logo
03 HAZİRAN 2025

Varoluşumuzu sevgiyle gerçekleştirmek

21.10.2012 00:00:00
Bazı kavramlar vardır, çok fazla kullanılınca ve amacından saptırılınca anlam, önem ve içeriğini kaybederler. Sevgi kelimesi de bunlardan biridir. Özellikle yalancı siyasetçilerin ağızlarında sevgi kelimesi, cıvık bir hâl aldı. Ama her şeye rağmen sevgi, sıcaklığını, anlamını ve önemini kaybetmedi. Kavramın özünden gelen samimiyet, saflık, saydamlık bütün kirlere karşı onu korudu.
Sevgi, insanlık tarihi boyunca konuşulan, tartışılan bir kavram. Çünkü evrensel bir kavramdır sevgi. Biz, insan oluşumuzu sevgiyle tamamlarız. Seven insan insan-ı kâmil olur.
Beşeriyetten insanî mertebeye çıkışımız sevgiyle mümkün. Seven insan, hakiki insandır. Sevmeyen kişi, bütün insanî özelliklerini yitirmiştir. Tasavvufta Allah sevgisi ne kadar derinleşirse kişi, o kadar mertebe kat eder. Kişi, Allah’ını ve O’nun yaratıklarını O’ndan ötürü severek insan olur.
Sevgi, kişinin karşılıksız bağlılığının bir ifadesidir. Fedakârlık, feragat ancak samimi bir sevgiyle olur. Anne babanın evladına olan sevgisi, en saf, en katıksız sevgidir; çünkü karşılıksızdır. Allah’a cennet menfaati karşılığı olmayan bağlılık da en makbul kulluktur.
Canlılar içinde sadece insan sever ve âşık olur. Âşık olmayan eşek olur. Sevgi ve aşk duygusu, insanda fıtrî, doğuştan, yaratılıştan gelen bir duygudur. İnsan, bu duyguyu hakiki yerine yöneltmezse o zaman sahte değerlere yönelir. İnsanın her duygusu tatmin olmak ister.
Aşk duygumuz da ya hakiki değere yönelik olarak tatmin edilecek ya da gerçek karşılığını bulamazsa sahte değerlerle kendini oyalayacaktır. Fıtrat, boşluk kabul etmez. Bu duygusal ihtiyaçladır ki insanlar, tarih boyunca güneşe, aya, denize, paraya, kadına, sanata, kahramana, daha başka değerlere hep tapınır derecede âşık olmuşlardır.
Aşk ve sevgi duygusunun varoluşsal bir temeli vardır. Kâinat, bütün varlıklar, sevgiyle ayakta durur. Fizik biliminin farkına vardığı çekim kanunu, varlıklar arasındaki sevgiyi ifade eder. Uzaydaki en büyük yıldızlardan maddenin en küçük unsuruna, atoma ve atomun içindekilere kadar her şey, birbirine sevgiyle, çekimle bağlıdırlar.
Nitekim Mevlevilik de kâinatta var olan sevgi ilişiğini simgesel bir düzeyde temsil etmeye dayanan bir tasavvuf anlayışıdır. Mevlevî dervişlerinin sema etmesi, dönmesi, yıldızların ilahî aşkla dönmelerinin bilinçli, iradî olarak insan tarafından paylaşılması seremonisidir. Bütün varlıklar Allah aşkıyla dönüyorsa Mevlevî de bu dönüşe sema ile iştirak eder.
Sevginin tabii en önemli boyutu, insanların yaratıcılarını ve birbirini sevmesidir. Türk-İslam medeniyeti de sevgi temeli üzerine kurulmuş büyük bir insanlık kazanımıdır. Ahmed Yesevilerden, Mevlanalardan, Yunuslara, Hacı Bektaş Velilere ve daha birçok büyük Türk bilgelerine kadar hemen herkes insanlararası sevgi dolaşımını tavsiye etmiş, bunu kurumsallaştırmaya, yerleştirmeye, kökleştirmeye çalışmıştır. Sevgi, pozitif enerjiyi, o da yapıcı, olumlu anlamda kültür ve medeniyeti üretir.
Biz, 1071 Malazgirt zaferinden on yıllarca önce Anadolu içlerine Yesevi dervişleri hâlinde akmaya başladık. Anadolu’nun her tarafına yayılan kolonizatör Yesevi dervişleri dağlarda, bayırlarda, köylerde, kasabalarda kurdukları tekkelerle, hankâhlarla birer insanlık sevgisi ocakları yaktılar.
O sıralarda Hıristiyan ya da başka dinden olan Anadolu sakinleri, İslam’ın Türk’ün irfanında aldığı sevgi, barış, esenlik, güven dini havası içinde kendileri için sonsuz bir güvenlik sahası buldular ve kolayca kitleler hâlinde Türk ve Müslüman oldular.
Alparslan’ın askerî zaferi aslında Yesevi dervişlerinin döşedikleri sevgi zemininde taçlanan ve fetih mührüyle konan son taştır. Müslüman Türk, Anadolu’yu, Balkanları, İstanbul’u, şurayı burayı hep İslam’ın sevimli yüzüyle fethederek buraları Türk vatanı hâline getirdi.
