Hıristiyanların dünyaya karşı davranışları
Hıristiyan alemi çoğu zaman aynı zamanda acımasız ve tamamen adaletsiz davranmaktadır. Mesela Irak'ta yapılan katliam şeklindeki saldırılarda yüz binlere yakın insan öldürüldü. Ve halen de öldürülmelere devam edilmektedir. Öte yandan dünyanın birçok yerinde yılbaşı şenlikleri durmadan devam etmektedir. Tüm bunlar insanlığa ve insan haklarına ters düşmektedir ama aldıran kim! Fakat bunların 10'da 1'i New-York'ta, ABD'nin veya AB'nin bir yerinde olsaydı o zaman kimse böyle davranmayı düşünmezdi bile!
Kendileri dışındaki tüm halkları veya kitleleri "dezenformasyonlarla" adeta uyuşturmakta ve sonra da istediklerini kabul ettirmektedir. Batının şu andaki yaptıkları bundan ibarettir. İnsanlar kişiliksiz hale getirilmektedir. İçkiye ve uyuşturucuya, eğlenmeye ve harcamaya, rehavete, zevk ve sefaya itilmektedir. Sonra da onun sonucu olarak, onlara kolayca istediklerini dikte etmektedirler. Sonunda onları adeta esir etmekte ve o ülkeleri müstemleke olarak kullanmaktadır!
AB ve TSK'nın
düşündürdükleri
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök: AB üyeliği ulu önder Atatürk'ün Türkiye'yi "çağdaş uygarlığın" ilerisine taşıma hedefi için önemli bir araçtır demektedir. Dikkat edilirse AB için sadece araç demektedir. AB'ye girmeye "amaç" denmemektedir. Kısacası Genel Kurmay Başkanımız, sanki AB'ye girmemiz bizim için çağdaş medeniyete gitmek için sadece bir vasıtadır demek istemektedir.
Onun yanında AB'ye ne pahasına olursa olsun girin mesajı da verilmemektedir. Çünkü müzakere esnasında ulusal değer ve çıkarların tam bir kararlılıkla korunmasının önemine inandıklarını belirtmektedir. Onun yanında Türkiye'nin AB'yi küresel bir güç olmaya taşıyacağını da dile getirmektedir. Kısacası AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacının olduğunu ifade etmektedir. Onun yanında bölücü güçlere ve irticaya karşı da önemli ikazları mevcuttur.
Son günlerde basınımız tarafından dile getirilen bazı haksız konuları ele almakta ve şunları söylemektedir:
TSK önümüzdeki günlerde de geçmişte olduğu gibi daima bölücülere karşı mücadele verecektir. Son günlerde bölücü güçler ve onun paralelinde hareket edenler tarafından ortaya konulan bazı iddialar, adeta TSK'ya karşı tavırlar alınmaya çalışılmaktadır. "Yargısız infaz", "toplu mezar" ile "katliam" sözcükleri ortaya atılmaktadır. Bu şekilde ülkemizin koruyucuları olan güvenlik güçlerine ve TSK'ya leke sürmeye çalışmaktadırlar. Bu sözler tamamen kin ve nefretle dolu olmakta, TSK ve güvenlik güçlerini yıpratmaya yönelik olmaktadır. Burada tüm Türkiye güçlerinin uyanık davranması için davet ediyorum. Onların hedefi önce TSK ve güvenliktir, sonra da Türkiye Cumhuriyeti'dir!
Bunun yanında tüm bu ortaya atılan karanlık düşünceler ve sözler TSK'nın icraatlarında kesinlikle etkili olmayacaktır. TSK kendi sağlam dokusunu gelecekte de aynen koruyacaktır. Yıkıcılık, bölücülük ve benzeri yolsuzluklara karşı daima uyanık ve duyarlı olacaktır dedi.
