Siviliyle-askeriyle, amiriyle-memuruyla, hacısıyla-hocasıyla topyekun Türk milleti çeyrek asırdan beri en hayati konularda çuvalladı, çuvallıyor.
Göz göre göre gelen tehlikeleri görmüyor.
Bile bile uçuruma yuvarlanıyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Büyük İsrail eksenli Kürdistan oluşumundan AB hayaline, Dinlerarası Diyalog fitnesinden FETÖ'nun ahvaline, ekonomik çöküşten milli birliğin yok olmasına kadar en temel hayati konularda 15-20 sene öncesinden ikazlarda bulundu, tehlikeleri haber verdi, veriyor.
Haber vermekle kalmadı; çözümler sundu, projeler ortaya koydu.
Haydar Hocanın ekonomi modeli ve projelerini, Rusya başta olmak üzere BRICS ülkeleri baştacı yaptı, dünyanın 3.5 milyarlık kesiminde uygulandı. Hepsi batmaktan kurtuldu, şahlandı. Allah, bu millete doğruları apaçık gösterdi.
Türk milleti görmezlikten geldi. Duymazlıktan geldi. Kulak asmadı.
Prof. Dr. Baş ve kadrosu canını dişine takarak seferber oldu? Fakat FETÖ ile kolkola yürüyen cemaatler, hacılar, hocalar, siyasetçiler topyekün milleti FETÖ'ya kilitlediler. Hepsi FETÖ'nun safındaydı, hepsi oradaydı, hepsi onlarlaydı? Böylece Ehl-i Beyt nefesiyle Müslüman olmuş Türk milleti, Peygambersiz bir din, Resulullahsız ve Ehl-i Beytsiz bir İslam zokasını yutarak Haçlı'nın safında saf tuttu.
FETÖ ve ortakçıları başta olmak üzere toplum yanlış ve batıl adreslerde saf tuttu.
Türkiye tepetaklak oldu.
Ayıktık mı? Doğruyu gördük mü?
Hakkı-hakikati görüyor muyuz?
Maalesef, hayır?
Âlem, on-onbeş yıldan beri kolkola olduğu FETÖ ile işlediği cinayetler bağlamında güya günah çıkartıyor... Millet, FETÖ yanlışından paçasını sıyırmaya çalışırken; yine Amerika, AB ve Vatikan'ın imal edip semirttiği siyasal, sosyal, kültürel ve dinsel bir başka FETÖ'ya yakalanıyor.
Yanlıştan yanlışa, batıldan batıla sürüklenmek gibi bir büyük nasipsizlik söz konusudur.
Hidayet Allah'tandır.
İman büyük bir nasiptir.
Yanlışı fark edip ayıkarak doğruda sabit-i kadem olmak da bir nasiptir.
Bu hayati noktada kalbin ilk refleksi çok önemlidir.
Prof. Dr. Baş, en hayati meselelerde hakkı, hakikati ve doğruları ortaya koyduğunda, gerçekten kalplerinin ilk refleksleri ilahi ölçüye uygun olanlar ayıktı. Doğruya ram oldular.
FETÖ konusunda da böyle, Suriye'de yakılan fitne ateşi konusunda da böyle, Irak'ın işgali ve Kürdistan oluşumunda da böyle, AB üyeliği ham hayali konusunda da böyle, birliğimizin ve dünya-ahiret huzurumuzun teminatı olan Ehl-i Beyt çığırında da böyle, devlet ve milletimizi şahlandıracak Milli Ekonomi Modeli konusunda da böyle?
Prof. Dr. Baş, hak ve hakikatleri dosdoğru haykırdı. Eğip bükmedi. On-onbeş sene öncesinden tehlike ve tehditleri haber verdi. Millet, burun kıvırdı. Kendi içindeki şeytanın vesveselerine ve etrafını çevirmiş insan suretindeki şeytanların fitne ve akıllarına kapıldı. Yanlışın ortasında kulaç attığı halde kendini ise hala hakta, hidayette gördü. Adeta kalpler mühürlendi.
Gün geldi, Haydar hocanın dediklerini aynen yaşadı; ama yine ayıkmadı, ayıkamadı.
FETÖ ve avanelerinin yutturduğu Dinlerarası Diyalog ve Haçlı zokaları, toplumu İslam'ı en temel ölçülerinden ve kendi geleneğindeki esaslardan savurdu. Nasipsizlik burada başladı.
İlahi kural açıktır:
"Kim, Rahmân'ın zikrini (Allah ve Resulünün ölçülerini, değişmez hakikatleri) görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz candostudur.
Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise hala kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der.
Onlara, "(Bu temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız" denir.
Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?" (Zuhruf 43/36-40).
