Türkiye'de gençlerin siyasete bakışı
18-29 yaş grubunu kapsayan son araştırmalar, bu kuşağın büyük ölçüde apolitik değil, "anti-siyaset" bir tutum sergilediğini gösteriyor. Gelecek kaygısı, umudu eritiyor ve siyasete katılımı pasif bir dirence dönüştürüyor
14.11.2025 10:40:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Türkiye'nin genç nesli, siyasete karşı karmaşık bir duygu yumağı içinde. 18-29 yaş grubunu kapsayan son araştırmalar, bu kuşağın büyük ölçüde apolitik değil, "anti-siyaset" bir tutum sergilediğini gösteriyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin TÜBİTAK destekli NEET Gençler Araştırması'na göre, gençlerin yüzde 79,9'u siyasete oy vererek katılıyor, ancak parti üyeliği oranı sadece yüzde 6,8 ve STK üyeliği yüzde 9,3'te kalıyor. Bu veriler, geleneksel siyasetin gençleri yorduğunu, katılımı sınırlı kıldığını ortaya koyuyor.
X platformunda dolaşan paylaşımlar da benzer bir tablo çiziyor: Bir kullanıcı, "Gençler kavga değil, fikir zemini istiyor" derken, bir diğeri "Siyaset kirlenirse toplum zehirlenir" diye yakınıyor. Ekonomik kriz, işsizlik ve adaletsizlik algısı, gençlerin siyasete bakışını şekillendiriyor.
ORC Araştırma'nın Eylül 2025 anketinde, gençlerin yüzde 57,5'i siyasete "ilgisiz" olduğunu belirtirken, yüzde 40'ı yurtdışına göç planı yapıyor. Bu, sadece bir kopuş değil; sistemin gençleri dışladığına dair bir isyan sinyali.
Katılım düşüklüğü ve ekonomik baskılar
Gençlerin siyasete mesafesi, ekonomik gerçekliklerden besleniyor. Fraktal Araştırma'nın 2025 verilerine göre, her beş gençten biri ne eğitimde ne istihdamda (NEET); çalışanların yüzde 65'i ayda 27 bin TL'nin altında ücret alıyor. Bu koşullar, siyaseti "uzak bir arena" haline getiriyor.
KONDA ve GoFor'un 2024 raporunda, gençlerin yüzde 90'ı demokrasinin işleyişinden memnuniyetsiz; kadın-erkek eşitliği ve muhalefet hakkı gibi değerleri savunurken, katılımı engelleyen "ataerkil yapı"yı suçluyorlar.
X'te bir paylaşım, "Gençler sokağa çıkıyor ama ne için? Karamsarlık pompalanıyor" diyor, muhalefetin rolünü sorguluyor.
AKP'nin Haziran 2025 anketinde ise gençlerin yüzde 21,3'ü siyasete ilgi duyduğunu söylerken, işsizlik yüzde 25,8 oranla en büyük sorun olarak öne çıkıyor. Bu tablo, siyasetin gençlerin günlük hayatta "hayatta kalma stratejisi"ne indirgendiğini gösteriyor. Gelecek kaygısı, umudu eritiyor ve katılımı pasif bir dirence dönüştürüyor.
Değişim arayışı ve umut ışıkları
Yine de, gençlik tamamen kopmuş değil; direnç ve değişim arzusu var. ORC'nin Ağustos 2025 anketinde, gençlerin en beğendiği lider Özgür Özel olurken, CHP'ye oy oranı yüzde 30,5, AKP'ye yüzde 21,2 olarak ölçülüyor.
X tartışmalarında, "Gençliğimiz Var" gibi programlar umut örgütlemeyi hedefliyor; bir paylaşım, "Umudu hep birlikte örgütleyeceğiz" diyor.
Friedrich Ebert Stiftung'ın 2024 Güneydoğu Avrupa Gençlik Araştırması, Türkiye'deki gençlerin siyasete ilgi oranını bölgenin en yükseği (3/6) bulurken, göç eğiliminin üçüncü sırada olduğunu belirtiyor. Bu, baskıcı politikalara karşı empati ve hoşgörü arzusunu yansıtıyor.
