RECEP BAHAR/ADANA Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, açılım adı altında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapısının bozulabileceğini vurguladı. Yaklaşık 3 bin kişinin buluştuğu, ana salonun dışında çok sayıda davetlinin bahçede ağırlandığı iftara, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de katıldı. Adana protokolünün de üst düzeyde iştirak ettiği iftarda konuşan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ilk turu 10 Ağustos'ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimine değinerek, 5 partinin teşkil ettiği Büyük Uzlaşma konusunda "Cumhuriyet tarihinde hiç olmamış bir uzlaşma var. Bu uzlaşmayı hayata geçiren 5 parti mensuplarına takdirlerimi ve teşekkürlerimi arzediyorum. Allah hepsinden razı olsun" dedi. Seçimde 'milletin birliği' istikametinde karar verilmeli Türkiye'nin çok ciddi problemlerle yüz yüze geldiğine işaret eden BTP Genel Başkanı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Açılım adı altında üniter yapımızın tehdit altında olduğu bir dönemdeyiz. Birliğimiz bozulmak isteniyor. Açılımla birlikte biz üniter yapımızı kaybedeceğiz. Karadeniz'de Lazlar, İstanbul'da Boşnaklar, Güneydoğu'da Kürtler, Adapazarı'nda Çerkezler... Bir ve beraber olamayacağız, ayrı ayrı vatanlar ayrı ayrı bayraklara kavuşacağız. Sayın Başbakanımızın gördüğü bu olay rüyadan ibarettir. Diyorum ki Sayın Başbakanım senin bu halin bu ülkeye zarar getiriyor, parçalıyor lütfen kendine gel. Onun için bu ülkenin beraberliğini, kardeşliğini temin edecek olan bir iradeye ihtiyacımız var. Şayet bu cumhurbaşkanlığı seçiminde inisiyatifimizi kullanıp milletin birliği istikametinde karar vermezsek, milletin birliğine hizmet eden Ekemeleddin beye 'evet' demezsek; bugüne kadar izlediği siyasette devamlı 'parçalanma'ya neden olabilecek icraatlar yapan Sayın Başbakanımız, tezlerini cumhurbaşkanı olarak hayata geçirir. Geliniz bu beş parti gibi biz de bu salonda uzlaşalım, Ekmeleddin beye 'evet' diyelim. Niçin Ekmeleddin bey diyoruz, Sayın Başbakan olmasın diyoruz? Birinci neden açılım adı altında Güneydoğu'da bugün hâkim olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapısının resmen bozulmuş olmasıdır. Tabelalardan T.C harfleri silindi. Bu, bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti yok demektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin olmadığı yerde IŞİD vardır, El Kaide vardır, şu veya bu devleti kurmak için illegal çalışan teröristler vardır. Maalesef Güneydoğu'yu bu noktaya getiren Sayın Başbakan'dır. Sayın Başbakan bu münasebetle ülkeye birliği, dirliği, kardeşliği vücuda getirecek bir anlayışa sahip değil. Bu bir yaratılış, eğitim, kültür meselesi... Zorla da ona bunu yaptıramazsınız. Ama bunu yapacak olan Türkiye'yi 30 yıla yakın bir zaman yurtdışında şerefiyle, izzetiyle, namusuyla, milliyetçiliğiyle, imanıyla temsil eden Ekmeleddin İhsanoğlu'dur. Onun için Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı olursa, Türkiye'nin birliği ve beraberliği korunmuş olur." Saltanata geri dönülemez Türkiye'de bazı siyasilerin yasama, yürütme ve yargı erklerini kendi istedikleri gibi kullanma hevesine kapıldıklarına dikkatleri çeken BTP Lideri Prof. Dr. Baş, "Yasama, yürütme ve yargı erkleri bir şahsın bünyesinde toplanırsa bu demokratik krallık olur. Sayın Başbakan, 'bu yasama ve yargılama yanlış, bunlar doğru gitmiyor' diyor. Demek istiyor ki, yasama da yargıda bende toplansın! Buna 'hayır' diyoruz. Eğer bu 3 erk bir kişinin şahsında toplanırsa, bunun adına saltanat da denir. Biz zaten o yoldan geldik, anamız dinimiz ağladı... Binlerce şehit verdik. Sen şimdi bizi tekrar geriye götürüyorsun, bu çukurdan çıkamıyorsun. Onun için Ekmeleddin beye evet diyeceğiz" şeklinde konuştu. Figüran BOP'a eşbaşkan olandır Başbakan Erdoğan'ın CHP ve MHP'nin figüran partilerle uzlaşma yaptığı şeklindeki ifadelerine cevap veren Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Figüran başkasının oyununu oynayan, başkasının uydusu olan demektir. Ben siyasete girdiğim günden itibaren bir ve beraber olmamız gerektiği üzerinde ısrarla duruyorum. Eğer ben figüran olsaydım Avrupa'nın ve Amerika'nın dediğini yapardım. 