logo
19 NİSAN 2024

Van Gölü'nün derinliklerindeki kalıntılar gün yüzüne çıkartılıyor

Türkiye'nin en büyük gölü olan ve 800 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü'nün dibindeki kalıntılar, yapılan dalışlarla gün yüzüne çıkarılıyor.
23.09.2020 11:10:00
Van Gölü'nün derinliklerindeki kalıntılar gün yüzüne çıkartılıyor
Van Gölü'nün derinliklerindeki kalıntılar gün yüzüne çıkartılıyor
Türkiye'nin en büyük gölü olan ve 800 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü'nün dibindeki kalıntılar, yapılan dalışlarla gün yüzüne çıkarılıyor.

Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü, volkanik Nemrut Dağı'nın patlaması sonucu oluşan ve sodalı suyuyla dikkat çeken 3 bin 713 kilometrekarelik alanıyla tıpkı bir deniz gibi uzanan uçsuz bucaksız sularının altında pek çok sır saklıyor. Göle kıyıları bulunan Van ve Bitlis'te amatör ve profesyonel dalgıçlar tarafından yapılan dalışlarda Van Gölü'nün derinliklerinde bulunan gizem çözülüyor.

Yıllarca yapılan dalışlar sonucunda Van Gölü'nün sahil şeritlerine yakın derinliklerde suların yükselmesi sonucu su altında kalan birçok yapıya ve batıklara ulaşıldı. Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde yaşayan ve 27 yıldır Van Gölü'nde dalış yapan Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Cumali Birol, gölün derinliklerinde yaşam alanlarının kalıntılarını tespit etmeye devam ediyor.

'Yeni keşifler için dalışlar yapıyoruz'

Daha önce Adilcevaz'da göl içinde kale ve mikrobiyalitler gibi yapıtlar bulunurken, daha sonra yapılan dalışlar ve araştırmalar sonucu Rus batığını ilk olarak tespit ettiklerini belirten dalgıç Cumali Birol, son olarak Ahlat'ın sahil kalesi ve Saka köyü açıklarında yaptıkları dalışlarda eski yerleşim yeri kalıntılarına rastladıklarını söyledi. Birol, 'Bugün Van Gölü Havzası'nda yeni keşifler peşindeyiz. Sabah Adilcevaz'da, öğleden sonra ise Ahlat'ta su altında incelemelerde bulunduk. Burada bir batık şehir olduğunu biliyorduk fakat inceleme imkanımız olmamıştı. Bugün Ahlat açıklarında yaptığımız su altı dalışlarımızda yaklaşık 6-7 metre derinliğinde, 70 metre ise kıyıya uzaklığı bulunan bazı bulgulara rastladık. Van Gölü'nde su miktarının yükselmesiyle buradaki yerleşim yerleri su altında kalmış. Çok güzel görüntüler var. Evin bir köşesinin görüntüleri var. Kare dibekler var ve ilk defa gördük. Bunlarda halen Van Gölü'nün gizeminin korumakta olduğunu gösteriyor. Çok büyük çabalarla bu işi yürütmekteyiz. Burayı da kayıt altına aldık. Van Gölü derinliklerindeki objeleri yavaş yavaş gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Adilcevaz'da yaptığımız dalışta, kale kalıntıları gözlemledik. Van Gölü Havzası'nın tüm kıyı kenarlarında yaşam izleri var. Fakat bunları bilip ortaya çıkarmak zor. Uçsuz bucaksız Van Gölü'nde suyun altındaki hem gizemi hem de yaşam izleri bizleri cezp ediyor. Tabi bunları nokta atışı bulmakta ayrı bir önemli faktör. Bu keşiflerin daha öncesi de vardı. Bu bölgede yaşadığımız için, Van Gölü'nün kirlenmemesi ve temiz kalması için çaba sarf ederken, tarih ve kültürel yapıların suyun altında olan kısmını da gün yüzüne çıkarma çalışmalarımız devam ediyor' dedi.