Müslüman Türkün kılıcı daima haksızlıkları önlemek, zulme son vermek için kınından çıkmıştır. Müslüman Türk, zulme, karanlığa, cehalete, kargaşaya, haksızlığa, geriliğe son verme noktasında “alp”, gönülleri diriltme, insanları ebedî kurtuluşa sevketme noktasında “eren” olmuştur.
“Alperen”, hem küçük düşman olan zalim kâfirle savaşan, hem de büyük düşman olan nefsiyle mücadele eden Türk yiğididir.
Alperen, düşmanlarına karşı çelikten irade duvarı sertliğinde bir kas, Müslüman Türk kardeşlerine karşı kuş tüyü yumuşaklığında bir kalp dengesidir. Her şey zıddıyla bilinir. Sevgi de zıddı olan nefretle kuvvetlenir ve anlam kazanır.
Kötülüğe, zulme, çirkinliğe, yanlışa, kısacası olumsuz değerler toplamına ne kadar nefret edersek iyiliğe, adalete, güzelliğe, doğruya yani olumlu değerler dizgesine o kadar çok sevgiyle bağlanırız. Bütün olumsuz değerlere karşı kinimiz ne kadar derinleşirse olumlu değerlere sevgimiz o kadar yükselir.
Alperen, yaratılanı yaratandan ötürü sever, Allah’ın yarattığı her şeyi güzeldir diye sever, yaratılışın kendisini sever, yaratılanın verili kimliğini, kişiliğini sever, ilahî iradeye taalluk eden tarafını sever.
Ancak aynı alperen, yaratığın acizliğini ve haddini bilmeyerek, yaratıcının diğer yaratıklarına karşı zulmü, adaletsizliği, haksızlığı, kötülüğü karşısında da kendisini sorumlu hisseder ve bu sorumluluğun gereğini gözünü kırpmadan yapar. Hele Türk düşmanlarına aman vermez. Türk’ü yok etmek, tasfiye etmek isteyenlere karşı kinimiz büyüdükçe milletimize olan sevgimiz artacaktır.
Alperen Türk’ün yüreği yaratıcıyı ve yaratılanı sevecek kadar geniş bir dünyadır ama zulüm, çirkinlik, kötülük, haksızlık lekesinin zerresini bile kaldıramayacak hassasiyette incecik bir zardır.
Alperen Türk, dinini ve milliyetini çok sever. Milliyetini sevdiği için alp, dinini sevdiği için erendir o. Kendisini ilâ-yı kelimetullahın tek sorumlu görevlisi bilmiştir tarih boyunca. O, Allah’ını sever, Allah’ına canını, kanını verecek kadar sevdiğini göstermiştir tarih boyunca. O yüzden Türk’e bütün dünya “İslam’ın kılıcı” demiştir. 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
CHP lideri TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır'
2.5 milyar sterlin hala bloke!
İngeltere'den Abramovich'e tehdit
İşte resmi vakfe günü
Arafat'a çıkışlar yarın başlıyor
Üniversite artık ilgi çekmiyor mu?
YKS'ye başvuran sayısında şok düşüş
Bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi
Kurban öncesi uzmanından önemli uyarı!
Yollar göle döndü
Trabzon'u sağanak vurdu
Yardım kuyruğundaki insanları katlediyorlar
Tarih böyle adi bir millete tanık olmadı
Eski Bakan Nebati gibi konuştu
Bakan Şimşek'in de gözleri parlıyor
Maaşta özel sektör ikiye katlanıyor
Belediyeler yolunacak kaz olarak mı görülüyor?
Memur ve emeklileri ilgilendiriyor
5 aylık enflasyon farkı netleşti
TÜİK ile ENAG arasında uçurum var
ENAG'a göre enflasyon yüzde 71.23
Mayıs ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 35.41
Yemen'de bir hafta içinde İsrail'e 4'cü saldırı
Milyonlarca kişi sığınaklara indi
Her yer mafya
11 ayrı organize suç örgütüne bağlı 90 şüpheli yakalandı
CHP lideri TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
'Bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır'
2.5 milyar sterlin hala bloke!
İngeltere'den Abramovich'e tehdit
İşte resmi vakfe günü
Arafat'a çıkışlar yarın başlıyor
Üniversite artık ilgi çekmiyor mu?
YKS'ye başvuran sayısında şok düşüş
Bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi
Kurban öncesi uzmanından önemli uyarı!
Yollar göle döndü
Trabzon'u sağanak vurdu
Yardım kuyruğundaki insanları katlediyorlar
Tarih böyle adi bir millete tanık olmadı
Eski Bakan Nebati gibi konuştu
Bakan Şimşek'in de gözleri parlıyor
Maaşta özel sektör ikiye katlanıyor
Belediyeler yolunacak kaz olarak mı görülüyor?
Memur ve emeklileri ilgilendiriyor
5 aylık enflasyon farkı netleşti
TÜİK ile ENAG arasında uçurum var
ENAG'a göre enflasyon yüzde 71.23
Mayıs ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK'e göre enflasyon yüzde 35.41
Yemen'de bir hafta içinde İsrail'e 4'cü saldırı
Milyonlarca kişi sığınaklara indi
Her yer mafya
11 ayrı organize suç örgütüne bağlı 90 şüpheli yakalandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.