Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın ifadesiyle, son 20 yılda toplam 8 milyar dolar özelleştirme yapıldı ve bu yıl yapılması planlanan özelleştirme tutarı ise 20 milyar dolar.20 milyar dolar az rakam değil. Dış ticaretin neticesinde, yani ihracat-ithalat dengesi içerisinde bu parayı kazanmış olsak, gerekten büyük bir gediği doldurur.Sayın Unakıtan'ın övünerek bahsettiği bu gelir, maalesef bir ticaretin sonucu değil, kar eden, her biri altın yumurtlayan tavuk olan kamu kuruluşlarımızın haraç mezat satışından elde ediliyor.20 yılda yapılan ve 8 milyar dolar gelir elde edilen özelleştirmelerde, satışlar zamana yayıldığı için yapılan peşkeş ve yolsuzluklar ya fark edilmedi, ya da fark edilse bile bir süre sonra unutuldu.Neticede, ATO'nun hazırladığı rapora göre, 1986-2004 yılları arasında yapılan özelleştirmelerden edilen zarar tam 2 katrilyon 244 milyar TL.Gelir gelsin, bir açığı kapatsın diye birbirinden değerli kurumlarımız satılmış, ama sonuç zarar. Ne anladık bu işten.Bu satışlar yapıldı, satılan kuruluşlarımızın üzerine bir bardak soğuk su içtik. Zamana yayıldığı için de film çevirenlerin yaptıkları yanlarına kar kaldı. Faturası millete gönderildi. Bizler de paşa paşa ödedik.AKP hükümetinin bu yıl yaptığı ve yapacağı özelleştirmeler ise oldukça fazla ve birbiri ardına gerçekleşiyor. Birini yorumlayamadan diğeri gerçekleşiyor.Ülkemizin bel kemiğini oluşturan, sanayimizin, tarımımızın, tekstilimizin, iletişimimizin, parasal kaynaklarımızın temelini oluşturan, büyük emeklerle kurulmuş kar eden kuruluşlarımız "babalar" gibi satılıyor.Bu satışlarda da öyle şeyler yaşanıyor ki, ister istemez vatanını seven insanların midesinin bulanmaması mümkün değil.Otel odalarında görüşmeler, gerçek değerini biçmenin mümkün olmadığı şirketleri 3-5 yıllık karına satmalar, bir gece operasyonuyla gizli gizli iş bitirmeler, ihaleye girenler arasında danışıklı dövüşler, dikkat çekmesin diye öne paravan şirketler sokmalar, satın alanın cebinden bir kuruş çıkarmadan aldığı şirketin karıyla ödeyebileceği şekilde ödeme koşulları sunmalar, yine cebinden hiç para harcatmadan daha önce düşük fiyata peşkeş çekilen hisselerin astronomik karıyla tekrar kamu şirketi satmalar ve daha nice hadiseler.Yaşananları sağır sultan bile duydu, kör sultan bile gördü.Bakmayın esprili anlatmama. İçim parçalanıyor, kan ağlıyorum, kalemimle ifade etmeye çalışıyorum, ama ne fayda.Bu vatana sahip çıkması gereken herkes elinden geleni yapsa hiç bu hallere gelir miydik? Sayın Unakıtan yabancı sermayeye "welcome" diyor. Diyor da gelen yabancı sermaye niçin geliyor bunu hiç açıklamıyor.Yabancı sermaye Türkiye'ye yatırım amaçlı gelmiyor. Ya sıcak para olarak hisse senedi, hazine bonosu, mevduat gibi spekülatif para piyasalarından kısa zamanda çok kar etmek için geliyor, ya da zaten kar eden ve stratejik öneme sahip kamu kurumlarımızı elde etmek için.Şu anda spekülatif piyasada yabancıların parası 40 milyar doları aşmış vaziyette. Geçtiğimiz ay borsa 1 yılda tam yüzde 70 kazandırdı. Adam 100 koyuyor 1 yıl sonra 170 alıyor. Böyle bir kar dünyanın hiçbir yerinde yok. Masraf yok, risk yok. Artı, bu sıcak parayı adam tehdit unsuru olarak kullanıyor.2001 krizinde 5 milyar dolar sıcak para çekildiği için yaşadığımız krizin faturasını hala ödüyoruz. Bu rakam 5 milyar dolar değil de ya 40 milyar dolar olsaydı?İşte şimdi 40 milyar dolar. Ekonomi iyiymiş. Göreceğiz bakalım adam işini bitirip, alacağını aldığı zaman ekonomi iyi mi, kötü mü?Dikkatimizi çeken mesele de şu, kamu kuruluşlarımızın haraç mezat satışını isteyenler de bu parayı para piyasalarımıza sokanlar.Çünkü sen dış ticaret yeteneğini kaybettiğinin müddetçe dış açığın karşı konulamaz bir noktaya gelecektir ve milli olan her şeyini kaybetmeye başlayacaksın.Topladığımız vergiler borçlarımızın faizini bile karşılayamamaktadır.Üzerimizde hesabı olanların bir dediğini iki etmeyen AKP hükümeti, maalesef ülkeyi bir bataklığın içine sürüklemiştir. Ülke ekonomisi batmış durumdadır.İşçi, çiftçi, emekli, esnaf... bu durumun farkındadır ve bu sebeple meydanlardadır. Herkesin fark ettiği bu durumu AKP'li yetkililerin fark etmemesi mümkün değil.Çözüm yok mu? Tabii ki var. Öncelikle bizi uçuruma yuvarlayan mevcut politikalara ve bu yıkım projelerini uygulama konusunda milletle alay edercesine ısrar edenlere "dur" demeliyiz.Ardından da emaneti, hak edene, yani bu ülkeyi şaha kaldıracak, milli projeler sunan lidere ve kadrosuna teslim etmeliyiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024