logo
17 MAYIS 2024

Türk’ün aslıdır, hasıdır Yörük

Türkiye Yörüklerinin beyi Ramazan Kıvrak, sazıyla sözüyle Prof. Dr. Haydar Baş’ı anlatıyor. Kıvrak, “Bu toprakların manevi sahipleri vardır. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bu konudaki hizmetleri yerinde ve doğrudur. Yaptığı toplantılara katılarak bi
04.03.2013 00:00:00
Ahmet Haydar BİRİNCİ
Yeni Mesaj Gazetesi olarak bugün sizlere, konuk olduğumuz bir Yörük’ten, Ramazan Kıvrak’tan bahsedeceğiz. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum kanaatimce Türkiye’de dilimizi bu kadar iyi kullanabilen nadir insanlardan biri. Ayrıca 4 bini aşkın köye, 200’ü aşkın ilçeye gitmiş ayak basmadık yer bırakmamış adeta bu yönden kendisi bir tecrübe abidesi... Röportajımıza geçmeden önce kendisi hakkında bilgi vermek istedik:1961 yılında Fethiye Karaçulha’da doğdu. Fethiye Yörük Türkmen ve Kültür Derneği Başkanlığı’nı yapmaktadır. Yörük Obalarımız programını hazırlayıp sundu. Fethiye’de, sazıyla ve sözüyle yöresel ata çalgılarını çalabilen, ata oyunlarını oynayabilen sanatçıların da içinde bulunduğu kırk yâreni olan, belirli günlerde eğlence, müzik ve oyun kültürünün yanında, atalardan gelen yâren geleneğini sürdüren Yörük Yârenleri’nin büyük yârenbaşılığını yapmaktadır. “Fethiye’de Yörükler ve Karaçulha” isimli ilk kitabı ve “Yörük Obalarımız” kitabı yayımlandı. Yeni kitap çalışması sürmektedir.

Çocukluğunuz nasıl geçti?
Baharın müjdecisi; cemreler havaya, suya, toprağa düşünce, toprak uyanır, tohumların yeniden doğuşu başlar, diriliştir, var oluştur, kaybolan bitkilerin ortaya çıkışıdır. Yıllar evvel bu günlere denk gelen zamanda doğmuşum. Otlar cücüklemeye, ağaçlar pürçüklemeye başlayınca ortalığı otlar, çiçekler kaplamaya başlar. Çobanın değneğini havaya atıp yere düşünce ottan görünmez, bulmak için arar dururmuş. Bende daha kırkına varmadan otların arasında görünmezmişim. Ağlarken çığırırmışım arayan sesimden gelir bulurmuş. Anam beşikte büyütmüş eli aya düzgün olsun, uslu durmayı öğrensin. Başa bele getirmesin diye. Sonra sürünmüş, apalamış, sendeleyerek aya kalkmışım, düşe kalka yürümüşüm, dilim dönmeye başlayınca akıl yürütmeye, doğayı keşfetmeye, kendi kendime öğrenmeye başlamışım. Daha adım konulmadan İlimder olsun demiş göbek adımı verivermişler. Amma velâkin 11 ay beklenen ve ayların sultanı Ramazan ayında doğunca ailem Ramazan deyi yazdırıvermiş nüfusa beni. İki evli olan babamın 14 çocuğuna lakaplar verilirken. İnatçılığın, kararlılığın karşılığı Çona deyivermişler lakabıma kardeşlerim. Vara yoğa, boşa doluya yürüdük, sevgi aldık sevgi verdik. Aklımızı, bilgimizi, gücümüzü, paramızı hayra harcadık. Gelenleri kucakladık, gelemeyenleri kollarımız açık bekledik, yazdık, çizdik, gezdik, tozduk, yedik, içtik, oynadık, gaynadık, günler günleri, yıllar yılları kovaladı, hayat yolunu yarıladık. Tepeden aşağı sallandık. Ellere el uzattık. İnsanlık dedik yardıma koştuk, gücümüz yettiğince verdik, beklemedik duadan başka bir şey. Aldık mı almadık mı hesap etmedik, haddimizi bildik omzumuz da ki meleklere ve yaradan Allahın işlerine karışmadık. Sadece yaratanın rızasını almaya çalıştık.