'Rus batığını biz bulduk, başkaları bizim sırtımızdan prim yapıyor'

Van Gölü'nün derinliklerinde bulunan Rus batığını 1986 yılında babasının göstermesi sonucu kendilerinin bulduğunu ve keşfettiğini belirten dalgıç Cumali Birol, 'Yaptığımız bütün çalışmalar kayıt altında. Bunların bütün kayıtlarını topluyoruz. Lakin bulduğumuz Rus batığı bunlardan en önemlisi. Ama bulduğumuz Rus batığını maalesef başkaları 'bulduk' diye piyasaya çıkmışlar. Bu çok kötü bir yaklaşım, bizi derinden üzen bir yaklaşım. Oysaki Rus batığını 1986 yılında rahmetli babam bize göstermişti. Dolayısıyla Rus batığının yerine bizler nokta atışı yaparak gittik. Batığın yerini bizden başkası da bilmiyordu. Ama biz birilerine burayı gösterdik. Birileri bizim sırtımızdan pirim yapıyor. Yapsınlar sorun değil. Ama burayı kim buldu kim çıkarttı kim keşfetti lütfen buna da saygı göstersinler. Bu yapıları gün yüzüne çıkartarak, tescillemek gerekiyor. Yaptığımız çalışmaları İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne bildirerek belgeledik. Zaten yapmış olduğumuz çalışmalarımızı tamamlayınca Kültür ve Turizm Bakanlığına da dosya halinde sunacağız. Buradaki çalışmaların heba olmaması lazım. Özellikle Rus batığının bir şekilde korunması lazım ve buraların dalış turizmine açılması güzel olur' ifadelerini kullandı.

'Van Gölü 800 bin yıllık muhteşem bir geçmişe sahip'

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesinden Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ise 'Van Gölü 800 bin yıllık muhteşem bir geçmişe ve ekosisteme sahip. Tartışmasız dünyanın en harika ekosistemlerinden bir tanesidir. 800 bin yıl boyunca Van Gölü'nün etrafı yerleşim birimlerine ve büyük uygarlıklara ev sahipliği yapmış. İpekyolu kervanları buradan geçmiş ve bugün belki de ismini dahi bilmediğimiz nice uygarlık buralarda yaşamış. Bu uygarlıkların her biri buralarda değişik izler bırakmış. Van Gölü su seviyesi olarak değişken bir yapıya sahiptir. Kimi zaman bulunduğu yüzey kotunun yüzlerce metre yukarısına çıkarken, bazen su geri çekilmiştir. Bu yükselip alçalmalar sırasında geçmişe ait yaşam izlerini içinde barındırmış. Van Gölü ile ilgili bildiğimiz şey çok az çünkü her dalış yaptığımızda geçmiş insanların yaşam izlerine şahitlik ediyoruz. Bunlar oldukça heyecanlandıran bulgular. Bugün burada yaptığımız dalışta ise yine farklı yerleşim birimlerini gördük. Su altında adeta farklı bir şehir ve yerleşim yeri var. Evler, yürüyüş yolları, büyük duvarlar gösteriyor ki burada geçmiş uygarlıkların adeta günümüze birere yansımasını gösteriyor. Bu Van Gölü adına aslında çok büyük bir şans çünkü Van Gölü'nün ekonomiye en büyük katkısı balıkçılıktır. Yıllık 12 milyon dolarlık devasa bir ciroya sahip. Fakat bu eşsiz güzelliğinin yanında su altındaki sırlarını da açığa çıkartarak eko turizme kazandırdığımız zaman Van Gölü etrafında binlerce insanın bu işten geçimini sağladığını göreceğiz. İlk başta Cumali Beyin bizleri haberdar ettiği Van Gölü altındaki kale ve Rus batığı gibi bulgular ve bunlara eklediğimiz su altındaki yerleşim birimleri burayı eko turizm açısından çok büyük bir potansiyel konumuna getiriyor. Bunları eğer eko turizme kazandırabilirsek Van Gölü etrafında onlarca dalış okulu olduğunu ve her yıl dışarıdan binlerce insanın buradan geçim elde ettiğini göreceğiz. Bunları koruyarak ve dalış turizmine kazandırmamız lazım' diye konuştu. İHA
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler; Peygamberimizin ahlakı
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü

Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!

 
 
Yenimesaj.com.tr'ye açıklamalarda bulunan İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, sanayide ara ve teknik eleman sorunu yaşandığına işaret ederek, "Bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar beyaz yakalı müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor" dedi.
18.04.2024 23:37:00
AHMET TURAN YİĞİT
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!
 Teknik elemanlar müdürden çok kazanıyor!


İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, basınla düzenlediği sohbet toplantısında, istihdamda yaşanan sorunlara parantez açarak, önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde yeni bir planlamaya gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taycı, şunları söyledi: "Sektörümüzde ara eleman, teknik eleman ve hatta vasıfsız eleman bulma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Üniversitelerin sayısının çok artması ve gençlerin niteliğine bakılmaksızın üniversite diploması almaları durumunda daha iyi iş imkânlarına sahip olacaklarına inanmaları bu süreci de olumsuz etkiliyor. Bu kadar diploması olan gencimize beyaz yaka olarak iş verebilmemiz söz konusu değil. Beyaz yaka çalışan bulma konusunda çok ciddi bir problem yok. Şu anda en önemli problemimiz mavi yakada. Artık öyle bir durum söz konusu ki bugün fabrikalarda makine tadilatı yapan, elektrik tesisat işleriyle uğraşanlar müdürlerin aldığı rakamların üzerinde maaş alıyor. Asgari ücret verilmiyor. Kendisini yetiştirmiş zanaatkâr arkadaşlarımızın eğitimleri olmasa bile, eğitimli hatta birkaç dil konuşan insanlardan daha fazla maaş alıyor. Buradaki sorunun çözülebilmesi için üniversiteler ile ciddi bir planlamaya gidilmesi lazım. Her şeyden önemlisi meslek liselerinin daha aktif bir hale getirilmesi lazım."

Kakaoda neler oluyor?

Son dönemde kakaonun tonunun 10 bin, kakao yağınınkinin ise 32 bin doları aştığına işaret eden Taycı, dünyadaki kakao üretiminin yüzde 65'lik bölümünün Batı Afrika sahillerinde gerçekleştiğini; geriye kalan bölümün ise Güney Amerika'da yetiştiği bilgisini verdi. Taycı, konuyla ilgili şunları söyledi: "Uzak Doğu'da da kısmi olarak Malezya'nın ve Endonezya'nın belirli bölümlerinde yetişiyor. Aşırı iklim olayları Batı Afrika'daki kakao ağaçlarını çok olumsuz etkiledi. Bundan dolayı rekoltede ciddi bir düşüş söz konusu. Bununla birlikte kakaoyu üreten çiftçiler, kakaodan çikolataya gelen zincir içinde en az kazanan insanlar. Kazançlarının çok düşük ve yetersiz olması sebebiyle zahmetli ağaçların bakımları, maliyeti ön planda tutularak uzun zamandan beri gerçekleştirilemiyor. 2020-2021 sezonunda dünyada 5 milyon 290 bin ton çekirdek üretimi gerçekleşmiş. 2022-2023 sezonunda 4 milyon 900 bin ton 2023-2024 sezonunda da 4 milyon 450 bin ton. Yani, baktığımız zaman 2021'den 2022'ye geçerken yüzde 7'lik bir küçülme olmuş. 2022'den 2023'e geçerken de yüzde 10'luk bir küçülme olmuş." Taycı, kakaolu ürünler sektörüne dünyada 10 civarında şirketin yön verdiğine işaret ederek, bu şirketlerin kakao üreticilerini desteklemeleri gerektiğini belirtti.

Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi

Eyüpsultan'da yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlunun karıştığı kaza sonucu Oğuz Murat Aci'nın hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmada anne ile oğlu havalimanına götürdüğü iddia edilen çalışanın tahliyesine karar verildi.
18.04.2024 23:27:00
İhlas Haber Ajansı
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eylem Tok ile oğlunu havalimanına götürdüğü iddia edilen şüpheli tahliye edildi
Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C.'nin karıştığı trafik kazası sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine ve anne oğulun ABD'ye kaçmasına ilişkin soruşturma sürüyor.

Anne ile oğulu havalimanına götüren çalışana tahliye

Soruşturma çerçevesinde baba Bülent Cihantimur'un şirketinde reklam-pazarlama bölümünde çalışan ve olay günü şüpheli Eylem Tok ile suça sürüklenen çocuk T.C.'yi havalimanına götürdüğü iddiasıyla tutuklanan şüpheli Ayşe Ceren S., İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'nce tahliye edildi.

