logo
23 NİSAN 2024

Ulu Hakan'dan Dünya Lideri'ne

03.10.2016 00:00:00

DÜNYA LİDERİ'miz var şükürler olsun! Olanlara şaşırıyor muyuz? Hayır!
Çünkü yüz yıl önce de; Sultan Abdülhamit, İmparatorluk kolluk güçlerini devrin bölücü PKK'ları ile savaştırıp Hamidiye Alayları kurarak en şedît eşkıyalara paşalık unvanı vererek taltif edip koca imparatorluk topraklarını, bin yıllık intikama soyunan Haçlıya pay ettiği için devrinde hal edilmiş ama günümüz müstevlî işbirlikçilerince; ULU HAKAN ilan edilmişti, şaşırmamıştık!
Kıssa bu ya:
Adamın biri her akşam eve suratı asık, öfkeyle soluyarak girer;
- Benden ne istiyorlar, yine sokakta 7-8 kişi yolumu kesti! Ne kadar yapmayın, etmeyin dediysem de dinlemediler! Mecburen kavgaya başladım. Vurduğumu devirdim, devirdiğimi tekmeyle bayılttım ama birisi çok iri, çok kuvvetliydi. Vuruyordum düşmüyordu! Onunla çok uğraştım! Yoruldum Hanım, canım da sıkkın...
Şeklinde benzer olaylar anlatır.
Birkaç gün anlatılanlara inanan ve Kocasının başına gelenlere üzülen Kadın, aylarca ve her gün tekrarlanarak devam edince, önce ciddiye almaz, dinler gibi görünür ve nihayetinde anlatılanlardan usanır!..
Bir sabah Kocasının kahvaltısını yaptırır, selametleyerek işe yollar. Kendisi de erkek kılığına girer ve uzaktan eşini takibe başlar.
Eşi; sokağı döner dönmez sağa sola gördüğü herkese selamlar vererek neş'eyle ilerlerler. Evden çıkarken ki bedbinlik ve endişelerinden eser yoktur! Sonunda bir kahvehaneye girer. Tebdil-i kıyafetli Kadın da peşine..
Adam nargilelerin fokurdadığı, enfiye kutularının elden ele dolaştığı, esrarlı sigaraların birinin yanıp birinin söndüğü kalabalık bir masaya oturur. Masanın kahkahaları ve yüksek sesle yapılan sarhoş sohbeti, kahvenin her yerinden duyulup dinlenmektedir.
Kadın dikkat eder, masadaki sohbette de ne kavgadan, ne yol kesmeden bahis edilmemiştir.
Gün akşama kadar aynı şekilde geçer. Kadın, kapıya yakın bir sütuna daldalanarak Kocasını izler... Nihayet akşam olur, kahvehane dağılmaya başlar. Sonunda kadının kocası da kalkar. Masadaki gün boyu süren neş'eli sohbetin etkisinde ve keyifle evine doğru yola koyulur. Sokak kandillerinin olmadığı karanlık bir sokağa girdiğinde Kadın:
- Dur Ulan! Diye haykırarak önüne atlar...
Adam:
- Hayrola Ağabey, Benden ne istiyorsun? Para-pul istesen bende yok, canımdan başka bir şeyim de yok! Bırak gideyim... Diye sızlanarak yalvarmaya başlayınca Kadın, kılıcını çeker:
- Nedir ulan, yalancı, her akşam evine girip bugün de şu kadar kişiyi astım-kestim diye yalanlar atıyorsun! Hadi beni de döv, sonra yoluna git!
Diyerek adama okkalı bir tokat patlatır... Adam, bir elinde kocaman pala, diğer eliyle vurduğu tokatla aklını başından alan bu savaşçıdan nasıl kurtulup kaçabileceğinin yollarını düşünürken Savaşçı:
- Hadi ulan! Göster kavgacılığını... Diye bağırır.
Adam:
- Etme, tutma Ağam! Ben ettim sen etme! Yaşım genç, evde yolumu gözleyen bir karım var, beni onun hatırına bağışla... Diye salya-sümük ağlayarak yalvarınca kadın daha fazla dayanamaz ve:
- Tamam zırlamayı kes ulan! Bir şartla seni bağışlarım.. Der:
- Buyur Ağam! Ne emredersen başım üstüne...
- Eve vardığında Karına olanları olduğu gibi anlatacaksın, tamam mı?
- Tamam Ağam! Başım üstüne Ağam...
Kadın,
- Gözlerini kapatarak yüze kadar say, sonra defol evine git! Der hızla köşeyi dönerek eve koşar..
Biraz sonra kapı çalınır.
Adam gelmiştir. Kadın kapıyı açar açmaz:
- Kusura bakma Hanım! Başımı beladan kurtaramıyorum! Yine yolum kesildi ama bu sefer sadece bir kişiydi...
Diye başlayınca Kadın, kocasının doğruyu söyleyeceğini zanneder gibi olur ama nerede!
- Çok uğraştırdı beni! Çok cebelleştik. Sonunda yıktım ve tek şartla canını bağışlayacağımı söyledim diye coşkuyla anlatmaya devam ederken o kadar kendinden geçmiştir ki, Karısının orada olmadığının farkında bile olamamıştır.
- Yeter ulan!
Kükremesiyle kendine gelen Adam, yine aynı savaşçıyı karşısında görünce usu geçer, ne yapacağını, nasıl davranacağını şaşırır.
Kadın başındaki tolgayı çıkararak:
- Utanmıyor musun her gün aynı yalanları söylemeye? Diye başlayınca Adam, sevinme ile dövünme arası davranışlarla söylenmeye başlar:
- Hay ben benim ferasetimi şey edeyim! Der
Şimdi de hissemiz:
Yıllarca; "Beraber yürüdük biz bu yollarda! .. Farklı yollardan aynı hedefe yürüyen güçleriz.. Ne istediler de vermedik.." Hitaplarının muhatabı; "Paralel, Haşhaşî, Hain, Ajan" oldu, sonra; "Yanıldık! Bizi kandırdılar! Allah'a ve millete verilecek hesabımız var!" Şeklinde itiraflara dönüştü ama "Ben benim ferasetimi..." Diyen çıkmadı!
Başımıza çuval geçirilir, büyük devletlere nota verilmez!
ABD açıkça, Suriye ve Orta-doğuda PYD'yi silahlandırmaya devam eder; biz, PYD'yi düşman olarak açıklar, IŞİD'den kurtardığımız yerleri PYD'ye teslim ederiz, büyük müttefik(!)imiz kendi bayrağını asar!
Birleşmiş Milletler toplantısında, herkes herkesi dinler-alkışlar, sıra bize gelince salon boşalır, kendi kendimize; "Dünya beşten büyüktür!" diye söyleniriz ama ülkede ad ve sıfatımız hâlâ; DÜNYA LİDERİ!...
Yıllar önce Erzurum'dan Prof. Dr. Ahmet Berhan YILMAZ, bunlara; "Kifâyetsiz Muhterîsler" demişti ama onu da duymamışlardı! Benim de bu ferasetsizliği şey edesim var!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ..
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.