Meclis tatile girdi, vekiller izinde, millet ise yoğun mesaide. Vekillerin yoğun mesai yaparak çıkardıkları yasalarla oluşturdukları katmer katmer kamburun altında kara kara düşünüyor millet.
Milletvekilleri izinlerini tatil bölgelerinde değil de seçim bölgelerinde geçirmeye cesaret edebilirlerse, gözlemlediğimiz kadarıyla, millet, vekillerini soru yağmuruna tutmak için sabırsızlıkla bekliyor. Hafta sonu Pazaryolu (Erzurum) ilçemizdeydik. Kimle görüştü isek, rastladıkları milletvekillerine bir çift okkalı söz hazırlamış. Özellikle Sağlık Bakanı'nın bölgede işi zor. "Oy istemeye geldi, bakan olduktan sonra, tarafımıza bile bakmadı" diyenlerden, "Askerlik şubemiz alındı, adliyemiz alındı, ilçemiz boş kovana çevrildi, yedi vekilimizin yedisi de uykuda" diyenlere kadar herkes barut gibi. "Rize'de böyle bir şey duymadık, neyin nesi" türünden sorular dolaşıp duruyor dillerde.
Erzurum'dan Ankara'ya giden yedi AKP'li vekilden biri olmadığım için Allah'a şükrediyorum. Seçmenin yüzüne nasıl bakar, karşısına nasıl çıkardım? Şekerpancarı üreticisi, yerden göğe kadar haklı olarak karşıma dikilip, "Vekilim, kotaları hallettiniz mi? Yönetimi devraldıktan sonra ikinci baharı da geride bıraktık. Ve maalesef tapulu tarlamıza ekebileceğimiz kadar pancar ekemedik. Babamızın tapulu tarlasına ağız tadıyla pancar ekebilmek için daha kaç bahar bekleyeceğiz? Bize pancar ektirmiyorsunuz, şekere ha bire zam yapıyorsunuz, bu para bu alın terimiz kime gidiyor?" deseydi ve benzeri soruları sıralasaydı; ne derdim, ne cevap verirdim?
Ya yaşlı, pir-i fani bir amca bastonunu yere vurarak şu soruları sorsaydı: "Kulağını beri tut hele evladım! Siz Ankara'ya gittikten, hükümet koltuğuna oturduktan sonra bizim buralarda, Erzurum mahallelerinde kilise-evler açılmaya başladı. İncil dağıtanlar, İncil'in arasına koyduğu dolarlarla torunlarımızın imanını çalmaya çalışanlar çoğaldı. Duyuyoruz ki, bu misyonerlerin önünü açan, işlerini kolaylaştıran kanunlar çıkarmışsınız. Benim bizzat yaşadığım, annemin cansız bedeninin altında kaldığım için kılıçlarından kurtulduğum Ermenilerin bu şüheda yurdumdan arsa, tarla, mal, mülk almalarını sağlamak için yasa çıkarmış, imza atmışsınız. Evladım bu ihanet yasaları çıkarken sen neredeydin, arkadaşların neredeydi? Evladım sen bu toplumun çocuğu değil misin? Babandan, dedenden haçlıların işledikleri cinayetleri, zulümleri hiç dinlemedin mi? Hiç kimseden ses çıkmasa bile sizin sesiniz meclis çatısını çatırdatmalıydı. Şimdi açılmasına yardımcı olduğun kiliseleri ziyarete mi geldin? Hangi yüzle geldin? Abdurrahman Gazi'yi, Nene Hatun'u hangi yüzle ziyaret edeceksin."
Bu sorular haksız, yersiz sorular mı? Peki bu sorular, altından kalkılabilecek sorular mı? Azıcık vicdan sahibi olup da bu soruların altında ezilmemek, terlememek mümkün mü? Vekiller tatile çıktı, elleri boş, yüzleri kara lekelerle dolu.
Milletvekilleri izinlerini tatil bölgelerinde değil de seçim bölgelerinde geçirmeye cesaret edebilirlerse, gözlemlediğimiz kadarıyla, millet, vekillerini soru yağmuruna tutmak için sabırsızlıkla bekliyor. Hafta sonu Pazaryolu (Erzurum) ilçemizdeydik. Kimle görüştü isek, rastladıkları milletvekillerine bir çift okkalı söz hazırlamış. Özellikle Sağlık Bakanı'nın bölgede işi zor. "Oy istemeye geldi, bakan olduktan sonra, tarafımıza bile bakmadı" diyenlerden, "Askerlik şubemiz alındı, adliyemiz alındı, ilçemiz boş kovana çevrildi, yedi vekilimizin yedisi de uykuda" diyenlere kadar herkes barut gibi. "Rize'de böyle bir şey duymadık, neyin nesi" türünden sorular dolaşıp duruyor dillerde.
Erzurum'dan Ankara'ya giden yedi AKP'li vekilden biri olmadığım için Allah'a şükrediyorum. Seçmenin yüzüne nasıl bakar, karşısına nasıl çıkardım? Şekerpancarı üreticisi, yerden göğe kadar haklı olarak karşıma dikilip, "Vekilim, kotaları hallettiniz mi? Yönetimi devraldıktan sonra ikinci baharı da geride bıraktık. Ve maalesef tapulu tarlamıza ekebileceğimiz kadar pancar ekemedik. Babamızın tapulu tarlasına ağız tadıyla pancar ekebilmek için daha kaç bahar bekleyeceğiz? Bize pancar ektirmiyorsunuz, şekere ha bire zam yapıyorsunuz, bu para bu alın terimiz kime gidiyor?" deseydi ve benzeri soruları sıralasaydı; ne derdim, ne cevap verirdim?
Ya yaşlı, pir-i fani bir amca bastonunu yere vurarak şu soruları sorsaydı: "Kulağını beri tut hele evladım! Siz Ankara'ya gittikten, hükümet koltuğuna oturduktan sonra bizim buralarda, Erzurum mahallelerinde kilise-evler açılmaya başladı. İncil dağıtanlar, İncil'in arasına koyduğu dolarlarla torunlarımızın imanını çalmaya çalışanlar çoğaldı. Duyuyoruz ki, bu misyonerlerin önünü açan, işlerini kolaylaştıran kanunlar çıkarmışsınız. Benim bizzat yaşadığım, annemin cansız bedeninin altında kaldığım için kılıçlarından kurtulduğum Ermenilerin bu şüheda yurdumdan arsa, tarla, mal, mülk almalarını sağlamak için yasa çıkarmış, imza atmışsınız. Evladım bu ihanet yasaları çıkarken sen neredeydin, arkadaşların neredeydi? Evladım sen bu toplumun çocuğu değil misin? Babandan, dedenden haçlıların işledikleri cinayetleri, zulümleri hiç dinlemedin mi? Hiç kimseden ses çıkmasa bile sizin sesiniz meclis çatısını çatırdatmalıydı. Şimdi açılmasına yardımcı olduğun kiliseleri ziyarete mi geldin? Hangi yüzle geldin? Abdurrahman Gazi'yi, Nene Hatun'u hangi yüzle ziyaret edeceksin."
Bu sorular haksız, yersiz sorular mı? Peki bu sorular, altından kalkılabilecek sorular mı? Azıcık vicdan sahibi olup da bu soruların altında ezilmemek, terlememek mümkün mü? Vekiller tatile çıktı, elleri boş, yüzleri kara lekelerle dolu.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024