logo
26 NİSAN 2024

Ya kahraman ve veli ol, ya da

06.09.2012 00:00:00
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Hüküm Gecesi adlı romanının bir yerinde şöyle bir cümle geçer: "Kahramanlarla evliyalardan başka hiç kimse milletlerin başına geçmeye layık değildir."  
Ben bu cümleyi, "Türk milletinin başına geçecek olan kişi, ya kahraman olacak ya evliya, ya da her ikisi" olarak algılamak istiyorum. Bu cümle, bizim yüzyıllar boyu devlet idare etme tarzımızdan, millet, devlet, siyaset, idareci-halk arası ilişkiler gibi hususlarla ilgili engin tecrübelerimizden süzülüp gelen derin bir hikmet cümlesidir. Biz Türk milleti olarak her zaman zor şartlarda, hassas dengelere bağlı ortamlarda ve karmaşık coğrafyalarda devlet kurmuş ve devlet idare etmiş bir milletiz. Çok büyük olaylar yaşadık ve yaşıyoruz. Yaşadığımız her türlü tecrübeden ders almasını ve çıkardığımız dersleri hikmete dönüştürmesini bilen hakîm bir milletiz. Atasözlerimiz, deyimlerimiz, türkülerimiz, vecizelerimiz, bütün önemli sözlerimiz çok büyük olayların, gözlemlerin, izlenimlerin, yaşantıların özsuyu gibidir.  Devlet yönetme sanatının ustası olan Türk milleti, binlerce sayfada anlatılabilecek bir durumu kısa, veciz ve öz bir cümleyle hemen bir ifadeye kavuşturuvermiş.  
Milletin başına geçecek kişinin ya kahraman olması lazım, ya evliya, ya da her ikisi. Bu durumu değişik bir şekilde ifade etmek üzere milletimiz, Türkçenin inceliklerini, zenginliklerini, kıvrak üslubunu, musikisini, bütün imkanlarını kullanarak bazen de şöyle der: "Çok büyük olaylar yaşayan ya da çok büyük imtihanlar veren, büyük musibetlere maruz kalan kişi, ya deli olur ya veli. Belalar, yükümlülükler, büyük sorumluluklar insanı ya veli yapar ya deli." Her neyse biz işin esasına gelelim. Türk milletini yönetme iradesini ortaya koyan kişi, çok büyük bir yükümlülüğün altına girme taahhüdünde bulunmuştur. Böyle bir milleti yönetmeye talip olan zat, ya kahraman olacaktır ya evliya. Ya da hem kahraman olacaktır hem evliya. Bence doğrusu da budur. Bunu açalım. Kahraman olmak demek, milletin hayatıyla, bekasıyla, menfaatiyle ilgili dönüm noktalarında risk almak demektir. Kararlılık, sebat, metanet ortaya koymak demektir. Millet davasıyla ilgili olarak öyle durumlar ortaya çıkar, öyle zamanlar gelir ki, hiçbir maslahat gözetmeden ateşin içine yalın kılıç atılmak gerekir. O zaman veli değil, deli olmak evladır. İdare-i maslahatçılık, orta yolculuk, etliye sütlüye karışmamak, gelene ağam geçene paşam demek, üstümüze üstümüze gelen tehlikeyi öylece bir köşede beklemek, her şeyi kabullenmişçesine düşmanın insafına sığınmak, kahraman idarecinin hiç yapmayacağı, aklının ucundan bile geçirmeyeceği bir şeydir.  
Türk milletinin lideri, kahraman olacaktır. Neye ve kime karşı kahraman olacaktır? Türk milletini köleleştirmek, elinden iş yerini, fabrikasını, gelir getiren ticarî, sınaî bütün kurumlarını, limanını, madenini, bankasını, sigorta şirketini, parasını pulunu, şusunu busunu alarak onu orta yerde cascavlak bırakmak, kendi vatanında kendi malının işçisi yapmak, Türk vatanını sömürge pazarı hâline getirmek, doğrudan ya da dolaylı yollardan işgal etmek isteyen emperyalistlere karşı kahraman olacaktır. Türk lideri, Avrupa Birliği'nin tarihî Haçlı kinlerine kurban edilmek istenen Türk varlığını korumak için kahramanlık yapacaktır. Türk milletinin başına geçen lider, bize kültürümüzü, dilimizi, dinimizi, tarihimizi, ecdadımızı bütün maddi ve manevi değerlerimizi unutturup kendi süflî değerlerini benimsetmeye çalışan Batılı kültür emperyalistlerine karşı direnerek kahraman olmak zorundadır.  Türk lideri, Türk milletinin işçisine, işsizine, çiftçisine, köylüsüne, memuruna değil; dış ve iç Türk düşmanlarına, bize oyunlar, dümenler çeviren Amerikasına, Avrupasına, PKK'sına karşı efelenerek kahramanlık göstermek zorundadır. Türk milleti, kendisine şefkat eden, düşmanlarına da kahramanca celallenen ve gereğini yapan liderini kahraman bilir. Türk milleti, vatan savunmasındaki evlatlarını her gün onar yirmişer şehit verirken, onların cenazelerinde vatan ve millet düşmanlarına karşı kükreyen ve gereğini yapan liderini kahraman beller. Velhasıl Türk milletinin başına geçmeye layık olan kişi, vatanı ve milletini kanatlarının altına alıp dış ve iç tehlikelere karşı kendini feda etmek pahasına, canhıraş bir şekilde anaç tavrı gösterecek yüreklilikte bir kahraman olmalıdır. 
