Vatandaş hükümetin umurunda mı?

Türkiye'yi yöneten siyasilerin gündeminde vatandaşların yaşadığı sorunlar ne zaman öncelik teşkil edecek, gerçekten merak ediyorum.

Zira hükümetin gündeminde, Afrika ya da Ortadoğu'daki insanların yaşadığı sorunlar var, ancak milletin sorunları çok fazla yer teşkil etmiyor.

Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarında da görüyoruz. 

Kendi ülkesinde sanki aynı sorunlar yokmuş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki hayat pahalılığından dert yanıyor. 

Önceki günkü bir konuşmasında küresel enflasyonun insanlık için en ciddi sorun olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Temel gıda fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar, salgının en fazla mağdur ettiği toplum kesimlerinin yükünü daha da ağırlaştırıyor. Bu durum, özellikle Batı ülkelerinde ırkçılığın, İslam düşmanlığının ve yabancı karşıtlığının da artmasına yol açıyor" dedi.

Ekim ayı başlarında da Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika'nın, İngiltere'nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya'da, Fransa'da kuyruklar. Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah ülkemizde böyle bir şey yok" demişti. 

28 Ekim'de ise "İngiltere'de raflar boş, Avrupa'da boş, ABD'de raflar boş. Bizde bolluk, bereket yoluna devam ediyor" ifadelerini kullanmıştı. 

Gurbetçi olmak mı zor vatandaş olmak mı?

Sayın Erdoğan'ın bu sözlerinden sonra şu soruya lütfen cevap verin:

Tercih etme hakkınız olsa, Türkiye'de vatandaş olmayı mı, yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bahsettiği ülkelerde gurbetçi olmayı mı tercih ederdiniz?

Cevabınızı tahmin etmek hiç de zor değil.

TÜİK verilerine göre ülkemizde enflasyon Ekim'de yüzde 2.39 artarken, yıllık bazda yüzde 19.89 olarak gerçekleşti. 

TÜİK'in verilerindeki makyajların adeta temizlenmiş halini açıklayan ve bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise ülkemizde 12 aylık enflasyon yüzde 49.87 seviyesinde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gurbetçilerin haline üzüldüğü o ülkelerin çoğunda ise enflasyon Türkiye'nin neredeyse 10'da 1'i seviyesinde.

Avrupa Birliği'nde (AB) ortalama enflasyon yüzde 6.44.

Dünya ortalaması ise yüzde 4.15 seviyesinde.

Gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama enflasyon yüzde 3.45. 

Biz TÜİK makyajlı yüzde 19.89 enflasyon oranıyla mücadele ederken, çoğunun adı duyulduğunda burun kıvrılan ülkelerden Fas'ta enflasyon yüzde 1.2, Filistin'de yüzde 1.72, Libya'da yüzde 2.08, Cezayir'de yüzde 4.12, Bangladeş'te yüzde 5.59, Mısır'da yüzde 6.6, Irak'ta yüzde 7.3 ve Pakistan'da yüzde 9.2 seviyesinde. 

Bu ülkelerin hepsi enflasyon konusunda bizden iyi durumda.

Bundan dolayıdır ki, temel gıda maddesi ekmeğin yapımı için gerekli olan mayanın fiyatı ülkemizde son 5 yılda yüzde 300, un fiyatı ise son 4 ayda yüzde 63 yükseldi. 

Sadece temel gıda maddelerinde değil, son 2 ayda kömür yüzde 72, odun yüzde 33 zamlandı.

Son 2 yılda Avrupa'da elektrik fiyatları en fazla Polonya (yüzde 22) ve Ukrayna'da (yüzde 20.8) artmış. Bizde ise bu dönemde elektrik fiyatlarındaki artış yüzde 47.4 oldu.

Doğalgaz fiyatları artışında Avrupa ülkelerine attığımız fark çok daha fazla. Son 2 yılda Avrupa'da doğalgaz fiyatlar en fazla Ukrayna (yüzde 12.7) ve Hollanda'da (yüzde 4.3) artmış. Bu dönemde Türkiye'de doğalgaz fiyatlarındaki artış ise yüzde 42.3 olmuş.

Hükümete kızgınlar artıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği gibi fahiş fiyatlar Avrupa'da ırkçılığın ve yabancı düşmanlığını artırıyor mu emin değilim ancak emin olduğum bir şey var; Türkiye'deki enflasyonun, fahiş fiyatların ve de en önemlisi siyasilerin bu vurdumduymazlıkları vatandaşların hükümete olan kızgınlığını daha da artırıyor.

Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz'in "Avrupa'da inek olmak, yoksul bir ülkede insan olmaktan daha değerlidir" sözüyle ifade ettiği noktadayız, ancak bizi yönetenler, sorunu çözmekten aciz olduklarından olsa gerek bunu görmezden geliyorlar.