu meydan okumaya karşı yeni tedbirler geliştirmek zorunda kalmaktadır.

Sınırlar, yalnızca coğrafi çizgiler değil, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve siyasi etkileşimlerin merkezidir. Sınır güvenliği, kaçakçılık, yasa dışı göç, terörizm gibi tehditlere karşı koruma sağlar ve ulusal güvenlik için stratejik bir rol oynar.

Alınacak Tedbirler

Fiziki Güvenlik Önlemleri: Sınır hattı boyunca duvarlar, çitler ve gözetleme kuleleri gibi fiziki engellerin inşası.

Teknolojik Yatırımlar: İleri gözetleme teknolojileri, dronlar, termal kameralar ve hareket dedektörleri gibi teknolojik araçların kullanımı.

Eğitim ve İstihbarat: Sınır güvenlik personelinin eğitimi ve istihbarat kapasitesinin artırılması.

Uluslararası İş Birliği: Komşu ülkelerle iş birliği ve koordinasyon içinde çalışarak sınır güvenliğini artırmak.

Hukuki Düzenlemeler: Sınır ihlallerine karşı caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.

Entegre Sınır Yönetimi: Sınır yönetiminde kurumlar arası ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi.

Sınır güvenliği, devletlerin bekası için kritik bir öneme sahiptir. Çeşitli tehditlere karşı etkili bir koruma sağlamak için fiziki, teknolojik, eğitim ve hukuki tedbirlerin yanı sıra, uluslararası iş birliği ve entegre sınır yönetimi yaklaşımları da büyük önem taşır.

Bu tedbirler, sınırların ve devletlerin güvenliğini sağlarken, aynı zamanda insan, sermaye ve malların yasal serbest geçişlerini kolaylaştırarak refah ve ekonomiye katkı sağlar.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.