‘Yabancıya konut satışı yasaklansın, sığınmacılar gönderilsin’
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Öncelikle Hatay’dan başlayarak, tüm Türkiye’de, yabancılara konut satışının, durdurulması çağrımı, buradan da tekrarlıyorum. Bu çağrımın, ne anlama geldiğini, idrak edemeyenlerin, zaten bu sorunu, bizzat çıkaranlar olduğunu, kimse unutmasın” dedi.
22.02.2023 11:58:00





Meral Akşener'in partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan notlar şu şekilde,
- Sayın Erdoğan; Sen istediğin kadar, "kader planı" diyerek, kendi beceriksizliğine, kılıf arama. Bu felaketin, yegane sorumlusu sensin, sen! Çünkü sen, milletimize hizmet etmek yerine, Sarayda sefa sürmeyi seçtin. Çünkü sen, binlerce insanımızın hayatını kurtarmak yerine, Yandaşlarına, ihale dağıtmayı seçtin. Kendi beceriksizliğini, "kader planı" diyerek, perdeleyemezsin Sayın Erdoğan. Kurduğun yağma düzeninin, ağır faturasını, "kader planı"na yükleyemezsin! Devletimizi yönetemediğin gerçeğini, "kader planı" diyerek gizleyemezsin! Hiç kadere sığınma! Bu beceriksizliğin arkasındaki, tek sorumlu sensin sen! Kızılay'in içini boşaltıp, AFAD'ı arpalığa çeviren; devletin en kritik kurumlarının, tepelerini, çapsız, birikimsiz, yetersiz kadrolarla dolduran sensin sen!
- SMS göndermekten bile aciz olduklarını, görmelerine rağmen, telekomünikasyon sorunlarını gidermediler. Ve sonuç olarak; Yüzyılımızın en büyük depremine, yüzyılımızın en beceriksiz, en aciz iktidarıyla yakalandık.
-Nüfusumuzun, yüzde 16'sını oluşturan deprem bölgesinde, yaklaşık, 1 milyon 700 bin, Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Göçlerin yoğun yaşandığı illerimizde boşalan alanlar dışında, göçün gerçekleştiği, Mersin ve diğer illerimizde de, bu sorun, hayatı, giderek daha da olumsuz etkileyecektir.
Köylerin boşaltılması ise, bu kapsamda, sadece bir demografik değişime değil, terör örgütlerine, yeni alanlar açılmasına da neden olabilir. O nedenle, öncelikle Hatay'dan başlayarak, tüm Türkiye'de, yabancılara konut satışının, durdurulması çağrımı, buradan da tekrarlıyorum. Bu çağrımın, ne anlama geldiğini, idrak edemeyenlerin, zaten bu sorunu, bizzat çıkaranlar olduğunu, kimse unutmasın!
-Sınır güvenliği ve milletin huzuru, ülkenin varlığı için vazgeçilmezdir. Ancak Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, böyle bir derdi olmadığını, maalesef biliyoruz. O nedenle, buradan uyarmak istiyorum: Özellikle bölgedeki insanlarımızın, mülklerini korumalarına yönelik, hukuki bir çerçevenin oluşturulması ve farkındalık çalışmalarının, derhal organize edilmesi gerekiyor. Evet, şehirlerimizi yeniden onaracağız. Ve bunu yaparken de, yeni bir usulsüzlüğe ve çarpıklığa izin vermeyeceğiz. Ancak artık, sığınmacı problemini çözme vakti gelmiştir. Buradan iktidarı, başlayacak olan yeni inşa süreci kapsamında, sığınmacıları, ülkelerine geri göndermeye, bunun için de, gerekli adımları atmaya,
ve diplomatik görüşmeleri, derhal başlatmaya davet ediyorum. Biz, en kısa zamanda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, bu konuda görüşmeye çağıracağız. Eğer Sayın Erdoğan'ın inadı hala sürüyorsa, Daha önceki çağrımı da, bu vesileyle, buradan yineliyorum. Milletimiz için, devletimiz için, ben bu görüşmeleri yapıp, bu sorunu çözmeye hazırım.
- Sayın Erdoğan; Sen istediğin kadar, "kader planı" diyerek, kendi beceriksizliğine, kılıf arama. Bu felaketin, yegane sorumlusu sensin, sen! Çünkü sen, milletimize hizmet etmek yerine, Sarayda sefa sürmeyi seçtin. Çünkü sen, binlerce insanımızın hayatını kurtarmak yerine, Yandaşlarına, ihale dağıtmayı seçtin. Kendi beceriksizliğini, "kader planı" diyerek, perdeleyemezsin Sayın Erdoğan. Kurduğun yağma düzeninin, ağır faturasını, "kader planı"na yükleyemezsin! Devletimizi yönetemediğin gerçeğini, "kader planı" diyerek gizleyemezsin! Hiç kadere sığınma! Bu beceriksizliğin arkasındaki, tek sorumlu sensin sen! Kızılay'in içini boşaltıp, AFAD'ı arpalığa çeviren; devletin en kritik kurumlarının, tepelerini, çapsız, birikimsiz, yetersiz kadrolarla dolduran sensin sen!
- SMS göndermekten bile aciz olduklarını, görmelerine rağmen, telekomünikasyon sorunlarını gidermediler. Ve sonuç olarak; Yüzyılımızın en büyük depremine, yüzyılımızın en beceriksiz, en aciz iktidarıyla yakalandık.
-Nüfusumuzun, yüzde 16'sını oluşturan deprem bölgesinde, yaklaşık, 1 milyon 700 bin, Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Göçlerin yoğun yaşandığı illerimizde boşalan alanlar dışında, göçün gerçekleştiği, Mersin ve diğer illerimizde de, bu sorun, hayatı, giderek daha da olumsuz etkileyecektir.
Köylerin boşaltılması ise, bu kapsamda, sadece bir demografik değişime değil, terör örgütlerine, yeni alanlar açılmasına da neden olabilir. O nedenle, öncelikle Hatay'dan başlayarak, tüm Türkiye'de, yabancılara konut satışının, durdurulması çağrımı, buradan da tekrarlıyorum. Bu çağrımın, ne anlama geldiğini, idrak edemeyenlerin, zaten bu sorunu, bizzat çıkaranlar olduğunu, kimse unutmasın!
-Sınır güvenliği ve milletin huzuru, ülkenin varlığı için vazgeçilmezdir. Ancak Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının, böyle bir derdi olmadığını, maalesef biliyoruz. O nedenle, buradan uyarmak istiyorum: Özellikle bölgedeki insanlarımızın, mülklerini korumalarına yönelik, hukuki bir çerçevenin oluşturulması ve farkındalık çalışmalarının, derhal organize edilmesi gerekiyor. Evet, şehirlerimizi yeniden onaracağız. Ve bunu yaparken de, yeni bir usulsüzlüğe ve çarpıklığa izin vermeyeceğiz. Ancak artık, sığınmacı problemini çözme vakti gelmiştir. Buradan iktidarı, başlayacak olan yeni inşa süreci kapsamında, sığınmacıları, ülkelerine geri göndermeye, bunun için de, gerekli adımları atmaya,
ve diplomatik görüşmeleri, derhal başlatmaya davet ediyorum. Biz, en kısa zamanda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, bu konuda görüşmeye çağıracağız. Eğer Sayın Erdoğan'ın inadı hala sürüyorsa, Daha önceki çağrımı da, bu vesileyle, buradan yineliyorum. Milletimiz için, devletimiz için, ben bu görüşmeleri yapıp, bu sorunu çözmeye hazırım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.