Türk milletinin başına geçmeye layık olan kişinin ikinci önemli vasfı evliya olmaktır. Türk önderi, dış ve iç bütün düşmanlara karşı nasıl celalli bir kahraman tavrı göstermek zorundaysa, kendisini başa getiren mazlum ve masum Türk milletine karşı o derece mülayim, hoşgörülü, sabırlı, sevecen, affedici, kucaklayıcı olmalıdır. Milletinden gelecek her türlü yakınmalara, tarizlere, şikâyetlere, eleştirilere büyük bir olgunlukla göğüs germelidir. Her türlü eleştiriye, taşlamaya, kızgınlığa, öfkeye evliya sabrıyla karşı koymalıdır.  
Türk milletinin yöneticisi olan kişi, milletine kızamaz, bağırıp çağıramaz. Bir baba, çocuğu ne kadar yaramazlık yaparsa yapsın onu şefkatle sahiplenmek zorundadır. Milletinin taleplerine cevap veremeyen, hissiyatına tercüman olamayan, değerlerini paylaşmayan, milliyetine sahip çıkmayan, milletini bir birlik hâlinde tutamayan, tek millet davası gütmek yerine; bin parçalı etnik yapıdan, mozayikten, çiçek bahçesinden, bilmem neden bahsedip duran idareci, yanlış yapıyordur. Yanlışlarını yüzüne vuran milletinin evlatlarına kızıp bağırıp çağırmak yerine ders almalı, yanlışından dönmeli, kendisini uyaranlara teşekkür etmeli ve hoşgörüyle, olgunlukla karşılamalıdır. 
Meşhur bir olay vardır. Hz. Ebubekir halife olduğunda, "Ey Müslümanlar! Beni idareci seçtiniz. Eğer yanlış yaparsam nasıl tepki verirsiniz?" mealindeki bir sorusuna, cemaatten biri çıkıp "seni kılıcımızla doğrulturuz" deme cesaretini göstermiş ve o evliya fıtratlı halife, bu sıradan bedevi Müslümanın ihtarını sabır ve olgunlukla karşılamış. Bu kültürden geldiklerini iddia edenlerin o olgun tavrın binde birini gösterme cesareti yok mudur? 
Türk milleti büyük bir millettir. Uzun tarihi boyunca idare sanatının bütün inceliklerine vakıf olmuş, nesiller boyu bu işin sırrını bir anlayış doğrultusunda aktarıp gelmiştir. Büyük Osmanlı Devleti'nin kurucusu Türk hakanı Osman Bey, çocukluğundan itibaren kılıç kuşanıp ata binerek arkadaşlarıyla birlikte cenk sahalarında yiğit, kahraman bir lider olma liyakatini ortaya koyarken, Şeyh Edebalı'nın tekkesinde de nefsini terbiye etmiş; sabır, hoşgörü, metanet talimi yapmış. Cenk meydanlarında kahraman, tekkelerde, medreselerde, gönül meclislerinde, ata ocağında, büyüklerin dizi dibinde evliya olmuş bir büyük Türk lideridir. 
Keza Fatih Sultan Mehmed'i Fatih yapan da kahramanlıkla evliyalığı kendi bünyesinde toplayabilmesidir. O, hem cengaver komutanlardan ders alarak denize at süren bir kahraman olmuş, hem de Rum tebaasının hakkına tecavüz ettiğinde mahkemenin verdiği cezaya Akşemseddin'den aldığı ruh terbiyesi sonucu tevekkülle razı olacak kadar evliyaca bir tavır ortaya koyabilmiş bir büyük Türk önderidir. Bugün "Türkiyeli!" idarecilerin, güya izinden gittiklerini sandıkları Osman Bey'den, Şeyh Edebalı'dan, Fatih'ten, Akşemseddin'den, Atatürk'ten, Rıfat Börekçi'den alacakları çok ders vardır.  Şeyh Edebalı, Osman Beye şöyle diyordu: "Oğul! İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler. Unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir. Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür. Hırsımız, bencilliğimiz…" Dünya bir garip han, bir hoyrat mekân, insan bir garip varlık kabına sığmayan… Hayat bir yudum su, bir anlık rüya… Ömür bir kısa yol tekrarı olmayan… Bu yolda nazarımızı sonsuzluğa dikip; büyük yürümek ve büyük ölmek gerek. Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir engeldir oğul. Sakın ha kendine takılmayasın ve kendinde boğulmayasın. Teklik sadece Allah'a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda takılıp kalırsın oğul. 