Yörük kültürünü savundunuz hayat boyu. Ancak toprağı ve hayvanı neden öne çıkardınız?
Ramazan Kıvrak: Toprağı ata bildik, atanın koynuna girip toprak oluncaya kadar toprakla uğraştık. Sebzeyi meyveyi, buğdayı yetiştirdik, karnımızı doyurduk. Toprağa elimizi değirdik. Yarın hak vaki olunca, toprak olmak için tenimiz zorluk çekmesin dedik. Bereketli topraklar için yaratana şükrettik bize bırakan ata için dua ettik. Toprağa kıymet verdik. Toprağa saygısı olmayanı dost bilmedik. Vatan toprağını neslimize bırakmak için bedel de olsa öderiz dedik baştan beri. Ormanı hayvanı insanı bir arada yaşatmanın sırrını atamızdan aldık, yaratılanı yok etmeyi günah bildik, yaratana karşı gelmek saydık. Keçiyi, koyunu besledik hem doyurduk hem ürünleriyle doyduk. Her hayvanı koruduk yılana, çayana bile zulmetmedik. Sevgimizi şefkatimizi her canlıya gösterdik. Çoğu zamanda onlardan çok şey öğrendik. Beraberce yaşamayı keşfettik tıpkı atalarımız gibi. Büyüğü büyük bildik saygı duyduk, küçüğü küçük bildik sevgimizi verdik. Ak saçlı bilgelerimizden öğüt aldık, hem hatamızı hem düşmanımızı azalttık, bilene koştuk bilenle dost olduk bilgimizi çoğalttık. Geçmişi hayırla yâd ettik neslimiz için hayırlı dualar ettik. Güneş batarken ay doğsun ay batarken güneş doğsun üzerinizden aydınlık ve hürriyet sevdası hiç eksik olmasın diye.

Soru: Mücadelenizin sebepleri nelerdir?
Ramazan Kıvrak: Elbette uğruna ölecek kadar sevdiğimiz vatanımız içinde hayalimiz, çalışmamız vardır. Bağımsız ve güçlü devlet, özgür ve mutlu millet diye sevdamız vardır. Her şey düzgün gitmiyor, Devletimizde, Milletimizde daha ilerde olması gerekirken, mazlum milletler, Türk dünyası, İslam âlemi ve dünya insanlığına faydamız olması gerekirken, büyük millet olmamıza rağmen, başka sömürgeci devletlere el açar, medet umar hale gelmişiz. Bilinen 16000 yıllık Türk tarihine bakınca inceleyince ülkemizin içinde bulunduğu durumun hayra gitmediğini görüyoruz. Bizde bir şeyler yapalım. Allahın bizlere verdiği aklı, bilgiyi, gücü, imkânı değerlendirip Yaratana ve yaradılış gayemize uygun olarak çalışmaya karar verdik. Bu mücadelede; elimiz helal karda gözümüz hakiki yarda oldu. Hep çalıştık hep ürettik, vatana millete faydamız olsun istedik. Çadırın kapısını kaldırdık herkes girsin diye. Büyük tuttuk herkes yer bulabilsin diye. Çoğalalım istedik hem peygamberimizin hem atamızın öğüdünü tuttuk, çoğaldıkça bereketin arttığını gördük...

Çalışmayla, üretmeyle, geçen bir ömür, Sizi etkileyen bir anı var mı?
Yirmi yılı aştı ülkeyi köy köy dolaşmaya başlayalı. Geçenlerde hesaplamaya çalıştım. 4 bini aşkın köye, 200’ü aşkın ilçeye gitmişim. Oradaki yaşlı insanların bilgisini laf dağarcıma doldurdum. Dağarcımı sırtıma arttım lazım oldukça dağıtıyorum. Sevgi ve laf dağıtmakta cömert olmalıyız çünkü hiç eksilmiyor. Yani zararımız yok. Beni etkileyen en önemli olay ise Yörük yurtlarında benim kitaplarım okunur, laflarım dinlenir, televizyon programlarım İzlenir. Yörük Türkmen kültürünü yaşayan, seven, kıymet verenler, benim lafımı çok ederler. Mersin aydıncıkta ilkokul 3. sınıfta öğretmen öğrencilere sorar.
Öğretmen; Ramazan Kıvrak’ı tanıyan var mı?
Kız öğrenci; tanıyorum.
Öğretmen; kimdir?
Öğrenci; o Yörüklerin kökleri dağlarda olan ağacıdır.
Öğretmen; o ağacın meyvesi var mıdır?
Öğrenci; vardır. Keçidir, koyundur.
Konuşma böyle devam eder.

