logo
28 MART 2024

Türkiye'yi AB mezarlığına gömemeyecekler

21.12.2004 00:00:00
Türkiye ve Türk milletinin AB mezarlığına defnedilme girişiminin başarılı olamayacağını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu millete Sevr'i layık görenler, bu milletin kendi Lozan'ını yeniden yazacağını çok iyi bilsinler" dedi BTP 2. Olağan Kongresi, Ankara'da, Büyük Anadolu Hoteli Kongre Salonu'nda yapıldı. Salonu tıklım tıklım dolduran, koridorlara hatta dışarıya taşan izdiham derecesinde bir katılımın olduğu BTP Kongresi görülmedik bir coşku, heyecan ve dirilik atmosferinde gerçekleştirildi. Medya mensuplarının büyük ilgi gösterdiği, Meltem TV'nin canlı yayınladığı kongrede Prof. Dr. Haydar Baş, delegeler tarafından oybirliğiyle tekrar genel başkanlığa seçildi.

17 Aralık'çılar affedilmeyecek

Büyük bir coşkunun hakim olduğu, "Bu vatan bizimdir bizim kalacak", "Bu vatan bu millet seni bekliyor", "İşte lider işte başbakan" sloganları ile inim inim inletilen salonda delegelere ve ülkeyi adeta teslim alan yoğun kış şartlarına rağmen yeniden kuvay-ı milliye ruhu ile Ankara'ya koşan onbinlerce BTP'liye hitaben bir konuşma yapan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin sürüklendiği siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik iç ve dış tehlikelere dikkat çekti, çözüm yollarını gösterdi, ülkemizi adeta cendere altına alan bu tehlikelerden kurtuluşun ancak BTP iktidarıyla mümkün olacağını söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, yaklaşık üç saat süren, pür dikkat dinlenen ve sık sık da sloganlarla kesilen konuşmasında son günlerde özellikle medyanın da büyük rolüyle Türkiye'nin hallüsinasyona maruz bırakıldığı AB konusuna da değinerek, 17 Aralık tarihindeki gelişmelerde dahli olan ve Türk milletine bunu bir bayram gibi yutturanları tarihin asla affetmeyeceğini söyledi.

17 Aralık'ın anlamı

"Beş bin yıllık Türk tarihi, bin küsur yıllık İslam Medeniyeti, 80 yılı aşkın Cumhuriyet birikimi AB mezarlığına defnedilmek istenilmektedir" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Millet olarak kaderimizi başka bir devlete devretmek intihar anlamına gelir.", "...Artık vaziyeti düzeltmek için mutlak Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir" sözlerini hatırlattıktan sonra şöyle konuştu: "17 Aralık'ta AB'nin almış olduğu karar Türk İslam Medeniyetinin inkırazına giden yol olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu kararla tasfiye yoluna girmiştir. Brüksel zirvesinde varılan kararlarla Batı medeniyeti Türk İslam medeniyetinden alacağı intikamını bu ana kadar İslamcı geçinenlerin elleriyle gerçekleştiriyor. Sayın Başbakan bu toplantıya giderken 'Kopenhag Kriterleri dışında önümüze gelecek hiç bir şartı kabul etmeyeceğiz', demişti. Ancak Brüksel'de, neticede ne oldu ki bütün bu kriterleri kabul etti? Kapılar arkasında neler döndü? Haçlı zihniyeti İslam dünyasından alacağı intikamı bir taraftan Büyük Ortadoğu Projesi ile diğer taraftan AB dayatmalarıyla bölüp parçalamayı hedeflediği Türkiye ile ve bu siyasilerin elleriyle gerçekleştirmek istiyor. İlaveten de Türkiye, İslam dünyasının düştüğü zindana gardiyan yapılmak istenmektedir."

Mondros geri mi geldi?

17 Aralık'taki kararlarla, müzakere sürecinin açık bırakılmasına, KKTC'nin bizzat Türk hükümeti eliyle ilga edilmesine, Ermenilerin tazminat ve toprak taleplerine yol açacak gelişmelere kapı açılmasına, serbest dolaşımın kalıcı olarak engellenmesine, bundan önce hiçbir aday ülkeye uygulanmayan şartların Türkiye'ye dayatılmasıyla hiç bir zaman AB'ye alınmayacağı belli olmasın rağmen ülkeye dönüşte bir zafer havası estirildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, "Bu neyin zaferidir? Bu, adeta Mondros'a benziyor. Mondros'tan dönüldüğü zaman da azınlıklar bu şekilde bayram etmişti" dedi.

