Ücretli öğretmenlik: Düşük ücret ve sosyal güvencesizlik
Ücretli öğretmenlik, Türkiye'de öğretmen açığını geçici olarak kapatmak amacıyla uygulanan bir istihdam modelidir. Ancak bu sistem, öğretmenlerin özlük hakları, iş güvencesi ve mesleki motivasyon açısından ciddi sorunlar barındırmaktadır
25.11.2025 00:10:00 / Güncelleme: 25.11.2025 02:20:32
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





Ücretli öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi eğitim kurumlarında, kadrolu öğretmenlerin çeşitli nedenlerle (doğum izni, askerlik, hastalık vb.) görev yapamadığı durumlarda, bu boşluğu doldurmak amacıyla geçici süreyle görevlendirilen öğretmenlik uygulamasıdır.
Bu öğretmenler genellikle eğitim fakültesi mezunu ya da pedagojik formasyon almış bireyler arasından seçilir. Ancak bazı durumlarda, öğretmen açığının fazla olduğu bölgelerde formasyonu olmayan lisans mezunları da görevlendirilebilmektedir.
Ücretli öğretmenliğin başlıca sorunları
Düşük ücret ve sosyal güvencesizlik:
- Ücretli öğretmenler, girdikleri ders saati başına ücret alırlar. Bu ücret, asgari ücretin dahi altında kalabilmekte ve yaz tatili gibi dönemlerde ödeme yapılmamaktadır.
- Sosyal güvenlik primleri yalnızca fiilen çalışılan günler üzerinden yatırıldığından, emeklilik hakları ve sağlık güvenceleri sınırlıdır.
İş güvencesi eksikliği:
- Ücretli öğretmenler sözleşmeli ya da kadrolu öğretmenler gibi sürekli bir istihdama sahip değildir. Görev süreleri genellikle bir eğitim yılıyla sınırlıdır ve her yıl yeniden başvuru yapmaları gerekir.
- Bu durum, öğretmenlerin mesleki aidiyet duygusunu zayıflatmakta ve uzun vadeli plan yapmalarını engellemektedir.
Mesleki gelişim ve eğitim fırsatlarına erişim sorunu:
- Ücretli öğretmenler, hizmet içi eğitim programlarına sınırlı erişime sahiptir. Bu durum, mesleki gelişimlerini olumsuz etkilemekte ve eğitim kalitesini düşürmektedir.
Psikolojik ve sosyal sorunlar
- Sürekli belirsizlik içinde çalışmak, düşük gelirle geçinmeye çalışmak ve diğer öğretmenlerle eşit haklara sahip olmamak, ücretli öğretmenlerde tükenmişlik sendromuna ve mesleki motivasyon kaybına yol açmaktadır.
Çözüm önerileri
Kadrolu istihdamın artırılması:
- Öğretmen ihtiyacının ücretli öğretmenlerle değil, kalıcı ve kadrolu atamalarla karşılanması, eğitimde süreklilik ve kalite açısından elzemdir.
Ücret ve sosyal hakların iyileştirilmesi:
- Ücretli öğretmenlerin maaşları, en az asgari ücret seviyesine çıkarılmalı; sosyal güvenlik hakları tam olarak sağlanmalıdır.
Mesleki gelişim olanaklarının genişletilmesi:
- Ücretli öğretmenlerin de hizmet içi eğitimlere, seminerlere ve mesleki gelişim programlarına katılımı teşvik edilmelidir.
Performansa dayalı kadroya geçiş sistemi:
- Belirli bir süre görev yapan ve olumlu performans gösteren ücretli öğretmenlere, sınavsız ya da kolaylaştırılmış bir kadroya geçiş hakkı tanınabilir.
Eğitim politikalarında reform
- Eğitim sisteminde öğretmen ihtiyacının planlı bir şekilde belirlenmesi, geçici çözümler yerine uzun vadeli politikaların benimsenmesi gerekmektedir.
Ücretli öğretmenlik, kısa vadeli bir çözüm olarak ortaya çıkmış olsa da, zamanla yapısal bir soruna dönüşmüştür. Bu sistemin sürdürülebilir olmadığı açıktır.
Eğitimde kaliteyi artırmak, öğretmenlerin mesleki motivasyonunu yükseltmek ve öğrencilerin eşit eğitim hakkını sağlamak için ücretli öğretmenliğe dayalı istihdam anlayışının gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kalıcı çözümler, ancak öğretmenlerin hak ettiği değeri görmesiyle mümkün olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.



















































































