Endonezya'da Prof. Kerry Sieh'in uyarıları
Kalifornia Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan Prof. Dr.Kerry, 10 yıldan beri Endonezya bölgelerini incelemektedir. Prof. Kerry'nin, tsunami hususunda Endonezya yetkililerini defalarca uyardığı bildirilmektedir. Son uyarısında, Prof. Kerry, iki hafta önce bu durumu fark ederek, tsunami hususunda yeni uyarılarda bulunmuş. Aynı bilim adamı şimdi de yeni depremler için tekrar uyarılarda bulunmaktadır! Bu sefer kendisi bastırdığı 5 bin kadar el afişini riskli adalar ve bölgelere dağıtmış bulunmaktadır. Bazı toplantılarda halkı sahilden uzak bölgelerde yaşamayı uyarmıştır! Kimse depremin önceden tahmin edemez, ancak bu adalar yüksek risk taşıyan bölgelerdeki insanlar, her zaman hazır olmalıdır! Ama yeterli ödenek olmadığı için onu bu teklifleri gerçekleştirilememiştir!
Hayvanların ön sezileri, teknoloji ve deprem
Bu büyük felaketten orada bulunan hayvanların çok az zayiat verdiklerine dikkat çekilmiştir. İnsanların seziler ve yetileri oldukça sınırlı kalmaktadır. Mesela beş duyusu da insanların belirli sınırlarda kalmaktadır.
1 - Görme Özellikleri: İnsanların gözleri belirli büyüklükte olanı ancak görebilmektedir. Uzaklıkla ilgili durumlar da sınırlı kalmaktadır. Mesela insanlar mikropları görememektedir. Zaten belki de Cenab-ı Hakk'ın onları görmememiz için bize yardımcı olmuştur. Çünkü mikropları görseydik belki de hiçbir gıdayı iştahla ve huzurla yiyemezdik, hiçbir suyu içemezdik. Çünkü sabunla yıkanmış ellerimizin de Mikro-Skopik tetkiklerde mikrop kaynadığı görülmektedir. Şimdi ise temizlik mefhumu bizim gördüklerimizle sınırlı kalmaktadır.
(Not: Vücudumuzun özel mekanizmaları bu mikropların büyük kısmını yok etme özelliklerine sahiptir! Mesela gözlerimizde - Burnumuzda - Ağzımızda ve idrar yollarında ve idrarda değişik antiseptik maddeler mevcuttur. Dışardan gelen mikropların büyük kısmını bu maddeler yok etmektedir!)
2 - İşitme Özellikleri: İnsan işitmesi de oldukça sınırlı kalmaktadır. Belirli frekansların atında ve üstündekileri kulaklarımız değerlendirememektedir. Bu da Cenab-ı Hakk'ın büyük bir lutfu olmaktadır. Aksi takdirde dünyadaki ve Kainattaki bütün olayları duyardık, ürkerdik, huzursuz olurduk ve rahat olamazdık. Mesela aynı odanın içindeki radyo ve tv elektronik dalgalarını duyabilseydik, dünyanın tüm televizyon seslerini, karışık ve büyük bir gürültü olarak duyardık ve beynimiz korkunç derecede yüklenir ve yıpranırdı! Bu durum sadece küçük bir örnektir. Bunun yanında yüz binlerce tabiat olayını da duyardık ve belki de korkudan ve huzursuzluktan yaşayamazdık.
3 - Lezzet ve koku durumu da aynı derecede sınırlıdır. Aslında dünyadaki her şeyin az veya çok bir kokusu mevcuttur. Bunların hepsini duymamız mümkün değildir. Ancak sınırları belli derecede bize bu özellikler verilmiştir. Bizim hayatımızı devam ettirmek için gerekli olduğu kadar bize yeti verilmiştir. O derecede de sınırlı kalmıştır. Aksi takdirde her gıdanın ve insanın hatta maddenin kokusunu hissetseydik, çok fena şekilde huzursuz olurduk!
4 - Dokunma Duyusu da keza sınırlıdır. Onu da ancak beynimizin değerlendirebildiği kadarıyla algılayabiliriz ve kabul edebiliriz. Onun dışındaki değerlendirmemiz dokunma duyusu ile yapmamız mümkün değildir. Onun da sınırlı kalmasında büyük fayda vardır! Biliyorsunuz küçük çocuklarda-bebeklerde bu dokunma duyusu henüz tam olarak gelişmediğinden dolayı, bebekler her dokundukları şeyi ağızlarına alıp öyle denemeye ve öğrenmeye çalışmaktadır. Elle dokunma duyu daha sonra gelişmektedir. Ama en hassas gelişme ise görmeyen insanlarda oluşmaktadır. Onların dokunma ve değerlendirme duyuları çok daha hassas olmaktadır!
