Galileo Galilei, "Dünya her şeye rağmen dönüyor," 1632 yılında demiş savunmasında. Evet, Dünya dönüyor ama biz de değişime uğruyoruz. Çocuklar büyüyor, gençler olgunlaşıyor, olgunlar yaşlanıyor. Her 365 günde maalesef bir yaş daha alıyoruz. Yüzümüzdeki kırışıklıklara birisi daha ekleniyor, saçlarımız ya dökülüyor veya beyazlıyor. Sevinelim mi üzülelim mi? Ne yazık ki Glileo'nun dediği gerçeği tersine çeviremiyoruz.
Doğrusu ben, çocukluğumdaki ve gençliğimdeki yılbaşlarını arıyorum. Bizler, ışıklandırılmış salonlarda, balolarda yılbaşımızı geçiremiyorduk ama evimizde veya bir arkadaşın evinde samimi içten kendimize göre farklılıklar yaratıyor ve eğlenebiliyorduk. Yörenin koşullarına göre annelerimiz bize farklı yiyecekler hazırlıyordu. Ya evimizde, soframızda aile bireyleri ile yılbaşını kutlardık veya annemizin hazırladığı yiyeceklerle arkadaşlarla bir araya gelirdik.
Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden. (Cahit Sıtkı Tarancı)
Cahit Sıtkı'nın dediği gibi o güzel yaşlar ve o güzel günler gerilerde kaldı. Artık gençlikteki fotoğraflarda kendimizi bile tanımaz olduk.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız(Cahit Sıtkı Tarancı)
Ölümlerle, hastalıklarla 2020 yılını da geride bıraktık. Eşlerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımızdan ayrılarak, onların özlemlerini duyarak geldik 2021 yılına.
Biz ve dünya ulusları, yılbaşımızı gönül rahatlığı ile kutlayamıyoruz bu yıl. Ülkemizde her gün Kovid-19'dan 250 kişinin üstünde insanımızı sonsuza uğurladığımız bu dönemde yılbaşı kutlaması bana ters geliyor. Ama bir gelenektir, bir alışkanlıktır yılbaşı kutlaması. O nedenle evlerimizde kendi ailemizle oturup geçmişi anacağız ve geleceğe umutla bakacağız.
Çalışan emekçilerimiz geçim derdindeler. Esnafımız borcu-harcı derdindeler, emeklimiz açlık derdinde iken gülüp oynamayı kim ister ki? Evine ekmek götüremeyen, çocuğuna yılbaşında oyuncak alamayan o kadar çok insanımız varken bu gerçekler ışığında tuzu kuru olanlar evlerinde olsalar bile nasıl eğlenebilecekler?
İşin ilginci bu dönemde geleceğe umutla bakamıyoruz bile. Çünkü aşı dediler yeteri kadar aşımız yok. Bunun yanında dükkânını, kahvehanesini, otelini, eğlence yerlerini kapatan insanlar, bu olumsuzlukla geleceğe nasıl umutla bakacaklar?
Salgın hastalık, tanıdığımızı, ailemizden birisini, arkadaşlarımızı alıp götürürken geleceğe nasıl umutla bakabiliriz?
Sevmedim, sevemedim seni 2020 yılı. Çünkü sevilecek bir tarafını bulamadım. Depremler, salgınlar, savaşlar yılı oldun bizim için. Yokluk yılı oldun. Nice kınalı kuzularımız şehit oldu. Depremlerde, salgın hastalıkta yüzlerce insanımızı aldın götürdün.
Ulus olarak, insanlık olarak geleceği birlikte yeniden kurmak zorundayız. Olanağı olan ülkeler, olanağı olmayan ülkelere yardımda bulunmalıdırlar. Unutmayalım ki komşumuz aç ise sen de karnını tutacaksın.
Ey dünya ulusları! Birlikten kuvvet doğar. Bu birliği, beraberliği, saygıyı birlikte kurmak zorundayız, zorundasınız. Aksi halde aynı derede, aynı gölde, aynı denizde boğulup yok oluyoruz ve yok olacağız.
Yine de 2021 yılında insanlığa güzel bakalım ve bu duygularla 2021 yılına girelim.
Olur mu?
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023