Bizde bilge, tecrübeli, dini ve milli büyüklerimiz vardır bunların sözleri sizi etkiler mi?
Türk milletinin temeli olan; Oğuz Kağan; O kadar büyüyelim ki, gök kubbe çadırımız, güneş meşalemiz olsun demiştir.
Türk Büyüğü, Bilge Kağan; Üste mavi gök, çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça, senin ilini ve töreni kim bozabilir. Demiştir.
Ata öğüdünü tutacağız, çok çalışacağız, üreteceğiz, birliğimizi, dirliğimizi bozmayacağız. Bir ağaç gibi tek ve hür, orman gibi kardeşçesine diyen Nazım Hikmet de bizim,
Zeybek bizim, horon bizim, halay bizim, semah bizim, birlik bizim, dirlik bizim, deniz bizim, yer bizim, gök bizim, gelecek bizim. Yiğitliğimizi, cesaretimizi, gücümüzü, tecrübemizi, bilgimizi kullanıp; akıllı Türk olmaya çalışıyoruz.

Türkçemize, Türk yer adlarına ve tarih bilincimize sahip çıkıyor muyuz?
Ramazan Kıvrak: Türkçemizi zenginleştiren, hem tarihimize ışık tutan hem de tapu niyetine geçen soyumuzu belli eden isimleri veren atalarımıza minnet duymalıyız. Çünkü onlar bize canlarıyla kanlarıyla kazandıkları toprakları, alın terleriyle, eli nasırlı elleriyle işlediler. Türkçe adlarda vererek bizlere bıraktılar. Bize düşen atamızın bıraktığı halde geleceğe taşımaktır. Üzerindeki kirli emelleri temizleyerek, aslına uygun olarak soyumuzu belli eden Türkçe adları yeniden vererek, gelecek nesle taşımalıyız.
Fethiye Kaya’nın adı Kayı olsaydı. Oradaki çocuk ya da genç öğretmenine Kayı ne demek deyi sorsaydı. Alacağı cevap Cihan devleti Osmanlı devletini kuran boyun adı olacaktı. Çocuk geçmişinle gurur duyacaktı. Osmaniye’nin Toprakkale olan ilçesi ve kalesinin adı eskiden olduğu gibi Kınık olsaydı çocuk ya da genç öğretmenine ya da babasına Kınık ne demek deyi sorduğunda alacağı cevap cihan devleti Selçuklu devletini kuran boyun adı cevabını alacaktı. Burdur Bucak’ın eski adı Oğuzhan’ı sorsalardı. Alacağı cevap Türk Milletinin atası Oğuz kağanın adı cevabını alacaktı, Denizli Çameli’nin eski adı Karaman sorulsaydı; ‘bundan böyle mecliste Türkçe konuşula’ diyen dönemin en büyük beyi Karaman oğlu Mehmet bey anlatılacak, Osmanlının fetihlerinde balkanlara yerleştirilen yine Osmanlının yıkılışıyla göçmen dediğimiz insanlarımızın çoğunun karaman boyundan olduğu anlatılacaktı. Bizim; yer adlarımız değiştirilerek tarih saklanmış, Bizi bizden koparmışlardır.
Çevrenizdeki illerin, ilçelerin, beldelerin, köylerin mahallelerin eski ve yeni adlarına baktığınız zaman. Oğuz kökünden büyüyen, Gövdesi Türk olan, büyük dalların Bozoklar ve Üçoklar olduğunu, orta dalların ise oğuzun 24 boyunun adı, küçük dallarlında küçük boyların obaların adları olduğunu görülecektir.