Türkiye'ye filika rolü

Tüm yaşananların AB'nin Türkiye'ye yaklaşımının bir iyi niyet eseri olmadığını gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, bunlardan birinin de yine 17 Aralık kararlarındaki "Türkiye'nin AB değerlerine demirlenmesi" talebi olduğunu belirterek şunları söyledi: "AB değerlerinin özü ne midir? Avrupalı Hıristiyan Piskoposları Birliği, 'AB fikri başlıbaşına düşman Türklere, Türkiye'nin başını çektiği İslam dünyasına karşı geliştir' diyor. Eski AB Komisyonu Başkanı Jacques Delors, tarihçi Brodley'e atıfta bulunarak 'AB hıristiyandır' demişti. 25 yıl Alman Hıristiyan Demokratların genel başkanlığını yapan Kohl, 'Hıristiyanlık değerlerinin olmadığı bir Avrupa benim Avrupam değildir' diyor. Şimdi soruyorum benim İslamcı Başbakanıma, 'sen kimin dünyasında kime yer arıyorsun?' AB, milli marş olarak Bethoven'in 9. Senfonisi'nin 4. Bölümünü seçmiştir. Bu bölümde Hıristiyanlığın teslisi sembolize edilmektedir. AB bayrağında karşımıza hiç değişmeyen 12 yıldız çıkmaktadır. Bu 12 yıldız eski Yunan'da Herkül'ün 12 sınavını, Roma'nın 12 temel yasasını ve Hıristiyanlığın 12 havarisini temsil etmektedir. Bütün bu gerçekler gösteriyor ki AB, Türkiye'nin yapısını, coğrafyasını, ekonomisini, yani Türk milletinin dinini, örfünü, adetlerini, geleneklerini değiştirmek için kollarını sıvamıştır. Hülasa AB süreci, büyük güçlere karşı verdiğimiz savaşlardaki yüzbinlerce şehitle kurduğumuz aziz vatanımızın, milli egemenliğimizin, bağımsızlığımızın, bağımsız Türk milletinin imhası anlamına gelmektedir. AB ile Türk milletinin bağımsızlığı elinden alınıp dünyada ikinci sınıf insan haline getirilmek istenmektedir. Hedef beş bin yıllık Türk milletinin tarihini tarihe gömmektir. Türk milletinin varlığı ve Türkiye'nin bağımsızlığını yok etmektir. Hal böyle iken bazı kimselerin, elde avuçta bir şey yokken Türkiye'nin varlığını tehlikeye atacak bu durum karşısında bayram havasına bürünmesi tiyatrosu şahsen bizleri hayrete düşürüyor."

BTP yeni Sevr'leri

yırtmak için var

Meltem TV'de Diyalog programında bir gazetecinin, "Osmanlının 16. Asırda ulaştığı topraklardan Hıristiyanlardan aldığının tamamını yitirmiştir. Türk milletinin elinde kala kala bir tek Anadolu kalmıştır. Şunu iyi belleyin ki AB Türkleri istemiyor. AB'nin istediği Anadolu'dur" sözünü hatırlatarak konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş, bütün menfi gelişmelere rağmen Türkiye ve Türk milletinin AB mezarlığına defnedilme girişiminin başarılı olamayacağını belirterek şöyle dedi: "Şartlar ne kadar kötü olursa olsun bu işi önlemek aziz Türk milletinin elindedir. Türk milleti tarihte buna benzer hadiseleri atlatmış ve bağımsızlığına her defasında sahip çıkmıştır. Son olarak bundan 80 yıl önce verdiği milli mücadele ile bu aziz vatan üzerinde emeli olan güçleri sınırlarının dışına atmayı başarmıştır. Bunu şimdi de başarabilmek için uyanık olmak ve milli reflekslerimizi canlandırmak mecburiyetindeyiz. Bu millete Sevr'i layık görenler bu milletin bunu kabul etmeyeceğini, kendi Lozan'ını yazacağını çok iyi bilsinler. Tarih buna şahittir." Prof. Dr. Haydar Baş, BTP'nin, Sevr'i yırtmak, Lozan'ı hayata geçirmek için Türk milleti ile beraber iktidara yürüme seferberliğine çıktığını ifade etti ve bütün vatandaşlarımızı bu kutlu dâvâ için BTP çatısı altında toplanmaya çağırdı.
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.