Yeni dönem başladı
Türkiye 14 yıl sonra yeniden OHAL ile tanıştı. OHAL, Cumhurbaşkanı yönetimindeki Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile kamudaki 'paralel yapı' temizliğinin etkin ve hızlı şekilde yapılmasına imkân sağlayacak. Bu kararnamelerin en önemli özelliğini ise Anayasa Mahkemesine götürülememesi teşkil ediyor .
21.07.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
15 Temmuz gecesi küresel mihrakların desteğiyle yaşanan sinsi darbe girişimi sonrası Türkiye, yeniden olağanüstü hal (OHAL) ile tanıştı. Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve Resmi Gazete'de yayımlanan OHAL kararıyla ilgili Başbakanlık tezkeresi, Perşembe sabah saatlerinde TBMM Başkanlığına sunuldu. Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyesi üzerine demokrasi, hukuk, özgürlükleri koruma ve güçlendirme amacıyla 3 ay süreli OHAL uygulanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararına ilişkin tezkere, TBMM Genel Kurulunda ele alınarak yasalaştı. Genel Kurulda, gruplar adına 20'şer dakika, şahıslar adına ise 10'ar dakikalık konuşma yapıldı. Ak Parti Hükümeti'nin 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında işbaşına gelmesinin ardından ilk yaptığı icraat 30 Kasım 2002'de OHAL'i kaldırmak olmuştu.
OHAL'in tek hedefi FETÖ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL'in yetkinin askerde olduğu sıkıyönetim olmadığına işaret ederek, "Sadece demokrasinin daha iyi işleyebilmesi için özellikle bu terör örgütü mensuplarını, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarını, hangi terör örgütü mensubu olursa olsun bunları kamudan temizlemek suretiyle devletimizi güçlü ellere teslim etme hareketidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ise, OHAL kararına ilişkin, "Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi, bugüne kadar aldığımız tedbirlerin haklılığını teyit ettiği gibi bu suç örgütünden ülkemizi tamamen kurtarma zorunluluğu ortaya çıkarmıştır" ifadelerini kullandı. Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Bu süreçte, hayatın olağan akışını negatif yönde aksatacak hiçbir uygulamaya gidilmeyecek, darbe girişiminin yol açtığı kayıplar ve zararlar telafi edilecek, ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliği ile ilgili kaygılar bertaraf edilecek, yönetimde ahenk sağlanacak, gerekli düzenlemeler daha hızlı yapılacak ve hukuka aykırı kısıtlayıcı hiçbir düzenlemeye gidilmeyecektir. Devlet ve milletimizin bekası ve huzuru için zorunlu olarak aldığımız bu kritik karar, bizatihi devlet düzeninin hukuk içinde işleyişine taalluk eden bir karardır" denildi.
Şimşek'ten kritik mesajlar
Hükümet mensupları, Türkiye'nin 14 yıl sonra yeniden tanıştığı OHAL uygulamasıyla ilgili peş peşe açıklamalarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Olağanüstü hal ilanının bir tek hedefi, amacı var, o da paralel ihanet şebekesinin devletin bütün kurumlarından köklü biçimde temizlenmesi. Hedef çok açık ve net, normal vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Normal vatandaşlarımız açısından en ufak bir kaygıya gerek yok. Ekonominin normal işleyişi, iş âlemi, ticaret, yatırımlar, tüketim, finansal piyasaların işlemesi açısından en ufak farklı bir düşünce, planlama yok. Piyasa kurallarının dışına çıkmayacağız, piyasa bütün kurumlarıyla en güçlü şekilde işleyecek. Spekülasyonlara inanılmasın. Kaygı varsa bizi arasınlar, açığız, görüşürüz. Piyasa eskiden olduğu dünyanın en iyi uygulamalarını baz alarak işlemeye devam edecek" dedi. Şimşek, Türkiye'nin hukuk devleti olduğuna işaret ederek, "Hukuk devleti ilkesinden, adaletten vazgeçmeyeceğiz fakat şu da bir gerçek, bu paralel ihanet şebekesinin cezalandırılmaması, devletin içerisinde kalmaya devam etmesi, bu ülkeye yapılacak en büyük adaletsizliktir, demokrasimizin ve özgürlüklerimizin karşı karşıya olduğu en büyük risktir" diye konuştu.
Çıkarılacak kararnameler önemli
Anayasanın hükmü gereği, olağanüstü hal (OHAL) süresince Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.
Bu kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Peki, önümüzdeki dönemde ne tür kararnameler çıkarılacak? Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarına bakıldığında vatandaşın ve iş dünyasının genelini kuşatacak önemli bir düzenleme yapılmayacak, kararnameler paralel yapı ile sınırlı tutulacak. Bu arada Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu tesis edilecek. Bu kapsamda şu uygulamaların hayata geçmesi bekleniyor.
* Paralel yapıya ait anaokulundan üniversiteye tüm eğitim kurumlarına el konulması, özel mülkiyete ait değilse malvarlıklarının kamulaştırılması.
* Paralel yapıya ait medya organlarının tümüyle ortadan kaldırılması.
* Paralel yapıya geçmişte finans desteği sağlayan tüm kuruluşlara baskın düzenlenmesi, gerektiğinde mal varlıklarına el konulması ve kamulaştırılması.
* Paralel yapıyla bağlantılı vakıf ve derneklerin kapatılması.
Vatandaşların genelini ilgilendiren muhtemel düzenlemeler
* Ruhsatlı olsa da her nevi silah ve mermilerin taşınması veya nakli yasaklanabilir.
* Yayın araçları kamudan gelecek yazılı, hatta ivedi hallerde sözlü açıklamalara yer verecek.
