Yalnız bırakılmaları onlara zarar vermez
Câbir b. Semure şöyle dedi: Babamla birlikte Peygamberin yanında idim. Buyurdu ki: "Bu ümmetin on iki hakimi olacak ki başkalarının onları yalnız bırakması, onlara zarar vermeyecektir." Sonra Resûlullah yavaşça bir şeyler söyledi ama ben duymadım. Babama, "Resûlullah ne söyledi" diye sordum. Dedi ki: "Şöyle buyurdu: Hepsi Kureyş'tendir"
22.03.2016 00:00:00
Sakaleyn hadisine göre Resûlullah'ın (s.a.a.) Ehl-i Beyt'i, ümmete delil ve hüccet olma açısından Kur'an ile eş değerdedir. Bu hadise göre Kur'an ve Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in geride bıraktığı, kıyamete kadar ümmete yol gösterecek ve asla birbirinden ayrılmayacak iki değerli emanettir ve hüccettir. Buna göre yeryüzü asla hüccetsiz kalmaz, eğer iki kişi kalsa, birisi mutlaka hüccet olur.
Sakaleyn hadisi Şia ve Ehl-i Sünnet arasında da mütevatirdir ve her ikisi de bu hadisi rivayet etmişlerdir. Bazı muhaddislere göre Resûlullah (s.a.a.) bu hadisi dört yerde buyurduğu açıkça nakledilmiştir: Arefe günü devesinin üzerinde, Hiyf Mescidi'nde, Veda Haccı'nda Gadir-i Hum hutbesinde, vefat günü minberde okuduğu hutbelerinde?
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah'ın Kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir ve ıtretim olan Ehl-i Beyt'im. O ikisi, Havz'ın başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin." (Sahih-i Tirmizi, c.13, s.200).
Bu hadis birçok Ehl-i Sünnet kaynağında Huzeyfe'den nakledilmiştir. (Tarih-i Bağdat, c.8, s.442). Yine birçok Ehl-i Sünnet kaynağında da Zeyd b. Sabit'ten nakledilmiştir. (İhyau'l-Meyt", s.116; Sünen-i Daremi, c.2 s.431; Sahih-i Müslim, c.7, s.122 ve 123; İtikad-ı Beyhaki, s.164; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.148 ve 109; Menakıb-ı Ahmed b. Hanbel; Mucem-i Kebir-i Taberanî, s. 137; Sünen-i Beyhaki, c.10, s.113 ve 148; Menakıb-ı İbn-i Meğazili ve el-Cem'u Beyne's-Sahiheyn).
Resûlullah (s.a.a.) pek çok hadisinde kendisinden sonra 12 İmam geleceğini bildirmiştir.
O hadislerden bazıları şöyledir:
Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: "Benden sonra on iki halife gelecektir." (Buhari, Tarihu'l-Kebir, c.l, s.446; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 92; Ebu Avâne, Müsned, c. 4, s. 396; Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliya, c.4, s.323; İbn-i Kesir, el-Bidayet-u ve'n-Nihaye, c.6, s.248; Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir, s.94 ve Menâvî, Kunuzu'l-Hakayık, s. 208).
Resûlullah Vedâ Haccı'nda şöyle buyurdu: "On iki halife oldukça bu din, düşmanlarına karşı hep muzaffer olacak ve hiçbir muhalif ve münafık ona zarar veremeyecektir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, s.87 ve 88).
Câbir b. Semure şöyle dedi: Babamla birlikte Peygamberin yanında idim. Buyurdu ki: "Bu ümmetin on iki hakimi olacak ki başkalarının onları yalnız bırakması, onlara zarar vermeyecektir." Sonra Resûlullah yavaşça bir şeyler söyledi ama ben duymadım. Babama, "Resûlullah ne söyledi" diye sordum. Dedi ki: "Şöyle buyurdu: Hepsi Kureyş'tendir." (Taberâni, Mucem-i Kebîr, s.94).
Ata'dan; İbn-i Abbas, "Mü'min olan birisi ile...." (Secde, 18) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet Ali (a.s.) hakkında nazil olmuştur. Yani Ali, Allah'ın birliğini tasdik etmiştir. "Fasık olan bir olur mu?" (Secde, 18) ayeti Velid b. Ukbe b. Ebu Muit hakkında nazil olmuştur. "Ayrıca onlardan öyle İmamlar karar kıldık ki bizim emrimizle hidayet ederler" (Enbiyâ, 73) ayeti hakkında da şöyle dedi: "Yüce Allah, Musâ ile Hârun'un vefatından sonra Harun'un evlatlarından yedi kişiyi Ben-i İsrâil için İmam karar kıldı. Aynı şekilde Ali'nin evlatlarından yedi tanesini İmam karar kıldı. Sonra Harun'un yedi evladından başka beş tanesini daha seçerek, onları tam on iki nakip olarak karar kıldı." (Hasekânî, Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.455).