Çıkış yolu, gençleri kapsayan reformlarda. Eğitimde liyakat, yargıda şeffaflık ve dijital platformlarda diyalog. X'te bir sosyolog, "Değişim, kolektif akılla doğar" uyarısında bulunuyor. Eğer siyaset, gençlerin "nasıl yaşarız" sorusuna cevap verirse, anti-siyaset yerini aktif katılıma bırakabilir. Bu kuşak, Cumhuriyet'in mirasını yorgun değil, yenileyerek taşıyabilir, yeter ki dinlensin.
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin TÜBİTAK destekli NEET Gençler Araştırması'na göre, gençlerin yüzde 79,9'u siyasete oy vererek katılıyor, ancak parti üyeliği oranı sadece yüzde 6,8 ve STK üyeliği yüzde 9,3'te kalıyor. Bu veriler, geleneksel siyasetin gençleri yorduğunu, katılımı sınırlı kıldığını ortaya koyuyor.
X platformunda dolaşan paylaşımlar da benzer bir tablo çiziyor: Bir kullanıcı, "Gençler kavga değil, fikir zemini istiyor" derken, bir diğeri "Siyaset kirlenirse toplum zehirlenir" diye yakınıyor. Ekonomik kriz, işsizlik ve adaletsizlik algısı, gençlerin siyasete bakışını şekillendiriyor.
ORC Araştırma'nın Eylül 2025 anketinde, gençlerin yüzde 57,5'i siyasete "ilgisiz" olduğunu belirtirken, yüzde 40'ı yurtdışına göç planı yapıyor. Bu, sadece bir kopuş değil; sistemin gençleri dışladığına dair bir isyan sinyali.
Katılım düşüklüğü ve ekonomik baskılar
Gençlerin siyasete mesafesi, ekonomik gerçekliklerden besleniyor. Fraktal Araştırma'nın 2025 verilerine göre, her beş gençten biri ne eğitimde ne istihdamda (NEET); çalışanların yüzde 65'i ayda 27 bin TL'nin altında ücret alıyor. Bu koşullar, siyaseti "uzak bir arena" haline getiriyor.
KONDA ve GoFor'un 2024 raporunda, gençlerin yüzde 90'ı demokrasinin işleyişinden memnuniyetsiz; kadın-erkek eşitliği ve muhalefet hakkı gibi değerleri savunurken, katılımı engelleyen "ataerkil yapı"yı suçluyorlar.
X'te bir paylaşım, "Gençler sokağa çıkıyor ama ne için? Karamsarlık pompalanıyor" diyor, muhalefetin rolünü sorguluyor.
AKP'nin Haziran 2025 anketinde ise gençlerin yüzde 21,3'ü siyasete ilgi duyduğunu söylerken, işsizlik yüzde 25,8 oranla en büyük sorun olarak öne çıkıyor. Bu tablo, siyasetin gençlerin günlük hayatta "hayatta kalma stratejisi"ne indirgendiğini gösteriyor. Gelecek kaygısı, umudu eritiyor ve katılımı pasif bir dirence dönüştürüyor.
Değişim arayışı ve umut ışıkları
Yine de, gençlik tamamen kopmuş değil; direnç ve değişim arzusu var. ORC'nin Ağustos 2025 anketinde, gençlerin en beğendiği lider Özgür Özel olurken, CHP'ye oy oranı yüzde 30,5, AKP'ye yüzde 21,2 olarak ölçülüyor.
X tartışmalarında, "Gençliğimiz Var" gibi programlar umut örgütlemeyi hedefliyor; bir paylaşım, "Umudu hep birlikte örgütleyeceğiz" diyor.
Friedrich Ebert Stiftung'ın 2024 Güneydoğu Avrupa Gençlik Araştırması, Türkiye'deki gençlerin siyasete ilgi oranını bölgenin en yükseği (3/6) bulurken, göç eğiliminin üçüncü sırada olduğunu belirtiyor. Bu, baskıcı politikalara karşı empati ve hoşgörü arzusunu yansıtıyor.
Çıkış yolu, gençleri kapsayan reformlarda. Eğitimde liyakat, yargıda şeffaflık ve dijital platformlarda diyalog. X'te bir sosyolog, "Değişim, kolektif akılla doğar" uyarısında bulunuyor. Eğer siyaset, gençlerin "nasıl yaşarız" sorusuna cevap verirse, anti-siyaset yerini aktif katılıma bırakabilir. Bu kuşak, Cumhuriyet'in mirasını yorgun değil, yenileyerek taşıyabilir, yeter ki dinlensin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































