Varis hastalığı çözümsüz değil
Günümüzde en çok kabul gören teori kalıtımsal ven duvarındaki zayıflık ve venlerdeki kapakçık yetmezliği, venöz hipertansiyondur. Sekonder veya edinsel variköziteler, venöz kapakçıkların travma, derin ten trombozu veya enflamasyon gibi nedenlere bağlı hasar alması sonucu meydana gelir. Bir ekstremitede kıvrım yapmış belirgin variköz oluşumlarının yanında daha küçük çaplı telenjiektazik, retiküler tarzda oluşumlar da bulunabilirler.
Bu oluşumlar elle hissedilemeyen, ciltte yüzeyel yerleşim gösteren, 1 milimetre veya daha küçük çaplı mavi veya kırmızı çizgisel renk değişiklikleri olarak görülürler. Bölgesel olarak yıldız şekilli veya örümcek ağına benzer yaygın yaygın çizgisel oluşumlar olup tüm bacağı sarabilirler. Hastadan hastaya değişmekle birlikte bir ekstremitede bu oluşumlar, birlikte veya ayrı ayrı yerleşim gösterebilirler" dedi.
Uzun süre ayakta kalmak ya da uzun süre oturarak iş yapmak bir risk faktörü olduğu gibi, günde 4 saatten fazla ayakta kalanlarda yüksek grade venöz yetmezlik gelişme riskini 2.7 kat artırır. Uzun süre ayakta durmak ,hamilelik, şişmanlık, oturarak çalışmak, hareketsizlik, yaşlılık ilaç kullanımı (doğum kontrol hapları, menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedaileri) bunlar artırır" diye konuştu.
Uzun süre ayakta durma veya obezite (şişmanlık) tüm bacak varislerinin daha semptomatik hale gelmesine neden olurlar. Ağrı, kaşıntı, ayak bileğinde şişme, gece kramplar, yüzeyel tromboflebitler, venöz ayak bileği cilt değişiklikleri (pigmentasyon, egzama, lipodermatoskleroz ve açık yara) bunlar en sık karşılaşılan şikayetlerdir" şeklinde konuştu.
Daha önceleri spinal anestezi ile yani belden uyuşturma sonrasında, kasık ve diz kapağı bölgesine yapılan açık ameliyatla tedavi sağlanırken, günümüzde bu tedavinin yerini kapalı yöntemler almıştır. Kapalı yöntemler olarak, lazer veya radyo-frekans yöntemi ve sonrasında geliştirilmiş olan 'embolizasyon' yöntemi ile hastalarımız sağlığına daha kolay kavuşmaktadır.
Hastanemizde başarılı şekilde uygulanan embolizasyon yöntemi ile herhangi bir anestezi yani narkoza gerek olmadan işlem yapılmaktadır. Bacakta herhangi bir kesi olmaksızın, bir iğne ile ultrason eşliğinde diz kapağı üstünden derindeki hasta damara girilmekte ve damar içinden kasık bölgesine kadar ulaşılmaktadır. Embolizan ajan dediğimiz bir sıvının damar içine uygulanması esasına dayanan bu yöntem 10-15 dk sürmekte ve hasta müdahale sonrası yarım saat içinde yürüyerek taburcu olmaktadır.
Varislerde embolizan ajan tedavisinin üstünlükleri ise genel veya spinal anestezi gerektirmez. Isıya bağlı deri, sinir hasarı ve uyuşma riskini ortadan kaldırır. Hasta aynı gün işine ve günlük hayatına geri dönebilir. İz bırakmaz. İşlemden 30 dakika sonra hasta rahatlıkla ayağa kalkabilir. İşlem yapılan damar bölgesinde kalıcı sertlik ve germe hissi kalmaz."