Sakaleyn hadisi Şia ve Ehl-i Sünnet arasında da mütevatirdir ve her ikisi de bu hadisi rivayet etmişlerdir. Bazı muhaddislere göre Resûlullah (s.a.a.) bu hadisi dört yerde buyurduğu açıkça nakledilmiştir: Arefe günü devesinin üzerinde, Hiyf Mescidi'nde, Veda Haccı'nda Gadir-i Hum hutbesinde, vefat günü minberde okuduğu hutbelerinde?
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah'ın Kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir ve ıtretim olan Ehl-i Beyt'im. O ikisi, Havz'ın başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin." (Sahih-i Tirmizi, c.13, s.200).
Bu hadis birçok Ehl-i Sünnet kaynağında Huzeyfe'den nakledilmiştir. (Tarih-i Bağdat, c.8, s.442). Yine birçok Ehl-i Sünnet kaynağında da Zeyd b. Sabit'ten nakledilmiştir. (İhyau'l-Meyt", s.116; Sünen-i Daremi, c.2 s.431; Sahih-i Müslim, c.7, s.122 ve 123; İtikad-ı Beyhaki, s.164; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.148 ve 109; Menakıb-ı Ahmed b. Hanbel; Mucem-i Kebir-i Taberanî, s. 137; Sünen-i Beyhaki, c.10, s.113 ve 148; Menakıb-ı İbn-i Meğazili ve el-Cem'u Beyne's-Sahiheyn).
Resûlullah (s.a.a.) pek çok hadisinde kendisinden sonra 12 İmam geleceğini bildirmiştir.
O hadislerden bazıları şöyledir:
Resûlullah (s.a.a.) buyurdu ki: "Benden sonra on iki halife gelecektir." (Buhari, Tarihu'l-Kebir, c.l, s.446; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 92; Ebu Avâne, Müsned, c. 4, s. 396; Ebu Nuaym, Hilyetu'l-Evliya, c.4, s.323; İbn-i Kesir, el-Bidayet-u ve'n-Nihaye, c.6, s.248; Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir, s.94 ve Menâvî, Kunuzu'l-Hakayık, s. 208).
Resûlullah Vedâ Haccı'nda şöyle buyurdu: "On iki halife oldukça bu din, düşmanlarına karşı hep muzaffer olacak ve hiçbir muhalif ve münafık ona zarar veremeyecektir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.5, s.87 ve 88).
Câbir b. Semure şöyle dedi: Babamla birlikte Peygamberin yanında idim. Buyurdu ki: "Bu ümmetin on iki hakimi olacak ki başkalarının onları yalnız bırakması, onlara zarar vermeyecektir." Sonra Resûlullah yavaşça bir şeyler söyledi ama ben duymadım. Babama, "Resûlullah ne söyledi" diye sordum. Dedi ki: "Şöyle buyurdu: Hepsi Kureyş'tendir." (Taberâni, Mucem-i Kebîr, s.94).
Ata'dan; İbn-i Abbas, "Mü'min olan birisi ile...." (Secde, 18) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet Ali (a.s.) hakkında nazil olmuştur. Yani Ali, Allah'ın birliğini tasdik etmiştir. "Fasık olan bir olur mu?" (Secde, 18) ayeti Velid b. Ukbe b. Ebu Muit hakkında nazil olmuştur. "Ayrıca onlardan öyle İmamlar karar kıldık ki bizim emrimizle hidayet ederler" (Enbiyâ, 73) ayeti hakkında da şöyle dedi: "Yüce Allah, Musâ ile Hârun'un vefatından sonra Harun'un evlatlarından yedi kişiyi Ben-i İsrâil için İmam karar kıldı. Aynı şekilde Ali'nin evlatlarından yedi tanesini İmam karar kıldı. Sonra Harun'un yedi evladından başka beş tanesini daha seçerek, onları tam on iki nakip olarak karar kıldı." (Hasekânî, Şevahidu't-Tenzil, c.1, s.455).