Demokrasi en son varılan insan yapısı bir idare şeklidir. Ama ideal demokrasi hiç bir zaman görülmemiştir ve bu gidişle de asla görülmeyecektir. Teoriler ile uygulamanın biri birinden uzaklaşması sonucu her geçen süre demokrasinin olumsuz yönlerini gözler önüne sermekte ve halkların bu idareye karşı tepkilerini de bizlere göstermektedir. Demokrasilerde adalet temeldir. Aslında adaletin olmadığı hiç bir rejim uzun süre geçerli olamaz. Bütün planların önceden yapılması ve insanların gelecek davranışlardan emin olması gerekmektedir. Öncelikle yaşam alanlarının güvenirliği sağlanmalıdır. Eşitlik kavramı en önemli faktördür. Her kafadan bir ses çıkan, hakkı ortadan kaldıran, adaleti dumura uğramış bir ülkede yolsuzluk ve anarşi hakim olacaktır. Belediyelerin şehir planlarında en önemli durum imar durumudur. Bir kişi bu planlara güvenerek tüm imkanları ile bir ev aldığında gelecekte çevrede oluşacak şekli az çok imar planında görebilmelidir. Size Yenimahalle belediyesinin on katı aşmayan bir yerleşim alanına, durup dururken ve kesinlikle imar planında olmayan ve bundan çevrenin de haberdar olduğu bir yere şu anda 18'inci kata varan bir gökdelenin ortaya çıkması asla normal olamaz.Hava alanlarından dolayı pek çok şehirde iki veya en fazla üç kat müsaadesi varken, ne yazık ki Ankara'da on kat civarında binalar yapılmaktadır. Ve yapılmıştır. Başlangıcında on kat olarak planlanmış bir sitenin şu anda 18 kata geldiği inşaata sonradan değişiklik yapılarak ruhsat verilip verilmediğini bilmiyorum. Planların değişivermesi demokrasinin sözde adalet ve eşitlik prensibine asla uyamaz. Türkiye Cumhuriyeti hala ayakta ise bunu Dingo'nun demokrasisine çevirmenin bu kadar kolay olması affedilemez. ETİMESGUT havaalanına rağmen, 18 katın üzerinde sürpriz bir yapının şu anda devam etmesinin tek bir izahı vardır. o da resmen ya hatırdır ya da rüşvet. Madem böyle olacaktı neden yüzlerce bina daha yükseğe çıkamadı. Parasızlıktan olmadığını herkes biliyor. Bilinmeyen bu arada kimler arasında ne döndüğüdür. Ben semti vereyim. Yeni Batıkent. Ciddi şekilde, yetkilileri göreve, yetkisizleri, yetki verdiklerini yani seçtiklerini tanımaya davet ederim.Demokrasi ya tam olmalı, ya da hiç. Aksi halde şimdiki demokratik krallığa dönüşüverir. Barajlarda üzerimize yok. Fiyatlarda dünyaya tur basar hale geldik. 30 sene evveline bakarsak, en ucuz ülkeydik. Ya şimdi?.. Verdik yabancılara petrolleri, madenleri, benzin fiyatları, altın fiyatları, her türlü ihtiyaç maddelerinin fiyatları aldı başını gitti. Hele seçim barajlarına diyecek yok. Dünyanın hiç bir gelişmiş ülkesinde seçim barajı yokken ülkemizde rekor seviyede %10 olmasının nedeni, tamamen ABD taraftarı torpillilerin, başa tek başına gelmesi planının sonucudur. Sakın Almanya'da %5 var demeyin onlar da hala ABD'nin tam uydusu, unutmayın.Tam olmayan demokrasinin adı demokrasi olamaz. Ya hep olmalı ya da hiç olmamalı. Zaten ne demokrasinin ne de önceki sistemlerin tutunacağı bir dal kalmadı. Tek çözüm Milli Ekonomi Modelidir. Daha neyi bekliyorsunuz. Kurtuluş senin elinde iken artık uyanın. Son şansınızı kullanın. Barajı falan düşünmeyin.Ya barajı yıkar atarız ya da göz göre toptan batarız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017