Velayet, müminlere Allah'ın emanetidir
İmam Rıza (a.s)’a, "Doğrusu Biz; emaneti göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur..." ayeti hakkında sorulduğunda şöyle buyurdu: "Buradaki emanet velayettir. Her kim haksız yere velayet iddiasında bulunursa kâfir olur"
28.11.2023 11:44:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Hüseyin b. Halid şöyle diyor:
İmam Rıza (a.s)'a, "Doğrusu Biz; emaneti göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir" ayetinin tefsirini sordum.
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Buradaki emanet velayettir. Her kim haksız yere velayet iddiasında bulunursa kâfir olur."
İmam Hasan Askerî (a.s) babalarından, onlar da Hz. Ali'den Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
"Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Fatiha'yı kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısını kendime, diğer yarısını kuluma ayırdım. Kulum neyi talep ederse elde edecektir.'
Kul, 'Bismillahirrahmanirrahim' deyince Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum işine Benim adımla başladı, o halde işlerini yapmam ve halini bereketlendirmem Bana farzdır.' Kul, 'Elhamdulillahi Rabbil âlemin/Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum Beni övdü, yanında olan nimetlerin Benden olduğunu, uğradığı belaların Benim kudretimle olduğunu bildi. Siz de şahit olun ki Ben de uhrevi nimetleri dünyevi nimetlerine eklerim ve dünyevi belaları def ettiğim gibi ondan uhrevi belaları da def ederim.' Kul, 'er-Rahman'ir-Rahim' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum Benim Rahman ve Rahim olduğuma şahadette bulundu, Ben de onu rahmetimden daha çok nasiplendirir ve ihsanlarımdan daha çok faydalandırırım.' Kul, 'Malik-i yevmiddin/din gününün sahibi' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Siz de şahit olun ki o Benim kıyamet gününün maliki olduğumu itiraf ettiği için Ben de kıyamette hesabını kolaylaştırır ve kötülüklerini affederim.' Kul, 'İyyake na'budu/Sadece Sana ibadet ederiz' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum doğru söylüyor, sadece bana ibadet ediyor. Şahit olun ki bu ibadetleri sebebiyle kendisine bu ibadetten muhalif olanların gıpta edeceği, imreneceği sevapları veririm.' Kul, 'İyyake nestaîn/Sadece Senden yardım dileriz' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Kulum Benden yardım istiyor ve Bana sığınmıştır. Şahit olun ki Ben de işlerinde ona yardımcı olacağım, zorluklarda imdadına yetişeceğim ve zor günde elinden tutacağım.' Kul, 'İhdin'as sırat'el mustakîm/Bizi doğru yola hidayet et' deyince ve surenin sonuna kadar okuyunca da Allah-u Teâlâ, 'Bu istekleri kabul edilmiştir. Kulum neyi dilerse o olacaktır. Kulumun dualarını kabul ettim, arzu ettiği şeyleri ona ihsan ettim. Onu korkulacak şeylerden güvende kıldım' buyurur."
İmam Hasan Askerî (a.s) şöyle buyurdu:
Emir'el Müminin (a.s)'a, "Besmele Fatiha sûresinden midir, değil midir?" diye sorulunca buyurdu ki: "Evet, Hz. Peygamber de onu kıraat ediyor ve sûrenin bir cüzü sayıyordu. Ayrıca şöyle buyuruyordu: Fatiha sûresi Seb'ul Mesanî'dir."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk Ibn-i Babeveyh)
İmam Rıza (a.s)'a, "Doğrusu Biz; emaneti göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir" ayetinin tefsirini sordum.
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Buradaki emanet velayettir. Her kim haksız yere velayet iddiasında bulunursa kâfir olur."
İmam Hasan Askerî (a.s) babalarından, onlar da Hz. Ali'den Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
"Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Fatiha'yı kendimle kulum arasında ikiye böldüm. Yarısını kendime, diğer yarısını kuluma ayırdım. Kulum neyi talep ederse elde edecektir.'
Kul, 'Bismillahirrahmanirrahim' deyince Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum işine Benim adımla başladı, o halde işlerini yapmam ve halini bereketlendirmem Bana farzdır.' Kul, 'Elhamdulillahi Rabbil âlemin/Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum Beni övdü, yanında olan nimetlerin Benden olduğunu, uğradığı belaların Benim kudretimle olduğunu bildi. Siz de şahit olun ki Ben de uhrevi nimetleri dünyevi nimetlerine eklerim ve dünyevi belaları def ettiğim gibi ondan uhrevi belaları da def ederim.' Kul, 'er-Rahman'ir-Rahim' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum Benim Rahman ve Rahim olduğuma şahadette bulundu, Ben de onu rahmetimden daha çok nasiplendirir ve ihsanlarımdan daha çok faydalandırırım.' Kul, 'Malik-i yevmiddin/din gününün sahibi' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Siz de şahit olun ki o Benim kıyamet gününün maliki olduğumu itiraf ettiği için Ben de kıyamette hesabını kolaylaştırır ve kötülüklerini affederim.' Kul, 'İyyake na'budu/Sadece Sana ibadet ederiz' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyurur: 'Kulum doğru söylüyor, sadece bana ibadet ediyor. Şahit olun ki bu ibadetleri sebebiyle kendisine bu ibadetten muhalif olanların gıpta edeceği, imreneceği sevapları veririm.' Kul, 'İyyake nestaîn/Sadece Senden yardım dileriz' deyince de Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Kulum Benden yardım istiyor ve Bana sığınmıştır. Şahit olun ki Ben de işlerinde ona yardımcı olacağım, zorluklarda imdadına yetişeceğim ve zor günde elinden tutacağım.' Kul, 'İhdin'as sırat'el mustakîm/Bizi doğru yola hidayet et' deyince ve surenin sonuna kadar okuyunca da Allah-u Teâlâ, 'Bu istekleri kabul edilmiştir. Kulum neyi dilerse o olacaktır. Kulumun dualarını kabul ettim, arzu ettiği şeyleri ona ihsan ettim. Onu korkulacak şeylerden güvende kıldım' buyurur."
İmam Hasan Askerî (a.s) şöyle buyurdu:
Emir'el Müminin (a.s)'a, "Besmele Fatiha sûresinden midir, değil midir?" diye sorulunca buyurdu ki: "Evet, Hz. Peygamber de onu kıraat ediyor ve sûrenin bir cüzü sayıyordu. Ayrıca şöyle buyuruyordu: Fatiha sûresi Seb'ul Mesanî'dir."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk Ibn-i Babeveyh)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.