1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü!
Şarkıda olduğu gibi, "senede bir gün" mü hatırlayacağız bu güngörmüş insanlarımızı?
Haksızlık yapmayalım, ayıp olur! COVID-19 ile mücadele kapsamında ilk akla gelen yaşlılar olmuş ve sokağa çıkma yasakları 65 yaş üstü yurttaşlarımıza uygulanmıştır.
Tıbbi gerekçeye dayanan yasakları anlamasına anladık… Anayasaya uygunluğunu birazdan tartışacağız… Anlamadığımız şey, yasaklarda baş köşeye oturtulan yaşlılar için "sağlıklı yaşlılık", "bakıma muhtaçlık" sorununun üstesinden gelebilmek için yaşlı bakım personeli konusunda, yaşlıların sosyal ve kültürel aktivitelerinde aynı hassasiyeti gösteremeyişimizdir.
Yeri gelmişken kıdem tazminatı konusunda siyasal iktidarın yapmayı düşündüğü değişiklikler de yaş konusunu gündeme getirmiştir. Yeni sistem gerçekleşirse, insanlar 75 yaşına kadar tazminat alamayacak. Adına Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi denen bu programın 2022'de yürürlüğe gireceği yetkililerce açıklanıyor.
Türkiye'de ortalama ömür süresi 78 gözüktüğüne göre kaç kişi toplu para alabilecek dersiniz?
Gelelim işin hukuki tarafına; sokağa çıkma yasaklarının Türk Anayasa Hukukuna göre anayasaya uygunluğu tartışılabilir:
"Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması" başlığını taşıyan Anayasanın 15.maddesine göre, savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde bu haklar askıya alınabilir.
Sokağa çıkma yasağının hukuki yolu, Olağanüstü Hal Kanunu'nun 11/a maddesinde öngörüldüğü şekliyle sokağa çıkma yasağı ilan etmek iken, bu yola başvurulmamıştır.
COVID-19 kapsamında alınan farklı sokağa çıkma yasakları olmuştur ve olmaktadır;
Öncelikle, COVID-19 virüsünün öldürücü etkisinin yoğun olduğu varsayılan 65 yaş üstü yurttaşların sokağa çıkması yasaklanmış; bunu taşıyıcı olma riski yüksek olan 20 yaş altındaki yurttaşlar için sokağa çıkma yasağı izlemiş; sonrasında 10 Nisan 2020'de 30 büyükşehir ve Zonguldak'ta 2 günlüğüne sokağa çıkma yasağı kararı İçişler Bakanlığı'nca alınmıştır. Sokağa çıkma yasakları 1 Haziran 2020 tarihine kadar aralıklarla sürmüştür.
Pandemi ile mücadele kapsamında alınan bu sokağa çıkma yasaklarının İçişleri Bakanlığı Genelgelerine dayandırıldığı görülmektedir.
Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek için idare makamlarına gönderilen yazılardır genelge dediğimiz şey.
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27 ve 72. maddeleri, yasağa dayanak gösterilmektedir. Özellikle 57.maddede sayılan hastalıklar için geçerli olan yasa, herkesi kapsamamaktadır. Oysa alınan yasak kararları herkese yöneliktir. Bunun için yapılacak iş yasanın tadil edilerek, sadece hastalar için değil, herkes için geçerliliğini sağlamaktır.
Ayrıca Olağanüstü Hal Kanunu'nda (OHAL) salgın hastalık nedeniyle sokağa çıkma yasağına imkân veren bir düzenleme yoktur.
TBMM'nin yasalardaki eksiklikleri giderecek bir çalışmayı öncelemesi toplum sağlığı için zorunludur.
Yazımızı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlarından Vladimiro Zagrebelsky'nin sözleriyle sonlandıralım, Dünya Yaşlılar Günü için: "Yaşlılar toplumdaki diğer kişilerden daha bulaştırıcı değildir. Yaşlıları aydınlatmaya yönelik tedbirler yerine onların dolaşımlarını sınırlandırmak, hak ihlâline yol açar."