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulup gidersin. Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun, bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun. Güç hayvanda bile mevcut. Akıl sadece anahtar. Anahtara takılmasın. Aslolan anahtarın açacağı kapılardır. Kapıların ardında hazineler, kapıların ardında sırlar vardır. Sırlar ki, ebedî muştuları koynunda barındırır; sonsuza kavuşturur. Aklını kullanıp dünyadayken cennetin kapılarını aralayasın oğul. Öfken ve benliğin bir olup aklını yener! Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın, azminden dönmeyesin. Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil, her işin gereğini vaktinde yap! Öfke ateş, öfke afet, öfke şeytandır oğul. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup olabilir. Öfkeyle savaşı daima taze tutmak gerektir. 
'Yolcu, buruk baş gerek Gözde daim yaş gerek Huy biraz yavaş gerek Yoksa yollar aşılmaz.'. diyen ne güzel söylemiştir. Öfke benliğin yemi, en lezzetli gıdasıdır. Benlik semirdi mi irade yok olur gider. İradesi zayıflayanın ruhu intihar eder. Posalaşmış bir beden taşımak ne ağır zillet, ötelere kapalı bir ruh taşımak ne büyük ihanet. Sabırsız olmaz oğul. Sabırsız menzile varılmaz. Kaf Dağı'na sabırsız ulaşılmaz. Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır. İnsan ocaklar gibi yanmalı, yanmalı da kimselere gamını ilan etmemelidir. Gözünü ötelere dikesin oğul, hesabını idealine göre yapasın. Şunu da asla unutmayasın: Her şeyin vakti tayin edilmiştir. Vaktinden önce öten horozun başı kesilir." Vazifen çetin, yükün ağırdır oğul. Hizmette önde, ücrette geride olasın. Vazifenin en ağırına talip olmakta kaçınmayasın. Vazifenin ağırlığı Yaratan'ın kullarına ihsanıdır. 
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme. Bizler nefreti eritmek için, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hâkim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul. Ama altının değerini de sarraf bilir, sözünü muhatabına göre ayarlayasın. Cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın. Yiğit olan kördür, kötülüğü görmez; sağırdır, kem sözü işitmez; dilsizdir, her ağzına geleni demez. Bildiğini de her yerde ayaklar altına sermez. Yunus gibidir o; yüreği muhabbete, gönül ibresi Hakikate ayarlıdır. O bir defa söz verdi mi, onu namusu bilir. Ananı, atanı say; bereket büyüklerle beraberdir! 
Anadolu; içinden kıvrım kıvrım ırmaklar akan, ağıtları alev alev ciğerler yakan… "Ana"larla dolu olan… Ana çile yumağıdır, oğul dua kaynağıdır. Ana yüreği narin bir ipek, ata bileği Hakk'ın diktiği en sağlam direktir. Ne ananın ince yüreğini yakasın, ne de babanın kapı gibi bileğini kırasın oğul. Yarın yuva kurduğunda ocağınla onlar arasında köprü olasın. Ana ve ata düşmemek için sırtımızı dayadığımız duvardır, yarın duvar yıkıldığında kıymetini anlarsın. 
Sevildiğin yere sıkça gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibarın kalmaz. Düşmanını çoğaltma, haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler! Her şeyin ortası makbuldür, sevginin de. Sevdiğini gereğinden fazla sevmeyesin. Sevgini de, sadece yüreğinin eline vermeyesin. En çetin imtihan "sevgi"yle olanıdır. "Kişi ne kadar bahadır olsa da, muhabbete tuş olur." diyen atanın sözünü aklından çıkarmayasın. Böyle imtihan olmamak, istikbalde neslinden utanmamak için gecelerin bağrında, seherlerin aydınlığında duaya durasın. Senin ideallerin ve geleceğe dair hedeflerin var oğul. 
Gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz, edep tacını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir. Haklı olduğunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileğiyle değil, ilmiyle ve yüreğiyle yapmasını bilir. 
İyiliğe kötülük, şer kişinin kârı, İyiliğe iyilik her kişinin kârı Kötülüğe iyilik de, er kişinin kârıymış oğul. Sen bizim rüyamız, sen bizim devamız, sen bizim duamızsın oğul. Daima başın dik, alnın ak, gönlün pak olsun. Zümrüt-ü Anka'nı iyi seç ki Kaf Dağı sana yakın olsun. Yolun ebediyete kadar açık olsun. 
Bugün Osman Bey-Şeyh Edebalı, Fatih-Akşemseddin, Atatürk-Rıfat Börekçi birlikteliklerine dayalı önderliklerimizin olmaması, millet olarak bizim en büyük eksiğimiz. Ancak ümitsiz değiliz. Bu büyük Türk milleti, kahraman ve evliya ruhlu soylu liderlerini geçmişte nasıl çıkardıysa gelecekte de çıkaracaktır. Fetret dönemleri geçicidir.   
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.