Uyuşturucu melaneti dünyayı adeta bir sarmal gibi dört yönden çevirerek nefes aldırmamaktadır. Aslında bir nevi medeniyetin azgınlık hastalığı olarak kabul edilen uyuşturucu kullanımı, özellikle gençlerin hayatını adeta esir almakta ve anormal hayatın içine itmektedir. Esir alınan gençler artık onun etkisinden kurtulamamakta ve sadece onu düşünmekte ve ona teslim olmaktadır.
Uyuşturucu aslında beyaz zehir olarak anılmaktadır. Tabi ki bu beyaz zehire kendilerini teslim edenler sonunda hayatlarını beyaz ölümle sonlandırmaktadır.
Uyuşturucu adeta büyük bir afet gibi bütün dünyayı sarmaktadır. Son zamanlarda dilimizde ve medyada bir toplu ölüm silahlarından sıklıkla bahsedilmekteydi. Özellikle ABD bu toplu ölüm silahlarını gizlice imal edip etraf devletleri tehdit altında tuttuğunu iddia ederek Irak'a ve Saddam Hüseyin'e karşı savaş bile ilan etmiştir. Nitekim, ABD, Irak'a girdi ve topraklarını işgal etti. Ama şimdi adeta kapana sıkışmış gibi ne yapacağını şaşırmış durumda kaldı.
Aslında dünyanın en büyük afeti en büyük toplu imha silahı en büyük yok edicisi ve dünyanın ve insanlığın en büyük zehiri "uyuşturucudur". ABD bu toplu imha silahlarını Irak'ta arayacağına kendi gençleri arasında arasıydı, çok daha başarılı olup onları bulurdu.
Bulurdu diyorum çünkü hakikaten ABD gençliği arasında uyuşturucu kullanımı çok tehlikeli boyutlara ulaşmış durumdadır. Ama ABD sorumlu idarecileri toplu imha özelliğini taşıyan uyuşturucuya karşı hemen hemen tamamen teslim bayrağını çekmiş durumdadır ve çaresiz kalmıştır.
Sadece ABD değil tabii. AB devletleride uyuşturucuya karşı fazla bir tedbir alamamaktadır. Onlarda bu gençlere gittikçe adeta bir "sarı hastalık" gibi bulaşan bu uyuşturucu belasından kurtulmak şöyle dursun neredeyse teslim bayraklarını çekmek üzerededirler. Çünkü uyuşturucuya karşı bütün polisiye ve diğer tedbirlerle fazla birşey yapamadıklarını anlamış durumdalar! Bu filaketin diğer bir sebebide "bu develetlerde ve milletlerde maneviyatın azalması ve maddeye tapmaları" şeklindeki durumlada yorumlanabilmektedir.
Mesela, Hollanda neredeyse uyuşturucu satışlarını serbest bırakacaktır. Şu anda Marihuana'nın birkaç içimlik miktarını hepsini kaybettiklerine bağlamak gerekmektedir. Zaten yaşadıkları hayat tarzı, hayata bakış açıları yedikleri içtikleri ve ahlak ile kültür gelenek ve görenekler uyuşturucunun tam gelişmesine elverişli bir ortam oluşturmaktadır. Aile hayatları çocuklara batkış açıları kişisel igoizm maddiyatçı felsefe başkışları ve oluşları durumlarının başka türlü olmasına müsaade etmemektir.
Uyuşturucu ve Özellikleri
Uyuşturucu ekilmesi, biçimsel, imalatı, korunması, satılması ve kullanılması kanunen yasak olan bir maddedir. Aslında maddeler demek daha doğru olacaktır.
Uyuşturcu insanın sosyal, manevi bedeni ruhi bütün unsurlarını kişiliğini ve bütün insani özelliklerini zamanla yok eden insani fizik ve ruhi olarak tahrip eden sosyal ve normal yaşamın dışına çıkaran ve acımasızca harcayan, paçavraya çeviren iğrenç durumlara getiren ve çaresiz bırakan bir nesnedir. Uyuşturucuya yakalandıktan sonra ondan tek başına kurtulunması çok zor olmakta ve genellikle mümkün olmamaktadır.
