logo
24 NİSAN 2024

Yargı, önce kendini yargılamaktır

05.03.2014 00:00:00
Kâğıt üzerindeki yazıya göre demokrasi nizamını benimseyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yasama, yürütme ve yargı organları tarafından yönetilir. Bu üç temel kurumun görev ve yetkileri bellidir ve üçü de bağımsızdır, hürdür, ayrıdır.
Yargı, yürütmenin yasama kurumu tarafından çıkarılan kanunları, usulüne uygun şekilde uygulayıp uygulamadığını denetler. Yargı görevi bağımsız mahkemeler tarafından yerine getirilir. Hiçbir partiye, siyasi görüşe ve kişiye bağlı değildir. Tamamen mevcut kanunlara, akla, vicdana, hukuka, gerçeklere göre tarafsız, adil ve bağımsız bir şekilde yargılama yapar. Yargı kurumu, yargılama aşamasında bütün vatandaşları tek tek eşit kabul eder. Ayrıca yargı, vatandaşların yasal haklarını kanun önünde korur. Türkiye'de yargı yetkisi, bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır. Hukuk devleti demek, mahkemelerin ve yargıçların bağımsızlığı ve yargıç güvencesi demektir. Demek ki adaleti gerçekleştirecek olan kurum, "bağımsız mahkemeler" ve güvence içinde olan hâkimlerdir.
Başbakana, adalet bakanına, valiye bağlı, doğrudan doğruya yürütmenin temsilcisi olan bu kişilere bağlı, onların kontrol ve tasarrufunda olan, ne zaman nereye sürüleceği, görevinden ne zaman alınacağı belli olmayan hâkim ve savcılardan oluşan bir yargı, adalet dağıtamaz. Başbakan da, bakan da, müdür de olsan yargı, hukuk, mahkeme önünde sıradan bir vatandaşla eşit olarak yargılanmayı içine sindireceksin. Kendini sorgulanamaz konumunda görmeyeceksin.
Bu dünyada kaçabilirsin belki ama mahkeme-i kübrada nereye kaçacaksın? O büyük günde "eyne'l-meferr!: Kaçacak yer nerede!" diyeceksin ama bu feryadın cevapsız kalacak. Mahkemeden kendini, eşini dostunu, çoluğunu çocuğunu kaçırmayacaksın. Müslümansan şu hadis-i şerife uygun bir tavır geliştireceksin:
"Şüphesiz sizden öncekiler, içlerinden büyük biri hırsızlık yaptığı zaman bağışlamaları, zayıf biri çaldığı zaman hükmü tatbik etmiş olmaları helâk etmişti. Allah'a yemin ederim ki çalan Muhammed'in kızı Fatma dahi olsa elini keserim."
Hak, kuvvetlinin, daha çok bağıranın, cerbeze yapanın, yalanlarla halkı kandıranın, seçimlerde daha çok oy alanın, Amerika'ya daha çok hizmet edenin değildir. Hak, zayıf da olsa, kimsesiz de olsa, milliyetçi de olsa, Türk de olsa haklınındır.
'Kâfir de olsa âdil bir devlet devam eder. Zalim bir devlet de Müslüman bile olsa yıkılmaya mahkûmdur." Bu temel ilkeyi iyi belleyeceksin. Demek ki kamuoyuna yönelik olarak ne kadar Müslüman olduğunu, namaz kıldığını, başörtüsü istismarı yaptığını bolca pompalayarak hırsızlıkları örtmeye çalışmayacaksın.
Devlet yöneticisi, kanun önünde sıradan bir vatandaşla, hatta hiç sevmediği bir vatandaşla eşitliği kabul ediyorsa o, Müslümanca bir tavır takınan adamdır. Tersi bir davranış ortaya koyan, yani simit çalana 6 sene hapis cezası, trilyonlar çalanı da mahkemeden kaçırma davranışı ortaya konuyorsa orada Müslümanlık iddiası gülünç kalır. Orada olan, Müslümanlık değil, İslam istismarıdır.
Nitekim gerçek İslamlık uygulamalarından bir örnek verelim: Hz. Ömer (r.a.) zamanında Mısır valisi olan Amr İbnül Âs'ın oğlu Abdullah bir yarışta kendisini geçtiği için bir kıptiye (Mısırlı) tokat vurur. Kıpti onu halifeye şikâyet edince, halife de Amr İbnü Âs ve oğluna haber göndererek çağırtır. Onlar gelince halife kıptiyi de çağırtır ve der ki: 'Sana vuran hangisi ise sen de ona vur!' O da rahat edinceye kadar Abdullah'ı döver. Sonra da Amr'a dönerek: 'Ne zamandan beri halkı köleleştirdiniz? Şüphesiz anneleri onları da sizin gibi hür doğurdu." der.
Seçim meydanlarında Mehmet Akif'ten şu mısraları okuman iyi de bun gereğini de yapacaksın:
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!"
İşte Akif'in "Kocakarı ile Ömer" şiirinde sözünü ettiği Hz. Ömer (r.a.)'in Ebu Musa el-Eş'ari'ye gönderdiği mektuptan bir cümle: 'Hangi mevkide bulunursan bulun, halk arasında o şekilde muamele et ki, ne büyükler sana kin bağlasın, ne de aciz ve fakirler adaletinden ümitsizliğe düşsün.'
Bugün Türkiye'de hak, hukuk, adalet, vicdan gibi kavramlar ayaklar altına alınmıştır. Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan arkadaşlar, maalesef hukuku da ayaklar altına almışlardır. Müslümanlık iddiası, kişinin önce vicdanıyla hesaplaşmasını gerektirir. Nefisini hesaba çekmeyenlerin, "ben İslam'a ne kadar sadakatla bağlıyım?" sorgulamasını yapmayan, ayan beyan hukuk cinayetleri işleyenlerin İslamcılık iddiaları din istismarından başka bir şey değildir. Allah İslam'ı İslamcı görünen din istismarcısı, oy avcısı, siyaset esnafından korusun.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.