Yeni CHP yine Amerika'da

F. Gülen 12 Eylül 1980 darbesini takdirle karşılamış ve bu takdirini yayın organlarında dile getirmişti. Aynı Gülen, 28 Şubat sürecinin haklılığını savunmuş, destekçisi olmuştu. Ecevit'i şefaat edecek (!) kadar seven bir kişiymiş! Irak işgalinde ABD safında, İsrail safında duran bir isim. Mavi Marmara katliamında İsrail'in haklılığını savunan kişi. Myanmar'da katledilen Müslümanlara sessiz kalan katledenlerin inancını "ahlak dini" diye tanımlayan zat. Doğu Türkistan'da, Afganistan'da, Pakistan'da, Libya'da, Mısır'da vs. İslam coğrafyasında akan Müslüman kanına ya suskun kalan ya da AB, ABD yanlı çıkışları olan cemaat önderi! Dünyanın birçok yerindeki okulları ve bu okullardaki CIA ajanları iddialarıyla gündeme gelen isim. AKP hükümeti ile kol kola gidip ara sıra ince ayar veren kişi. Dershaneleriyle, sınavlarda çıkan soruları önceden bilme yeteneğiyle gündeme gelen, polis akademileri, memurluk sınavlarında hep öne çıkan yapılanmanın lider ismi. Devlet kadrolarında, polis teşkilatlarında, MİT içinde çalışan bazı isimlerle, ismi her daim anılan isim. Zenginleri bir araya getirip, örgütleyen ve "hizmet" adı altında milli ve maneviyatımızda olmayan fikir ve görüşleri kapı kapı dolaşıp, bırakan yapılanmanın başı. Papalık konseyinin bir parçası, hizmetkârı… Hülasa adı dinle karışık cemaat diye geçen ama ülkemiz siyasetinde her taşın altından çıkan bir yapılanma. AKP bu yapılanma ile el ele gidiyor. Hep iddia ettik; Meclis'teki CHP ve MHP de bu yapılanmanın yanındadır, diye. Ve iddiamız devam ediyor. Bazen CHP'den veya MHP'den bu yapılanma ile ilgili birkaç ağızdan eleştiriler gelse de parti olarak bu yapılanmaya karşı bir duruşları olmamışlardır. Arkadan yaptıkları eleştirileri açıkça söyleme cesaretini bile gösterememişlerdir. Ama ilginçtir bu partilerin tabanı (özellikle CHP'nin) Gülen hareketine karşıdır veya mesafelidir. Ama gerçek hiçte vatandaşın bildiği gibi değildir. Bakın! Geçen seçimler öncesi bir kaset rantı yaşandı. Kim kazandı? AKP. Kimler kaybetti? CHP ve MHP. Bu skandalların yaşandığı günlerde Gülen hareketinin ismi yine gündemdeydi. Adı din ile hoşgörü ile anılan bir hareketin adı, böyle alçak bir olayla nasıl anılabilir ki! Sonra Deniz Baykal'ın ilk açıklaması; "Bu komplonun arkasında Gülen hareketinin olduğunu düşünmüyorum" şeklindeydi. Nasıl, niçin, niye? Aynı Baykal koltuğundan oldu. Yeni CHP kuruldu, tam gaz gidiyor. Ve Baykal da bu gaza uymuş olacak ki, Fas'ta bu cemaate ait bir okulu ziyaret ediyor. Methiyeleri, nerden nereye dedirttiriyor. Aynı CHP'nin bazı vekilleri, Ziraat Bankası ve Zaman Gazetesi'nin sponsorluğunda Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) düzenlediği bir ABD ziyaretine katılıyorlar. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) Gülen'e yakınlığını "bay google" bile biliyor ama Yeni CHP'li vekiller bilmiyormuş. Tabi bu ziyaret medyada Gülen'le yakınlaşma diye yorumlanınca haliyle Yeni CHP'li vekiller de açıklama yapma gereği duydular.    Oda TV'nin sorularını cevaplayan CHP milletvekillerinden Bülent Tezcan şöyle diyor; "Türk - Amerikan Birliği'nin Kongresi için burada Washington'dayız. Buraya Kırgızistan'dan Türkmenistan'a kadar birçok Türk cumhuriyetinin temsilcisi de davet edilmiş. CHP de davet edildi. Biz de Genel Merkezin görevlendirmesiyle buraya geldik, davete icabet ettik. Enerji, ticaret ve kalkınmanın konuşulduğu bir kongre. Burada elçilik yetkilileri de çok sayıda Amerikalı senatör de var. Birçok işadamı, ticaret dünyası katılımcısı. Beni TUSKON davet etmedi. TUSKON'u ilk kez sizden duyuyorum. TUSKON'un ne olduğunu bile bilmiyorum… Arkasında kim varsa kim var. Cemaat ya da TUSKON olsa ne olur. Bizim için fark etmez. Biz kendimize güveniyoruz. Ne düşündüğümüz belli. Çıkar her platformda anlatırız. Şunu da eklemek istiyorum. CHP'nin kimliği bellidir. Kimse bizim üzerimizden CHP'nin duruşuna dair soru işaretleri oluşturmaya çalışmasın." Evet, Sayın Tezcan, bu katılımın parti emriyle olduğunu, karşısındaki anlayışın önemli olmadığını, kendilerine güvendiklerini ve bir duruşları olduklarını iddia ediyor. İyi de, bu millet o duruşu senelerdir niye göremiyor?