Hayvanlarda ise bu duyular çok daha gelişmiş durumdadır. Onların birçoğunda görme (şahinlerde ve bazı diğer kuş ve hayvanlarda) - işitme ve bir o kadarında da koku (köpeklerde) ve dokunma (yarasalarda hatta radar sistemi bile var - kedi ve aslanlar ile bazı böceklerin bıyıkları) duyuları ileri derecede gelişmiş bulunmaktadır. Böylece hayvanlar depremleri bizden çok önceden hissetmeyi başarabiliyorlar. Tsunami felaketinde de onlar bu felaketi hissettiklerinden dolayı sahillerden kaçmış bulundular. Onlara Cenab-ı Hakk bu yetileri hayatlarını korumak için vermiş bulunmaktadır.
İnsanlara gelince. Cenab-ı Hakk en büyük bir lütufta bulunmuştur. İnsanları seçkin saymıştır. Onun için insanlara akıl vermiş bulunmaktadır: İnsanlar aklını kullandıkları zaman bu tür felaketlerden kolaylıkla kurtulabilmektedir. Depremlere karşı önlem de alınabilir - tsunamilere karşı da önlem alınabilir. Ama insanlar Cenab-ı Hakk'ın bu lütfünü - akıllarını kullanmazlarsa, o zaman da sorumluluk kendilerine ait olmaktadır.
Not: Şu ana kadar ilmin ve teknolojinin tüm keşifleri dünyada ve onun üstünde yaşayanlardan zaten var olanlardan örnek alınabilmiştir. Kuran-ı Kerim'de öyle ayetler var ki daha birçok ilmi araştırmalara ve gelişmelere ışık tutacak nitelik taşımaktadır. Yeter ki o ayetlerin ve yazılanların felsefi -derin gücü ve manasına insanlar varabilsin!
Böylece yaşam için hayvanlar kendi hislerini ve yeteneklerini, inanlar da akıllarını kullanarak hayatta kalmayı ve gelişmeyi başarabiliyorlar! Onları geliştiremeyenler ise kolayca hayatlarından olabiliyorlar! Bu durum dünyayı ve Türkiye'yi de biraz korkuttu. Depremi ister istemez tekrar gündeme getirdi. Şu anda, Türkiye'de de yeni alarm sistemlerinin kurulacağı bildirilmektedir. Bu sistem sadece Türkiye'de değil tüm dünyadaki depremlerin oluşumu ve şiddeti hakkında bilgi vereceği iddia edilmektedir. Bunun uydu sistemiyle bağlı olacağı düşünülmektedir. Türkiye'nin bu yeni oluşumu, ender uydu sistemlerinden biri olacaktır. Türkiye'de, şimdilik 20 istasyon kadar kurulacak. Daha sonra bu rakam 50'ye çıkarılacak. Böylece tüm Türkiye bu kapsam içine alınacaktır.
Kalifornia Teknoloji Enstitüsü'nde çalışan Prof. Dr.Kerry, 10 yıldan beri Endonezya bölgelerini incelemektedir. Prof. Kerry'nin, tsunami hususunda Endonezya yetkililerini defalarca uyardığı bildirilmektedir. Son uyarısında, Prof. Kerry, iki hafta önce bu durumu fark ederek, tsunami hususunda yeni uyarılarda bulunmuş. Aynı bilim adamı şimdi de yeni depremler için tekrar uyarılarda bulunmaktadır! Bu sefer kendisi bastırdığı 5 bin kadar el afişini riskli adalar ve bölgelere dağıtmış bulunmaktadır. Bazı toplantılarda halkı sahilden uzak bölgelerde yaşamayı uyarmıştır! Kimse depremin önceden tahmin edemez, ancak bu adalar yüksek risk taşıyan bölgelerdeki insanlar, her zaman hazır olmalıdır! Ama yeterli ödenek olmadığı için onu bu teklifleri gerçekleştirilememiştir!
Hayvanların ön sezileri, teknoloji ve deprem
Bu büyük felaketten orada bulunan hayvanların çok az zayiat verdiklerine dikkat çekilmiştir. İnsanların seziler ve yetileri oldukça sınırlı kalmaktadır. Mesela beş duyusu da insanların belirli sınırlarda kalmaktadır.
1 - Görme Özellikleri: İnsanların gözleri belirli büyüklükte olanı ancak görebilmektedir. Uzaklıkla ilgili durumlar da sınırlı kalmaktadır. Mesela insanlar mikropları görememektedir. Zaten belki de Cenab-ı Hakk'ın onları görmememiz için bize yardımcı olmuştur. Çünkü mikropları görseydik belki de hiçbir gıdayı iştahla ve huzurla yiyemezdik, hiçbir suyu içemezdik. Çünkü sabunla yıkanmış ellerimizin de Mikro-Skopik tetkiklerde mikrop kaynadığı görülmektedir. Şimdi ise temizlik mefhumu bizim gördüklerimizle sınırlı kalmaktadır.
(Not: Vücudumuzun özel mekanizmaları bu mikropların büyük kısmını yok etme özelliklerine sahiptir! Mesela gözlerimizde - Burnumuzda - Ağzımızda ve idrar yollarında ve idrarda değişik antiseptik maddeler mevcuttur. Dışardan gelen mikropların büyük kısmını bu maddeler yok etmektedir!)
