Yatırım kadar petrol
MESAJ / İSTANBUL
İTÜ Maden Fakültesi Petrol ve Doğal Gaz
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Satman, 1945 yılındaki
Raman petrol sahasının keşfinden bugüne kadar yapılan çalışmaların Türkiye'de
petrol ve gazın varlığını kanıtladığına dikkat çekti. Satman, resmi rakamlara
göre 1954 yılından bugüne ülkemizde irili - ufaklı 169 petrol ve doğal gaz
sahası keşfedildiğini vurguladı.
Satman, şunları söyledi: “1991'de 4.5
milyon ton olan yıllık yerli üretimimiz şu anda 2.4 milyon ton kadardır.
Yalnız; kanıtlanmış bir ilişki vardır, o da şudur: Türkiye'de petrol aramaya ve
sondajına bütçe ayrılırsa petrol bulunabilmektedir.”
“Komşularımızda petrol var da, bizde
niye yok? Türkiye'de petrol var, ama Türkiye petrol zengini midir veya petrol
zengini olabilir mi?” şeklindeki sorulara Prof. Dr Satman, şu şekilde
cevaplıyor: "Maalesef, bu soruya hemen ‘evet’ demek mümkün değildir.
İstatistiksel olarak bilinen bir gerçek, Türkiye'de bulunan petrol sahalarının
Orta Doğu ülkelerindeki sahalar kadar büyük olmadığı ve bizim sahaların genelde
ağır petrol içerdiğidir. En gerçekçi yaklaşım, geçmiş milyonlarca yıllık
dönemlerdeki yerkabuğu hareketleri sonucunda yeraltı rezervuarlarında oluşan
olumsuz etkilerdir. Bilindiği gibi petrol ve doğal gaz, yeraltında bizim
rezervuar dediğimiz, basınçlandırılmış olarak kapanlarda bulunurlar. Söz konusu
kapanlar, petrolün yeraltında etrafa sızmadan, bir haznede tutulması şeklinde
tanımlanabilir. Bu haznelerdeki yapılar, milyonlarca yıl içinde oluşan tektonik
hareketlerle, kırılma ve kıvrılmalar sonrasında kapan özelliklerini
kaybetmişler, küçük ölçekli rezervuarlar olarak kalmışlardır. Rezervuarlardaki
petrol ise hafif bileşenlerinin kırılmış kapanlardan dışarıya kaçması sonrasında,
yüksek yoğunluklu ve akmazlıklı ağır petrol olarak bilinen rezervuarlarımızda
kalmıştır. Petrol, yeraltında bir deniz şeklinde değil, kayaçların
gözeneklerinde yer almaktadır. Irak, İran gibi ülkelerde ve genelde petrol
zengini Orta Doğu ülkelerinde bulunan petrol havzaları bizdekiler gibi tektonik
hareketlere maruz kalmadıklarından, bugün bilinen ve üretilen büyük hacimli
yapılar ve hafif petrol içeren rezervuarlar şeklindedirler.”
Delinen
kuyu sayımız yetersiz
Cumhuriyet döneminde bugüne kadar
yaklaşık 4100 petrol ve doğal gaz kuyusu delindiğini dile getiren Satman,
delinen 4 bin 100 sayılık kuyunun yeterli olmadığını ifade etti. Satman,
ABD’nin Teksas eyaletinde sadece bir sahada delinmiş kuyu sayısının 40 bin
civarında olduğu göz önüne alındığında, tüm Türkiye’de delinmiş 4100 kuyunun
yetersiz olduğuna dikkatleri çekti. Satman, petrolde dışa bağımlılığı
azaltmanın yolunun başta yurt içi aramalarını artırmaktan geçtiğini ifade
ederek, şunları söyledi: "Bilinen sahalarda üretim artışını sağlamak, yurt
dışı sahalarındaki projelerde ortaklıkları artırarak Türkiye’ye petrol
girdisini gerçekleştirmek hemen akla gelmektedir. Bunların yanı sıra, sismik
çalışmalarda kullanılmak üzere uygun teknolojilere ve üç tarafı denizlerle
çevrili ülkemizde deniz sondajı yapabileceğimiz platformlara sahip olmak, dışa
bağımlılığı azaltmanın alt yapısı içindedir. Özellikle yurt içinde teknoloji
geliştirmek kolay değildir ve uzun bir süreç, bütçe, politika ve strateji
gerektirir.”