Allah Prof. Dr. Baş’tan razı olsun
Ahmet Haydar Birinci: Ülkemizin milli kahramanları unutuluyor, unutturuluyor. Milletimizin kendi kimliğini bilmesi, dik durabilmesi için manevi şahsiyetleri nasıl hatırlayacağız?
Ramazan kıvrak: Dünyadaki her kazıda, her araştırmada bir Türk olursa ortaya çıkacaktır ki; Türkler bu topraklarda binlerce yıldır vardır. Hoca Ahmet Yesevi’nin; Batıya gidin orada bereketli topraklar var sözleriyle yola çıkan, Orta Asya’daki kuraklıktan dolayı yola çıkan, Malazgirt kahramanı Alpaslan’ın Anadolu’ya girişiyle gelenler ve bu toprakları bize bırakanlar. En son Gazi Mustafa Kemal’le birlikte kurtuluşun ve kuruluşun mimarı olanlar bilinmeli anılmalıdır. İllerimize gazi, kahraman, şanlı adını veren mücadele önderleri anılmalı, kadınıyla, erkeğiyle bayraklaşmış. Milletçe minnet duyduğumuz ve yaratana dua ederken andığımız, sütçü imamlar, şahin beyler, Yörük Aliler, çete Ayşeler, Makbule hanımlar ve nicelerini anmak. Anlatmak, hem yaratana ve milletimize bir borçtur. Çünkü bu insanlar işgalden milletimizle birlikte İslam’ın da; bu topraklarda kurtuluşu için mücadele etmişlerdir. Bu toprakların manevi sahipleri vardır. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bu konudaki hizmetleri yerinde ve doğrudur. Yaptığı toplantılara katılarak bilgimizi arttırmalıyız. Allah kendinden ve hizmet edenlerden razı olsun. İnşallah milletimizin atasını, manevi değerlerini bilmesine vesile olur. Türk milleti yeniden kendine gelir ve kendi kimliğini bulur.

Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'

Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak

AK Parti TBBM Grup Başkanı Abdullah Güler, kripto varlıklarına ilişkin düzenlemeler içeren 19 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirterek, “İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti’ başlığı altında bir suç olarak yeniden teklifimizde düzenlenmiş ve cezası da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak görülmüştür” dedi.
16.05.2024 18:26:00
İhlas Haber Ajansı
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
AK Parti TBMM Grubu tarafından kripto varlıklarına ilişkin düzenlemeler içeren 19 maddelik kanun teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Konuyla ilgili AK Parti TBMM Grup Salonu'nda açıklamalarda bulunan AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, yasa ile ilgili izinsiz kripto faaliyetleri yürütenler hakkında 5 yıla kadar hapis cezası uygulanacağını ifade etti. Halihazırda faaliyet gösterenlerin ise izin alması gerektiğini söyleyen Güler, izin alamayan kurumların tasfiye edileceğini dile getirdi.

"Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi için SPK'dan izin almaları zorunlu hale gelmektedir"

Güler, kanun tasarısında kripto varlık ekosisteminde yer alan cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı ve platform gibi kavramların tanımlarının yer aldığını belirterek, "Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi ve faaliyete geçebilmesi için SPK'dan izin almaları zorunlu hale gelmektedir. Böylece hizmet sağlayıcılarda işlem yapan kullanıcıların SPK denetiminde güvenli bir şekilde işlem yapmaları amaçlanmaktadır. Kripto varlık, hizmet sağlayıcıların sistemlerini güvenli kılmakla yükümlü kılmaktadır. Bu anlamda bilgi sistemleri ve teknolojik altyapıları konularında TÜBİTAK'ın belirleyeceği kriterler de bu teklifimizde yer almaktadır" diye konuştu.

Güler, kripto varlıkların satış ve dağıtımının SPK tarafından belirleneceğini belirterek, kripto varlık ihracında TÜBİTAK'tan ön rapor alınacağını kaydetti. Güler, platformlarda gerçekleştirilen makul ve ekonomik bir gerekçeyle açıklanamayan ve platform nezdindeki işlemlerin güven, açıklık ve istikrar içerisinde çalışmasını bozacak nitelikte eylem ve işlemlere ilişkin de tedbirler öngörüldüğünü sözlerine ekledi.

İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyetine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası

Yeni düzenlemeyle kripto varlıklarında izinsiz faaliyete karşı tedbirlerin artacağını söyleyen Güler, "İzin alınmaksızın sermaye piyasalarında faaliyetlerde bulunan kurum, kuruluş ve şahıslara yönelik her türlü tedbiri almaya, gerekli görüldüğü takdirde hukuki ve cezai süreci takip etmeye de SPK'yı yetkili kılıyoruz. İzinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin internet aracılığıyla yürütüldüğü hallerde yurtiçi ve yurtdışı ayrımı kaldırılmakta ve kurulun internet üzerinden gerçekleştirilen hukuk dışı etkinlikler üzerindeki etkinliği de kaldırılmıştır. 'İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti' başlığı altında bir suç olarak yeniden teklifimizde düzenlenmiş ve cezası da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak görülmüştür" açıklamasında bulundu.

