AKP hükümetinin kuruluş aşamasından bu tarafa Amerika ile olan Büyük Ortadoğu Projesi bağını bağlantısını bilmeyen yoktur.Bilmeyenler, Nasuhi Güngör'ün Yenilikçi Hareket adlı 2002'de Anka'da çıkan kitabını okusun."Erdoğan, henüz Refah Partisi'nin İstanbul Beyoğlu İlçe Başkanı iken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ile görüşmeye başlamış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemde de bu görüşmeler devam etmiştir.ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ise belediye başkanı olduğu dönemde Erdoğan'ı geleceğin lideri olarak tanımlamıştı.Ayrıca okuduğu bir şiir nedeniyle hapis yatmasının ardından Temmuz 2000'de ABD'ye giden Erdoğan, burada başta Yahudi ağırlıklı kuruluşlar ve ABD'li Yeni Muhafazakârların (neocon) düşünce kuruluşu "American Enterprise Institute" olmak üzere önemli düşünce kuruluşları ile bir araya gelmiştir." (Nasuhi Güngör, Yenilikçi Hareket, s. 83)"Tayyip Erdoğan'ın 18 Temmuz 2001'de İsrail büyükelçisi David Sultan'la bir görüşme yaptığı ve Ona 'Yeni oluşacak partinin İsrail ve ABD politikalarına asla ters düşmeyeceği' yolunda garanti verdiği konuşulup yazıldı. Bu David Sultan, uzun yıllar İsrail ordusunda görev yaptıktan sonra dışişleri kadrosuna alınan azılı bir İslam düşmanıydı..." (N. Güngör, Yenilikçi Hareket, s. 97)."Abdullah Gül'ün, Amerika'nın en önemli kuruluşlarından olan United States Institute of Peace (Birleşik Devletler Barış Enstitüsü) ile olan teması, ilk kez Yeni Şafak'ta benim imzamla yayınlanınca, 7 Kasım 1997'de, hem kendisinden hem de danışmanı Doç. Dr. Murat Mercan'dan olumsuz tepkiler aldım." (N. Güngör, Yenilikçi Hareket, s. 111).Erdoğan'ın Amerika'daki siyasi icazet arayışlarında, Pensilvanyalı Gülen Efendi'den hatırı sayılır himmet görmüştü. Böylece "cemaat", fiilen "derin parti" olmuş, artık AKP iktidarının görünmeyen yüzüydü. Amerika'nın yeni dünya düzeninin siyasi tezgahının açıldığı Türkiye'de, "cemaat" iktidarın en güçlü ortağı, hatta iktidarın bilfiil derin sahibi olarak iş görmüştür. Erdoğan'ın, "cemaat bizden ne istedi de vermedik" çıkışının arka planı budur.Dünün o munis, mülayim, süklüm-püklüm cemaat yok artık?STV'de eğitimci diye zuhur eden bir cemaat elemanının "Bir ağacı kestiniz diye insanlar sokağa döküldü. Dershaneleri kapatıyorsunuz, Gezi'den çok daha kötü yaparız" tehdidi, yüreklerindeki güçten değil, cemaatin sırtını dayadığı dayıdan kaynaklanmaktadır.Güngör, AKP, Erdoğan ve Gül'e ilişkin, gözlem ve laboratuvar sonuçlarını aktarmıştı çalışmasında. O kitabı bugünlerde, AKP tabanının da, CHP tabanının da, hatta Kemal Kılıçdaroğlu'nun da okumasında çok faydalar var. Bu arada Yenilikçi Hareket kitabından bende üç-beş tane vardı, suyunu çekti; gelen-giden dostlar, okumak için kütüphanemden aldı götürdü. Piyasada bulabilen varsa bir tane de bana ulaştırsın.Nasuhi Güngör, çalışmasını piyasaya sürdükten sonra, bir ara ortalıkta gözükmedi.Adeta dudaklarına fermuar çekilmişti.Ardından bir çıktı, pir çıktı; Star'da bir köşe verildi... Nasuhi, artık 2002'lerin Nasuhi'si değildi. Nasuh tövbesi ettirilmişti. O zamandan beri, Star'daki köşesinden dört köşe vaziyette AKP ve Erdoğan'a güzellemeler döktürüyor.Erdoğan'ın geçmişte görüştüğü ve siyasi icazet aldığı Amerikan lobilerinin kapısını, aynı hevesle şimdi Kemal Kılıçdaroğlu aşındırıyor. Erdoğan'ın on yıllık acı tecrübeyle beş-altı aydan beri yaka silktiği, ne idükleri konusunda fişlemeler yapıp raporlar düzenlettiği deşifre edilen "The Cemaat" ile, CHP ve Kılıçdaroğlu güya yakın temasa geçiyor. Erdoğan'ın Türk milletine ve İslam alemine, Amerikan icazeti ve cemaat işbirliğiyle yaptıkları ortada? Aynı kafa ile aynı Amerikan lobilerinde ve cemaat kapılarında soluğu alan Kılıçdarolu'nun da yapacakları ortada. Görünen köy kılavuz istemez.Böyle bir CHP'den ister Alevi, ister Sünni Türk milletinden ve bölgedeki İslam ümmetinden kim olursa olsun hiç kimseye hayır gelmez.Hariçten icazetli AKP'nin, kendi tabanı gördüğü "The Cemaat"i daha ilk günden fişlediği ve kırmızı çarpı attığı gibi; aynı lobilerden himmet ve icazet dilenen CHP'nin de ilk fişleyeceği ve çarpı atacağı kesim, Aleviler olacaktır, The Cemaat olacaktır. Alevi kesim, bunu bir tarafa yazsınlar!Amerika ve The Cemaat kapılarında dolanan CHP'nin, ilk fişleyeceği ve üzerlerine kırmızı çarpı atacağı kesim; Alevi kesim olacaktır.Amerika böyle istemektedir. Kural da böyledir; kim, kimden icazet ve himmet alırsa, onun borusunu öttürür, çarpıyı ona göre atar.Alevi, Atatürkçü, milliyetçi-mukaddesatçı kesim başta olmak üzere tüm Türk milleti şunu çok iyi bilsin; icazeti milletinden almayan, kendine ait aklı, projesi, programı ve modeli olmayan kim olursa olsun, kapılarına düştüğü lobilerin emir kulu olmaya mecburdur. Amerika ve The Cemaate yaslanmak isteyen CHP ağzıyla kuş kapsa da AKP'den farkı olmayacaktır. Kimse sizi kandırmasın!Bu bağlamda Türkiye ve Türk milletinin tek adresi vardır; Bağımsız Türkiye Partisi, Prof. Dr. Haydar Baş ve donanımlı kadrosudur. Bizden söylemesi? Aksi halde kendi düşen ağlamaz!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019