* Vatandaşların taşıtları kamu görevinde kullanılabilir.
* Devlet, gerektiğinde vatandaşın emeğini devreye koyabilir.
15 Temmuz gecesi küresel mihrakların desteğiyle yaşanan sinsi darbe girişimi sonrası Türkiye, yeniden olağanüstü hal (OHAL) ile tanıştı. Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve Resmi Gazete'de yayımlanan OHAL kararıyla ilgili Başbakanlık tezkeresi, Perşembe sabah saatlerinde TBMM Başkanlığına sunuldu. Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyesi üzerine demokrasi, hukuk, özgürlükleri koruma ve güçlendirme amacıyla 3 ay süreli OHAL uygulanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararına ilişkin tezkere, TBMM Genel Kurulunda ele alınarak yasalaştı. Genel Kurulda, gruplar adına 20'şer dakika, şahıslar adına ise 10'ar dakikalık konuşma yapıldı. Ak Parti Hükümeti'nin 3 Kasım 2002 seçimleri sonrasında işbaşına gelmesinin ardından ilk yaptığı icraat 30 Kasım 2002'de OHAL'i kaldırmak olmuştu.
OHAL'in tek hedefi FETÖ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, OHAL'in yetkinin askerde olduğu sıkıyönetim olmadığına işaret ederek, "Sadece demokrasinin daha iyi işleyebilmesi için özellikle bu terör örgütü mensuplarını, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarını, hangi terör örgütü mensubu olursa olsun bunları kamudan temizlemek suretiyle devletimizi güçlü ellere teslim etme hareketidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ise, OHAL kararına ilişkin, "Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi, bugüne kadar aldığımız tedbirlerin haklılığını teyit ettiği gibi bu suç örgütünden ülkemizi tamamen kurtarma zorunluluğu ortaya çıkarmıştır" ifadelerini kullandı. Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Bu süreçte, hayatın olağan akışını negatif yönde aksatacak hiçbir uygulamaya gidilmeyecek, darbe girişiminin yol açtığı kayıplar ve zararlar telafi edilecek, ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliği ile ilgili kaygılar bertaraf edilecek, yönetimde ahenk sağlanacak, gerekli düzenlemeler daha hızlı yapılacak ve hukuka aykırı kısıtlayıcı hiçbir düzenlemeye gidilmeyecektir. Devlet ve milletimizin bekası ve huzuru için zorunlu olarak aldığımız bu kritik karar, bizatihi devlet düzeninin hukuk içinde işleyişine taalluk eden bir karardır" denildi.
Şimşek'ten kritik mesajlar
Hükümet mensupları, Türkiye'nin 14 yıl sonra yeniden tanıştığı OHAL uygulamasıyla ilgili peş peşe açıklamalarda bulundu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Olağanüstü hal ilanının bir tek hedefi, amacı var, o da paralel ihanet şebekesinin devletin bütün kurumlarından köklü biçimde temizlenmesi. Hedef çok açık ve net, normal vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Normal vatandaşlarımız açısından en ufak bir kaygıya gerek yok. Ekonominin normal işleyişi, iş âlemi, ticaret, yatırımlar, tüketim, finansal piyasaların işlemesi açısından en ufak farklı bir düşünce, planlama yok. Piyasa kurallarının dışına çıkmayacağız, piyasa bütün kurumlarıyla en güçlü şekilde işleyecek. Spekülasyonlara inanılmasın. Kaygı varsa bizi arasınlar, açığız, görüşürüz. Piyasa eskiden olduğu dünyanın en iyi uygulamalarını baz alarak işlemeye devam edecek" dedi. Şimşek, Türkiye'nin hukuk devleti olduğuna işaret ederek, "Hukuk devleti ilkesinden, adaletten vazgeçmeyeceğiz fakat şu da bir gerçek, bu paralel ihanet şebekesinin cezalandırılmaması, devletin içerisinde kalmaya devam etmesi, bu ülkeye yapılacak en büyük adaletsizliktir, demokrasimizin ve özgürlüklerimizin karşı karşıya olduğu en büyük risktir" diye konuştu.
Çıkarılacak kararnameler önemli
Anayasanın hükmü gereği, olağanüstü hal (OHAL) süresince Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.
Bu kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Peki, önümüzdeki dönemde ne tür kararnameler çıkarılacak? Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarına bakıldığında vatandaşın ve iş dünyasının genelini kuşatacak önemli bir düzenleme yapılmayacak, kararnameler paralel yapı ile sınırlı tutulacak. Bu arada Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu tesis edilecek. Bu kapsamda şu uygulamaların hayata geçmesi bekleniyor.
* Paralel yapıya ait anaokulundan üniversiteye tüm eğitim kurumlarına el konulması, özel mülkiyete ait değilse malvarlıklarının kamulaştırılması.
* Paralel yapıya ait medya organlarının tümüyle ortadan kaldırılması.
* Paralel yapıya geçmişte finans desteği sağlayan tüm kuruluşlara baskın düzenlenmesi, gerektiğinde mal varlıklarına el konulması ve kamulaştırılması.
* Paralel yapıyla bağlantılı vakıf ve derneklerin kapatılması.
Vatandaşların genelini ilgilendiren muhtemel düzenlemeler
* Ruhsatlı olsa da her nevi silah ve mermilerin taşınması veya nakli yasaklanabilir.
* Yayın araçları kamudan gelecek yazılı, hatta ivedi hallerde sözlü açıklamalara yer verecek.
* Vatandaşların taşıtları kamu görevinde kullanılabilir.
* Devlet, gerektiğinde vatandaşın emeğini devreye koyabilir.