2 - İşitme Özellikleri: İnsan işitmesi de oldukça sınırlı kalmaktadır. Belirli frekansların atında ve üstündekileri kulaklarımız değerlendirememektedir. Bu da Cenab-ı Hakk'ın büyük bir lutfu olmaktadır. Aksi takdirde dünyadaki ve Kainattaki bütün olayları duyardık, ürkerdik, huzursuz olurduk ve rahat olamazdık. Mesela aynı odanın içindeki radyo ve tv elektronik dalgalarını duyabilseydik, dünyanın tüm televizyon seslerini, karışık ve büyük bir gürültü olarak duyardık ve beynimiz korkunç derecede yüklenir ve yıpranırdı! Bu durum sadece küçük bir örnektir. Bunun yanında yüz binlerce tabiat olayını da duyardık ve belki de korkudan ve huzursuzluktan yaşayamazdık.
3 - Lezzet ve koku durumu da aynı derecede sınırlıdır. Aslında dünyadaki her şeyin az veya çok bir kokusu mevcuttur. Bunların hepsini duymamız mümkün değildir. Ancak sınırları belli derecede bize bu özellikler verilmiştir. Bizim hayatımızı devam ettirmek için gerekli olduğu kadar bize yeti verilmiştir. O derecede de sınırlı kalmıştır. Aksi takdirde her gıdanın ve insanın hatta maddenin kokusunu hissetseydik, çok fena şekilde huzursuz olurduk!
4 - Dokunma Duyusu da keza sınırlıdır. Onu da ancak beynimizin değerlendirebildiği kadarıyla algılayabiliriz ve kabul edebiliriz. Onun dışındaki değerlendirmemiz dokunma duyusu ile yapmamız mümkün değildir. Onun da sınırlı kalmasında büyük fayda vardır! Biliyorsunuz küçük çocuklarda-bebeklerde bu dokunma duyusu henüz tam olarak gelişmediğinden dolayı, bebekler her dokundukları şeyi ağızlarına alıp öyle denemeye ve öğrenmeye çalışmaktadır. Elle dokunma duyu daha sonra gelişmektedir. Ama en hassas gelişme ise görmeyen insanlarda oluşmaktadır. Onların dokunma ve değerlendirme duyuları çok daha hassas olmaktadır!
Hayvanlarda ise bu duyular çok daha gelişmiş durumdadır. Onların birçoğunda görme (şahinlerde ve bazı diğer kuş ve hayvanlarda) - işitme ve bir o kadarında da koku (köpeklerde) ve dokunma (yarasalarda hatta radar sistemi bile var - kedi ve aslanlar ile bazı böceklerin bıyıkları) duyuları ileri derecede gelişmiş bulunmaktadır. Böylece hayvanlar depremleri bizden çok önceden hissetmeyi başarabiliyorlar. Tsunami felaketinde de onlar bu felaketi hissettiklerinden dolayı sahillerden kaçmış bulundular. Onlara Cenab-ı Hakk bu yetileri hayatlarını korumak için vermiş bulunmaktadır.
İnsanlara gelince. Cenab-ı Hakk en büyük bir lütufta bulunmuştur. İnsanları seçkin saymıştır. Onun için insanlara akıl vermiş bulunmaktadır: İnsanlar aklını kullandıkları zaman bu tür felaketlerden kolaylıkla kurtulabilmektedir. Depremlere karşı önlem de alınabilir - tsunamilere karşı da önlem alınabilir. Ama insanlar Cenab-ı Hakk'ın bu lütfünü - akıllarını kullanmazlarsa, o zaman da sorumluluk kendilerine ait olmaktadır.
Not: Şu ana kadar ilmin ve teknolojinin tüm keşifleri dünyada ve onun üstünde yaşayanlardan zaten var olanlardan örnek alınabilmiştir. Kuran-ı Kerim'de öyle ayetler var ki daha birçok ilmi araştırmalara ve gelişmelere ışık tutacak nitelik taşımaktadır. Yeter ki o ayetlerin ve yazılanların felsefi -derin gücü ve manasına insanlar varabilsin!
Böylece yaşam için hayvanlar kendi hislerini ve yeteneklerini, inanlar da akıllarını kullanarak hayatta kalmayı ve gelişmeyi başarabiliyorlar! Onları geliştiremeyenler ise kolayca hayatlarından olabiliyorlar! Bu durum dünyayı ve Türkiye'yi de biraz korkuttu. Depremi ister istemez tekrar gündeme getirdi. Şu anda, Türkiye'de de yeni alarm sistemlerinin kurulacağı bildirilmektedir. Bu sistem sadece Türkiye'de değil tüm dünyadaki depremlerin oluşumu ve şiddeti hakkında bilgi vereceği iddia edilmektedir. Bunun uydu sistemiyle bağlı olacağı düşünülmektedir. Türkiye'nin bu yeni oluşumu, ender uydu sistemlerinden biri olacaktır. Türkiye'de, şimdilik 20 istasyon kadar kurulacak. Daha sonra bu rakam 50'ye çıkarılacak. Böylece tüm Türkiye bu kapsam içine alınacaktır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006