Yargının yeni başkanları, "Başkanın adamları" mı? Kuşkular var? Yargıtay'ın yeni başkanı, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi reisi iken Tayyip Erdoğan'ı beraat ettirmişti. Hangi suçtan? Kalpazanlıktan yargılanan Erdoğan, bildik "akbil davası"nda aklanmıştı. Aklayan hâkim İsmail Rüştü Cirit şimdi Yargıtay Başkanı oldu. Eee? Üsküdar'dan Yargıtay'a yol gider canım yol gider, meşhur İstanbul türküsünde olduğu gibi.Abdullah Gül'ün
Anayasa Mahkemesi'ne atadığı Zühtü Arslan da Anayasa Mahkemesi'nin yeni başkanı.Görev süresi 13 Mart'ta dolacak olan Haşim Kılıç, 10 Şubat günü emekliliğini isterken üzüntülerini dile getiriyordu. Altı çizilecek sözleri şuydu: "Yargıdaki seçimler yargıyı çürütmektedir. Yargı intikam aracı değildir."Bu yakınma, Anayasa Mahkemesi gibi yargının Everest'i olan bir kurumun başkanından geliyordu. Şu duruşuyla hukuk vicdanı oluyordu Haşim Kılıç. Hukuk vicdanı diyor ki, otoriter bir iktidarın zorba politikalarının operasyon aracı olmayın; yargının görevi hukuku ve adaleti gerçekleştirmektir.Yargıda yaşanan bugünkü trajikomik süreçler kalıcı olabilir mi? Bir hukukçu olarak umudumuzu yitirmesek de, 1980'lerde devlet ve toplumda başlayan sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel dönüşümün en sonunda iktidar güçlerinin giderek yargının direncini kırdığını ve ona ulaştığını görmekteyiz.İç güvenlik paketiyle polis devleti kılıklı iktidar, operasyonları için hukuku kullanmaya devam edecektir. Siyaset zeminindeki yargının bizim haklarımız ve özgürlüklerimiz hakkında karar vermesi, ülkenin demokratikleşmesi önünde bir engel gibi görünecektir. O halde, yargı üzerine uzun dönemli düşünmenin yanı sıra, tüm toplumun soruna eğilmesi ve müdahil olması acilen gerekmektedir. 7 Haziran seçimleri büyük fırsattır.Türk toplumu, "Hâkimdir, ne yapsa yeridir" deyip keyfiliği sineye çekecek kadar çaresiz, sinik ve adalet duygusunu tümüyle yitirmiş değildir.Her şeye rağmen dik durabilecek yargıçlarımıza büyük sorumluluk ve görev düşmektedir; tarafsız oldukları yönünde insanlara güven vermelidirler. Makul olarak düşünme yeteneği olan her kişi yargıçlara güvenmeli, inanmalıdır. Yargıcın tarafsızlığından kuşku duyulması gerektiren nedenlerin bulunması durumunda, yargıç davadan çekilmelidir. Bu, yargılamanın dürüst ve tarafsız yargıçlarla yapılmasını sağlayan yollardan biridir.Ancak, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı için kökten çözüm, yargıyı Adalet Bakanlığı'nın elinden kurtarmak ve yürütme organının baskısını kırmaktır. Bunun hukuk yolu anayasal düzenlemeden geçer ki, yola çıkış vizesi de sandıktadır.Halkımızın, ülkemizin bütün demokratik güçlerinin, sağlıklı, âdil ve barışçıl yönde hareketle, yargı ve pratiklerini emin ellere emanet etmesi için uyarıda bulunmak en önemli sorumluluğumuz olsa gerektir.