Güler, halihazırda faaliyet gösteren kurumlara yönelik de geçiş süreci olacağını belirterek, faaliyet gösterenlerin 1 ay içerisinde kurula başvurması gerektiğini, aksi takdirde 3 ay içerisinde tasfiye edileceklerini dile getirdi. Yurtdışında faaliyet gösteren kripto borsaların kullanımının sonlandırılacağını da ifade eden Güler, kanun tekliflerinde vergilendirmenin söz konusu olmadığını kaydetti.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'

Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak

İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor.
16.05.2024 12:59:00
Haber Merkezi
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
İBB birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor. Özelleştirilecek şirketler arasında İGDAŞ, Halk Ekmek, İspark ve Hamidiye Su da bulunuyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Meclisi'nde çoğunluğu elde etti. Şimdi de birçok şirketi "halka arz" etmeyi planlıyor.

İBB Mali Hizmetler Daire Başkanı Neslihan Vural, belediye meclisinde CHP'nin çoğunluğu elde etmesinin, İGDAŞ'ın halka arzı da dahil olmak üzere 'fonlama sağlama' planlarında ilerlemeye imkan tanıdığını söyledi. İGDAŞ'ın halka arz planı ilk olarak 2010'larda gündeme gelmiş ancak hayata geçememişti.

Bloomberg'ün sorularını yanıtlayan Vural, gaza zam gelirse şirketin değerinin de 10 milyar doları bulacağını söyledi.

Ekonomik kriz nedeniyle halkın tercih ettiği Halk Ekmek'in de sırada olduğunu söyleyen Vural, İspark ve Hamidiye Suyu'n da özelleştirilmesi için hazırlık içinde olduklarını belirtti.

İktidar, köprü ve otoyolların ardından Avrasya Tüneli geçiş ücretini de 'güncelledi'

Avrasya Tüneli tek yön geçiş ücretleri, gündüz tarifesinde otomobiller için 80 TL'den 112 TL'ye, minibüsler için 120 TL'den 168 TL'ye ve motosikletler için 31,20 TL'den 41,7 TL'ye yükseldi.
16.05.2024 12:10:00 / Güncelleme: 16.05.2024 12:17:15
Haber Merkezi
İktidar, köprü ve otoyolların ardından Avrasya Tüneli geçiş ücretini de 'güncelledi'
İktidar, köprü ve otoyolların ardından Avrasya Tüneli geçiş ücretini de 'güncelledi'
Avrasya Tüneli'nin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan duyuruda "Tüm Sürücülerimizin Dikkatine! 16 Mayıs 2024 itibarıyla geçerli olan Avrasya Tüneli geçiş ücreti tarifesine web sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz." denildi.

Avrasya Tüneli tek yön geçiş ücretleri gündüz tarifesinde otomobiller için 80 TL'den 112 TL'ye, minibüsler için 120 TL'den 168 TL'ye ve motosikletler için 31,20 TL'den 41,7 TL'ye yükseldi.



Köprü ve otoyollara da zam gelmişti

Karayolları Genel Müdürlüğü, otoyol ve köprü ücretlerinin 15 Mayıs 2024 Çarşamba günü saat 00.00'dan itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlendiğini duyurdu.

KGM'nin açıklamasına göre, 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri tek yön otomobil geçiş ücretine yüzde 60 zam yapılarak 15 TL'den 24 TL'ye çıkarıldı. Osmangazi Köprüsü geçişi otomobiller için yüzde 37,50 zamlanarak 290 TL'den 399 TL'ye, 1915 Çanakkale Köprüsü yüzde 42 zamlanarak 295 TL'den 419 TL'ye, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yüzde 40 zamlanarak 35 TL'den 49 TL'ye yükseltildi.

Ankara-Niğde Otoyolu otomobil geçiş ücretine yüzde 40 zam yapılarak 210 TL'den 295 TL'ye çıkarıldı. Malkara-Çanakkale Otoyolu (Malkara giriş – 1915 Çanakkale Köprüsü çıkış) otomobil geçiş ücreti yüzde 41 zamlanarak 410 TL'den 579 TL'ye yükseldi.

Bakan 'güncelleme' dedi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, otoyol ve köprü geçiş ücretlerine yönelik yapılan yılın ikinci zammını, "Oluşan şartlara göre geçiş ücretlerimizi güncelleme ihtiyacı hissettik. Gerçekten çok düşük kalmıştı" diyerek savunmuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, zammın enflasyona etkisinin yaklaşık 0,05 puan olacağını öngördüklerini belirtmişti.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.