Yanlış bilgi de virüs gibi yayıldı
Koronavirüs salgınıyla birlikte toplumda yanlış bilgi yayılımı da hızlandı. Bu süreçte Türkiye’deki bilgi ekosistemine yönelik araştırmalar yapan Teyit’in yürüttüğü çalışmaya göre, katılımcıların yarısından fazlası, yani yüzde 54’lük kesimi en çok virüsün çıkış nedeniyle ilgili yanlış bilgiye maruz kaldığını düşünüyor
25.08.2020 03:39:00





Koronavirüs salgınının Türkiye'de görülmesinden bu yana, ilk kez karşılaşılan bir virüs olmasının getirdiği belirsizliklerle yanlış bilginin yayılımı hızlandı. Bu süreçte "Virüs neden ortaya çıktı? Virüsten nasıl korunabiliriz? Bu salgın ne zaman sona erecek?" gibi soruların yanıtları aranırken medyada bilgi kirliliğinin de arttığı görüldü.
Bağımsız doğrulama platformu Teyit, 'Pandemi Sürecinde Yanlış Bilgi Sorunu: Yanlış Bilgi, Haber Tüketimi ve Teyit Etme Davranışları' başlıklı araştırmasında inceledi. Türkiye genelini temsil edecek şekilde tesadüfi örneklem yöntemi kullanılarak seçilen bin 25 internet kullanıcısı ile yapılan araştırmada katılımcılar, virüs Türkiye'ye girmeden önce de Covid-19 ile ilgili yanlış bilgiye rastladıklarını belirtti. Ayrıca katılımcılara yanlış bilgiye en çok hangi haber kaynağında rastladıkları sorulduğunda yüzde 49'un televizyondaki haber programlarını belirtmesi dikkat çekti.
En çok inanılan komplo teorisi
Araştırma sonuçlarına göre yanlış bilgilerin içeriğini salgına yönelik komplo teorileri ve yeni koronavirüsü önlemede etkili olduğu öne sürülen tedavi yöntemleri oluşturdu. Anket içerisinde en çok inanılan yanlış önerme, katılımcıların yüzde 47,4 oranla "İnanıyorum" yanıtını verdiği "Virüs laboratuvar ortamında geliştirildi" önermesi oldu. Bunu yüzde 37,4 ile "Virüsü bir devlet kasıtlı olarak yaymıştır" önermesi izlerken "Sıcak suyla gargara yapmak boğazda kalan virüsün hastalığa yol açmasını engeller" önermesi yüzde 28,5 ile üçüncü sırada yer aldı. Ayrıca eğitim düzeyindeki artışın, yanlış önermelere inanç seviyesindeki düşüşle ilişkili olduğu saptandı. Yalnızca "Virüs laboratuvar ortamında geliştirildi" önermesine duyulan inancın, eğitim seviyesiyle ilişkili olmadığı ortaya çıktı.
İlk haftalarda maruziyet fazla
Söz konusu araştırma, katılımcılara yanlış bilgiye en çok hangi dönemde rastladıklarına dair de sorular yöneltti. Araştırmaya göre, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgiye yüzde 26,5 oranla en çok salgının ilk haftalarında rastlandı. Bunu yüzde 26,2 ile salgının ilerleyen süreçleri, yüzde 24,6 ile virüs Türkiye'ye girmeden önceki dönem ve yüzde 13,7 ile normale dönüşün resmi olarak açıklanmasından sonraki süreç izledi. Yüzde 9'luk kesim ise şüpheli veya yanlış bilgiyle karşılaşmadığını belirtti.
Yanlış bilginin baş sorumlusu
Araştırmada katılımcılara, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgilere hangi kaynaklarda rastladıkları da soruldu. Yüzde 49'la en çok televizyondaki haber programlarında yanlış bilgiye rastlanıldığı belirtilirken, bunu yüzde 41,2 ile internetteki haber siteleri takip etti. Katılımcılar Facebook'ta yüzde 37,7, televizyondaki tartışma programlarında yüzde 30,2, WhatsApp gibi kapalı mesajlaşma uygulamalarında yüzde 30, Instagram'da yüzde 28,5, Twitter'da yüzde 27,7, televizyondaki sabah programlarında yüzde 13,4, gazetedeki haberlerde yüzde 12,4, gazetedeki köşe yazılarında yüzde 12 ve radyoda ise yüzde 7 oranında yanlış bilgiye maruz kaldıklarını belirtti.