Uyuşturucu aslında beyaz zehir olarak anılmaktadır. Tabi ki bu beyaz zehire kendilerini teslim edenler sonunda hayatlarını beyaz ölümle sonlandırmaktadır.
Uyuşturucu adeta büyük bir afet gibi bütün dünyayı sarmaktadır. Son zamanlarda dilimizde ve medyada bir toplu ölüm silahlarından sıklıkla bahsedilmekteydi. Özellikle ABD bu toplu ölüm silahlarını gizlice imal edip etraf devletleri tehdit altında tuttuğunu iddia ederek Irak'a ve Saddam Hüseyin'e karşı savaş bile ilan etmiştir. Nitekim, ABD, Irak'a girdi ve topraklarını işgal etti. Ama şimdi adeta kapana sıkışmış gibi ne yapacağını şaşırmış durumda kaldı.
Aslında dünyanın en büyük afeti en büyük toplu imha silahı en büyük yok edicisi ve dünyanın ve insanlığın en büyük zehiri "uyuşturucudur". ABD bu toplu imha silahlarını Irak'ta arayacağına kendi gençleri arasında arasıydı, çok daha başarılı olup onları bulurdu.
Bulurdu diyorum çünkü hakikaten ABD gençliği arasında uyuşturucu kullanımı çok tehlikeli boyutlara ulaşmış durumdadır. Ama ABD sorumlu idarecileri toplu imha özelliğini taşıyan uyuşturucuya karşı hemen hemen tamamen teslim bayrağını çekmiş durumdadır ve çaresiz kalmıştır.
Sadece ABD değil tabii. AB devletleride uyuşturucuya karşı fazla bir tedbir alamamaktadır. Onlarda bu gençlere gittikçe adeta bir "sarı hastalık" gibi bulaşan bu uyuşturucu belasından kurtulmak şöyle dursun neredeyse teslim bayraklarını çekmek üzerededirler. Çünkü uyuşturucuya karşı bütün polisiye ve diğer tedbirlerle fazla birşey yapamadıklarını anlamış durumdalar! Bu filaketin diğer bir sebebide "bu develetlerde ve milletlerde maneviyatın azalması ve maddeye tapmaları" şeklindeki durumlada yorumlanabilmektedir.
Mesela, Hollanda neredeyse uyuşturucu satışlarını serbest bırakacaktır. Şu anda Marihuana'nın birkaç içimlik miktarını hepsini kaybettiklerine bağlamak gerekmektedir. Zaten yaşadıkları hayat tarzı, hayata bakış açıları yedikleri içtikleri ve ahlak ile kültür gelenek ve görenekler uyuşturucunun tam gelişmesine elverişli bir ortam oluşturmaktadır. Aile hayatları çocuklara batkış açıları kişisel igoizm maddiyatçı felsefe başkışları ve oluşları durumlarının başka türlü olmasına müsaade etmemektir.
Uyuşturucu ve Özellikleri
Uyuşturucu ekilmesi, biçimsel, imalatı, korunması, satılması ve kullanılması kanunen yasak olan bir maddedir. Aslında maddeler demek daha doğru olacaktır.
Uyuşturcu insanın sosyal, manevi bedeni ruhi bütün unsurlarını kişiliğini ve bütün insani özelliklerini zamanla yok eden insani fizik ve ruhi olarak tahrip eden sosyal ve normal yaşamın dışına çıkaran ve acımasızca harcayan, paçavraya çeviren iğrenç durumlara getiren ve çaresiz bırakan bir nesnedir. Uyuşturucuya yakalandıktan sonra ondan tek başına kurtulunması çok zor olmakta ve genellikle mümkün olmamaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006