Olayın geçmişi

Eyüpsultan'da 1 Mart 2024'de iddiaya göre yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu T.C., saat 23.50 sıralarında 34 EEG 06 plakalı araçla seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpmış, kaza sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybederken orada bulunan diğer kişiler yaralanmıştı. Kazanın ardından polis ekiplerinden önce olay yerine gelen anne Eylem Tok, oğlu T.C.'yi olay yerinden kaçırmış, ekiplerce yapılan incelemeler sonucunda anne ile oğlunun ertesi gün saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a çıkış yaptıkları tespit edilmişti.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde ise aynı gün şüpheli Eylem Tok hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan, şüpheli T.C. hakkında 'bir kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılırken, kırmızı bülten çıkarılması da talep edilmişti. Soruşturma çerçevesinde daha sonra şüphelilerin ABD'ye kaçtıkları ortaya çıkmıştı ve iade talebinde bulunulduğu da öğrenilmişti. Ayrıca baba Bülent Cihantimur'a 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'imza atma' şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?

Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları, genellikle kaya, kılavuz delme, kompakt ve sıkı, kumlu ve kılıf gibi dayanıklı ve sağlam zemin türleridir. Bu zeminlerde inşa edilen binalar, depremlere karşı daha dirençli olabilir ve daha az hasar görebilirler.
18.04.2024 22:14:00
Ahmet Turan Yiğit
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem riskinin en düşük olduğu zemin yapıları hangileri?
Deprem, dünyanın birçok yerinde ciddi yıkımlara ve can kayıplarına neden olan doğal felaketlerden biri. Deprem kuşağı ülkesi olan Türkiye ise iki günden bu yana Tokat'ta peş peşe yaşanan depremler nedeniyle yine diken üstünde.

Depremin neden olduğu yıkımın önüne geçmek için yapı mühendisliğinin imkanlarınından yararlanmak kadar, bina yapımı için zemin seçimi de o kadar önemli.

Mühendislik biliminin imkanları ile bugün dünyada 9'un üstündeki depremlere dayanıklı yapılar üretmek mümkün. Ancak yarattığı maliyet nedeniyle özellikle az gelişmiş ve geri kalmış ülkelerde bu tür yapıların yeterli sayıda üretilmesi mevcut ekonomi modellerle imkansız gibi görünüyor.

Depremlerin etkilerini azaltmanın en önemli yollarından biri, binaların güvenli zeminler üzerine inşa edilmesi.

Yapıların inşa edileceği alanların zemin analizi ve mühendislik değerlendirmeleri dikkate alınmalı.

Peki deprem riskine karşı en dayanıklı zemin yapıları hangileri?

Kaya Zeminler

Kaya zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Kaya zemine sahip olan bölgelerde yapılan binalar, doğal olarak daha sağlam bir temele otururlar ve depremlere karşı daha dirençli olabilirler. Kaya zeminler, binaların sallanmasını ve yer değiştirmesini en aza indirerek deprem etkilerini absorbe ederler.

Kılavuz Delme Zeminleri

Kılavuz delme zeminleri, yüksek mukavemetli kaya katmanlarının altında bulunan ve mühendislik teknikleri kullanılarak oluşturulan özel zemin yapılarıdır. Bu tür zeminler, depremlere karşı dayanıklı olmalarıyla bilinirler. Kılavuz delme zeminleri, yapıların sismik hareketlere karşı daha iyi direnç göstermesine yardımcı olur.

Kompakt ve Sıkı Zeminler

Kompakt ve sıkı zeminler, deprem riskinin düşük olduğu diğer bir zemin türüdür. Bu zeminler, genellikle sıkıştırılmış kum, çakıl veya sert toprak gibi malzemelerden oluşur. Bu tür zeminler, depremlerde yapıların hareketini azaltabilir ve yapıların sabit kalmasına yardımcı olabilir.

Kumlu ve Kılıf Zeminler

Kumlu ve kılıf zeminler, deprem riskinin en düşük olduğu zemin türlerinden biridir. Bu tür zeminler genellikle kum, çakıl ve kil karışımından oluşur. Kumlu ve kılıf zeminler, deprem sırasında suyun çıkarılması veya eklenmesiyle sıkıştırılabilecek esnek malzemelerdir. Bu özellikleri, deprem sırasında yapıların zarar görmesini azaltabilir.



Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi

Tokat'ta meydana gelen deprem nedeniyle il genelinde okullarda eğitime 1 gün ara verildi.
18.04.2024 21:34:00 / Güncelleme: 18.04.2024 21:39:10
Haber Merkezi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat'ta okullar 1 gün tatil edildi
Tokat Valiliğinden yapılan açıklamada, deprem dolayısıyla il genelinde okullarda Cuma günü eğitim ve öğretime ara verildiği duyuruldu.

Öte yandan evlerine girmekte çekinen vatandaşların spor salonlarında misafir edileceği belirtildi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.