Allah, gerçekten ayıktırdığında göreceğiz ki, meğer Haydar hoca her konuda haklıymış? İş işten geçmeden ayıkmak nasip olsun inşallah.
Göz göre göre gelen tehlikeleri görmüyor.
Bile bile uçuruma yuvarlanıyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Büyük İsrail eksenli Kürdistan oluşumundan AB hayaline, Dinlerarası Diyalog fitnesinden FETÖ'nun ahvaline, ekonomik çöküşten milli birliğin yok olmasına kadar en temel hayati konularda 15-20 sene öncesinden ikazlarda bulundu, tehlikeleri haber verdi, veriyor.
Haber vermekle kalmadı; çözümler sundu, projeler ortaya koydu.
Haydar Hocanın ekonomi modeli ve projelerini, Rusya başta olmak üzere BRICS ülkeleri baştacı yaptı, dünyanın 3.5 milyarlık kesiminde uygulandı. Hepsi batmaktan kurtuldu, şahlandı. Allah, bu millete doğruları apaçık gösterdi.
Türk milleti görmezlikten geldi. Duymazlıktan geldi. Kulak asmadı.
Prof. Dr. Baş ve kadrosu canını dişine takarak seferber oldu? Fakat FETÖ ile kolkola yürüyen cemaatler, hacılar, hocalar, siyasetçiler topyekün milleti FETÖ'ya kilitlediler. Hepsi FETÖ'nun safındaydı, hepsi oradaydı, hepsi onlarlaydı? Böylece Ehl-i Beyt nefesiyle Müslüman olmuş Türk milleti, Peygambersiz bir din, Resulullahsız ve Ehl-i Beytsiz bir İslam zokasını yutarak Haçlı'nın safında saf tuttu.
FETÖ ve ortakçıları başta olmak üzere toplum yanlış ve batıl adreslerde saf tuttu.
Türkiye tepetaklak oldu.
Ayıktık mı? Doğruyu gördük mü?
Hakkı-hakikati görüyor muyuz?
Maalesef, hayır?
Âlem, on-onbeş yıldan beri kolkola olduğu FETÖ ile işlediği cinayetler bağlamında güya günah çıkartıyor... Millet, FETÖ yanlışından paçasını sıyırmaya çalışırken; yine Amerika, AB ve Vatikan'ın imal edip semirttiği siyasal, sosyal, kültürel ve dinsel bir başka FETÖ'ya yakalanıyor.
Yanlıştan yanlışa, batıldan batıla sürüklenmek gibi bir büyük nasipsizlik söz konusudur.
Hidayet Allah'tandır.
İman büyük bir nasiptir.
Yanlışı fark edip ayıkarak doğruda sabit-i kadem olmak da bir nasiptir.
Bu hayati noktada kalbin ilk refleksi çok önemlidir.
Prof. Dr. Baş, en hayati meselelerde hakkı, hakikati ve doğruları ortaya koyduğunda, gerçekten kalplerinin ilk refleksleri ilahi ölçüye uygun olanlar ayıktı. Doğruya ram oldular.
FETÖ konusunda da böyle, Suriye'de yakılan fitne ateşi konusunda da böyle, Irak'ın işgali ve Kürdistan oluşumunda da böyle, AB üyeliği ham hayali konusunda da böyle, birliğimizin ve dünya-ahiret huzurumuzun teminatı olan Ehl-i Beyt çığırında da böyle, devlet ve milletimizi şahlandıracak Milli Ekonomi Modeli konusunda da böyle?
Prof. Dr. Baş, hak ve hakikatleri dosdoğru haykırdı. Eğip bükmedi. On-onbeş sene öncesinden tehlike ve tehditleri haber verdi. Millet, burun kıvırdı. Kendi içindeki şeytanın vesveselerine ve etrafını çevirmiş insan suretindeki şeytanların fitne ve akıllarına kapıldı. Yanlışın ortasında kulaç attığı halde kendini ise hala hakta, hidayette gördü. Adeta kalpler mühürlendi.
Gün geldi, Haydar hocanın dediklerini aynen yaşadı; ama yine ayıkmadı, ayıkamadı.
FETÖ ve avanelerinin yutturduğu Dinlerarası Diyalog ve Haçlı zokaları, toplumu İslam'ı en temel ölçülerinden ve kendi geleneğindeki esaslardan savurdu. Nasipsizlik burada başladı.
İlahi kural açıktır:
"Kim, Rahmân'ın zikrini (Allah ve Resulünün ölçülerini, değişmez hakikatleri) görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz candostudur.
Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise hala kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.
Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der.
Onlara, "(Bu temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız" denir.
Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?" (Zuhruf 43/36-40).
Allah, gerçekten ayıktırdığında göreceğiz ki, meğer Haydar hoca her konuda haklıymış? İş işten geçmeden ayıkmak nasip olsun inşallah.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019