'Figüran biz miyiz, onlar mı' şimdi şöyle bir muhasebe edelim: Büyük Ortadoğu Projesi, ABD'nin projesi... Eşbaşkanı kim? Sayın Başbakan... Yani proje ABD'ye ait, uydu kim, Sayın Başbakan? O zaman Sayın Başbakan ne oluyor? (Salonda bulunanlar hep bir ağızdan 'figüran' diye cevap veriyor.) Ben söylemiyorum, siz söylüyorsunuz. Sayın Başbakan aynı zamanda Bush'un ve Obama'nın eşbaşkanı... Eşbaşkanın başkanı kim? ABD Devlet Başkanı... Tez, ABD'ye ait... Başbakan burada ne oluyor? (Salonda yine 'figüran' sesleri) Ben söylemiyorum, siz söylüyorsunuz. Ama biz BTP, CHP, MHP, DSP ve DP olarak biz bu memleketin davasının figüranı değiliz, biz asılız." Türkiye merkez olmalı Prof. Dr. Haydar Baş, başta ülkücü kamplar olmak üzere çeşitli ortamlarda bulunduğuna işaret ederek, "Türkiye'deki her hareketin içinden geliyorum ve her hareketin ruhuyum" dedi ve şöyle devam etti: "O günden bu yana Türkiye'nin büyük ideallerle çok büyük bir devlet olmasını istemenin yanı sıra Türkiye'nin merkez olarak bir blok oluşturmasını, onun etrafında devletlerin buluşmasını istiyordum. Özellikle Türk dünyası için 'beraber olalım' diyordum. Ama gelin görün ki, ayakları üzerine duran bir ekonomiyi hayata geçiremedik. Ben de yıllarca oturdum, düşündüm bir model ortaya koydum: Milli Ekonomi Modeli. Eğer bu model bizi ayağa kaldırırsa, Türkiye insanlığın merkezine gelir. Türkiye'nin insanlığın merkezine yerleştiği dönemde; can, mal, namus, din ve vicdan emniyetleri doya doya yaşanır. Onun için böyle bir dünyaya bütün insanlık hasret... Biz bunu hayata geçirecek bir Türk'ün dünyaya bedel olduğunu söylüyoruz." Rusya, Haydar Hoca sayesinde lider oldu Rusya'nın 1990'lı yıllarda tanklarını 150 dolara sattığı günler olduğunu, rızkını kazanabilmek için Türkiye'ye sığınan Rus kadınların ve erkeklerin bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Bakınız Rusya o günden nereye geldi? Dünya lideri oldu... Amerikan dergileri ve gazeteleri Putin'i dünyanın lideri ilan etti. Putin diyor ki, 'Ben Haydar Hoca'ya uyuyorum, dünyanın ve Rusya'nın Haydar Hoca'ya ihtiyacı var.' Ben Rusya Duma'sında 5 saat tezimi anlattım. Biz bu işi biliyoruz. Dünyada bu işi bilen 'tek' adamım. El ele verelim, bu işi halledelim. 2002 seçimleri öncesinde 'Ben bu işi 24 saatte hallederim' dediğimde, herkes bana güldü. Vallahi de bu işi 24 saatte hallederim. Getirsinler, ispatını yapayım. Getirsinler bizi, 6 ayda ellerine yeni bir Türkiye vereyim. İş başına gelirsek, 6 ayda yeni bir Türkiye ortaya çıkar. Ne hikmetse ben bunu kamuoyuna anlatamadım. Anlatıyorum, bir yandan bir fitne, öbür yandan öbür fitne... Niçin bu kadar fitne çıkartıyorlar? Eğer millet Haydar Hoca'yı tanırsa, bizi bir daha tanımaz. Bütün mesele buradan kaynaklanıyor. Benlik davası... Onun için onlara dedim ki, korkmanıza gerek yok! Ben size bir kuruş maaş almadan danışmanlık yapayım. Bu ülkeyi kalkındırmak için el ele verelim, başaralım ama yine kaçtılar. Bunu Sayın Başbakan'a söylüyorum. Biz bu işi çok iyi biliyoruz. Bunu sadece Haydar Hoca söylemiyor, Milli Ekonomi Modeli'nin satır satır, virgül virgül, nokta nokta inceleyen Batının iktisat sahasında uzman olan bilim adamları söylüyor." İslam'da cana, mala, namusa dokunulmaz Prof. Dr. Haydar Baş, Gaziantep'te düzenlen iftar programında ise Güneydoğu'yu da içine alan Ortadoğu'da çok büyük bir tehlike olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "IŞİD hareketi ve şimdi de İslam Devleti olarak nitelendirilen bu hareket propagandalarına devam ediyor. İslam dininde cana, mala, namusa dokunulmaz. Ancak bu IŞİD hareketi bunların hepsini yapıyor. Türkiye'de ise bunlara destek verenler var. Hatırlıyor musunuz? 5 tane TIR sınırdan geçerken aranmak istendi, bunları arayamazsınız diyerek Sayın Başbakan ve ekibi ayağa kalktı. Dediler ki biz yiyecek, giyecek insani yardım götürüyoruz. Eğer bunları gönderiyorsan TIR'ın kapaklarını açarsın buyurun dersin. ... Bu hareketin önüne geçme imkânı kalmayınca, bugün o bölgede yaşayan Türkmen kardeşlerimizin bunlar yüzünden hayatı tehlike altına girdi. Tüm bunları yapacaksın sonra zeytin yağ gibi suyun üstüne çıkacaksın. Sen artık dibe vurdun ve senin artık su yüzüne çıkma gibi bir şansın yok, olamaz."