Aile bireylerinden gelen bilgilere güveniyorlar
Salgın sürecinde WhatsApp gibi aile bireyleri ve yakın çevre ile iletişimin sürdürüldüğü kapalı mesajlaşma uygulamalarında Covid-19'a ilişkin ses kayıtlarının dolaştığına ve çeşitli iddiaların paylaşıldığına sıkça rastlandı. Araştırmada bu uygulamaların kullanım sıklığı ile aile bireyleri ve arkadaşlardan gelen bilgiye duyulan güven arasında da ilişki olduğu saptandı. Bu kapsamda aile bireyleri ve arkadaşlarından gelen bilgileri güvenilir bulduğunu belirtenlerin oranının yüzde 48 olduğu görülürken katılımcıların yüzde 78'i bu süreçte bilim insanları ve sağlık uzmanlarını güvenilir bulduklarını, yüzde 72'si de hastalığı geçirmiş kişilere güvendiklerini ifade etti.
Bağımsız doğrulama platformu Teyit, 'Pandemi Sürecinde Yanlış Bilgi Sorunu: Yanlış Bilgi, Haber Tüketimi ve Teyit Etme Davranışları' başlıklı araştırmasında inceledi. Türkiye genelini temsil edecek şekilde tesadüfi örneklem yöntemi kullanılarak seçilen bin 25 internet kullanıcısı ile yapılan araştırmada katılımcılar, virüs Türkiye'ye girmeden önce de Covid-19 ile ilgili yanlış bilgiye rastladıklarını belirtti. Ayrıca katılımcılara yanlış bilgiye en çok hangi haber kaynağında rastladıkları sorulduğunda yüzde 49'un televizyondaki haber programlarını belirtmesi dikkat çekti.
En çok inanılan komplo teorisi
Araştırma sonuçlarına göre yanlış bilgilerin içeriğini salgına yönelik komplo teorileri ve yeni koronavirüsü önlemede etkili olduğu öne sürülen tedavi yöntemleri oluşturdu. Anket içerisinde en çok inanılan yanlış önerme, katılımcıların yüzde 47,4 oranla "İnanıyorum" yanıtını verdiği "Virüs laboratuvar ortamında geliştirildi" önermesi oldu. Bunu yüzde 37,4 ile "Virüsü bir devlet kasıtlı olarak yaymıştır" önermesi izlerken "Sıcak suyla gargara yapmak boğazda kalan virüsün hastalığa yol açmasını engeller" önermesi yüzde 28,5 ile üçüncü sırada yer aldı. Ayrıca eğitim düzeyindeki artışın, yanlış önermelere inanç seviyesindeki düşüşle ilişkili olduğu saptandı. Yalnızca "Virüs laboratuvar ortamında geliştirildi" önermesine duyulan inancın, eğitim seviyesiyle ilişkili olmadığı ortaya çıktı.
İlk haftalarda maruziyet fazla
Söz konusu araştırma, katılımcılara yanlış bilgiye en çok hangi dönemde rastladıklarına dair de sorular yöneltti. Araştırmaya göre, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgiye yüzde 26,5 oranla en çok salgının ilk haftalarında rastlandı. Bunu yüzde 26,2 ile salgının ilerleyen süreçleri, yüzde 24,6 ile virüs Türkiye'ye girmeden önceki dönem ve yüzde 13,7 ile normale dönüşün resmi olarak açıklanmasından sonraki süreç izledi. Yüzde 9'luk kesim ise şüpheli veya yanlış bilgiyle karşılaşmadığını belirtti.
Yanlış bilginin baş sorumlusu
Araştırmada katılımcılara, Covid-19 ile ilgili yanlış bilgilere hangi kaynaklarda rastladıkları da soruldu. Yüzde 49'la en çok televizyondaki haber programlarında yanlış bilgiye rastlanıldığı belirtilirken, bunu yüzde 41,2 ile internetteki haber siteleri takip etti. Katılımcılar Facebook'ta yüzde 37,7, televizyondaki tartışma programlarında yüzde 30,2, WhatsApp gibi kapalı mesajlaşma uygulamalarında yüzde 30, Instagram'da yüzde 28,5, Twitter'da yüzde 27,7, televizyondaki sabah programlarında yüzde 13,4, gazetedeki haberlerde yüzde 12,4, gazetedeki köşe yazılarında yüzde 12 ve radyoda ise yüzde 7 oranında yanlış bilgiye maruz kaldıklarını belirtti.
Aile bireylerinden gelen bilgilere güveniyorlar
Salgın sürecinde WhatsApp gibi aile bireyleri ve yakın çevre ile iletişimin sürdürüldüğü kapalı mesajlaşma uygulamalarında Covid-19'a ilişkin ses kayıtlarının dolaştığına ve çeşitli iddiaların paylaşıldığına sıkça rastlandı. Araştırmada bu uygulamaların kullanım sıklığı ile aile bireyleri ve arkadaşlardan gelen bilgiye duyulan güven arasında da ilişki olduğu saptandı. Bu kapsamda aile bireyleri ve arkadaşlarından gelen bilgileri güvenilir bulduğunu belirtenlerin oranının yüzde 48 olduğu görülürken katılımcıların yüzde 78'i bu süreçte bilim insanları ve sağlık uzmanlarını güvenilir bulduklarını, yüzde 72'si de hastalığı geçirmiş kişilere güvendiklerini ifade etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.