AB üyeleri Fransa -
Ermenler ve Türkiye
Türkiye AB'ye adeta kilitlenmiş durumdadır. Şu anda önüne hangi engel çıkarsa çıksın adeta kaldırmak kararındadır. Veya onu önüne konulanları zımnen de olsa, adeta kabul ederek kendi haklarından fedakarlık yapmaya gitmeye zorlanmaktadır. Diğer taraftan onların isteklerine boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Ama Fransa'nın tutumları çok büyük tutarsızlıklar içermektedir. Fransa'nın bir gün dediklerini ertesi günü tutmamaktadır. Çünkü artık aksi denmektedir. Özellikle referandum konusunda ısrarlı olmaktadır. Daha doğrusu Fransa şu anda bize karşı çok dengesiz bir durumdadır. Onun yanında Fransa'nın başka saplantıları da var. Mesela Ermeni soykırımı Fransa'da yasal olarak kabul edilmiş sayılmaktadır. Fransa'da şu anda Ermeni soykırımı yoktur adeta kimse diyemez. Çünkü bu kabul edilen yasaya adeta karşı gelmek olur. Onun için Fransa Türkiye'yi er-geç bunu kabule zorlayacaktır. Çünkü Fransa, Ermenilerin 1915 isyanındaki en büyük kışkırtıcılık rolünü ifa etmiştir. O suçluluk duygusuyla Fransa şimdi Ermenilerin adeta koruyucusu durumuna gelmiştir. Fransa-Mösyö Chirac ayrıca AB'ye şimdiden sonra girecek olan ülkeler için kendi anayasasına referandum şartı koydurmak istemektedir. Böyle bir teklif ortaya sürüldü ve meclis onayını beklemektedir! Bu durum ise sadece ve sadece Türkiye dönük olmaktadır!
Bunun yanında Fransa Türkiye'nin Fener Patrikhanesi'ne Ekümeniklik verilmesini de büyük çapta istemekte ve bunun için Türkiye'yi zorlayacak gibi görülmektedir. Türkiye'nin bu konulara dikkat emesi gerekir.
Türkiye AB'ye girerse bunları da kabul etmek zorunda mı kalacaktır?
Elbette o yasalara kaşı gelmek mümkün olunamayacaktır. AB'nin gittiği bu kokuşmuşluk ve çürümüşlük yoluna işte şimdi Türkiye'de adeta canla başla talip olmaktadır. Allah sonumuzu hayırlı etsin!
Hıristiyan alemi çoğu zaman aynı zamanda acımasız ve tamamen adaletsiz davranmaktadır. Mesela Irak'ta yapılan katliam şeklindeki saldırılarda yüz binlere yakın insan öldürüldü. Ve halen de öldürülmelere devam edilmektedir. Öte yandan dünyanın birçok yerinde yılbaşı şenlikleri durmadan devam etmektedir. Tüm bunlar insanlığa ve insan haklarına ters düşmektedir ama aldıran kim! Fakat bunların 10'da 1'i New-York'ta, ABD'nin veya AB'nin bir yerinde olsaydı o zaman kimse böyle davranmayı düşünmezdi bile!
Kendileri dışındaki tüm halkları veya kitleleri "dezenformasyonlarla" adeta uyuşturmakta ve sonra da istediklerini kabul ettirmektedir. Batının şu andaki yaptıkları bundan ibarettir. İnsanlar kişiliksiz hale getirilmektedir. İçkiye ve uyuşturucuya, eğlenmeye ve harcamaya, rehavete, zevk ve sefaya itilmektedir. Sonra da onun sonucu olarak, onlara kolayca istediklerini dikte etmektedirler. Sonunda onları adeta esir etmekte ve o ülkeleri müstemleke olarak kullanmaktadır!
AB ve TSK'nın
düşündürdükleri
Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök: AB üyeliği ulu önder Atatürk'ün Türkiye'yi "çağdaş uygarlığın" ilerisine taşıma hedefi için önemli bir araçtır demektedir. Dikkat edilirse AB için sadece araç demektedir. AB'ye girmeye "amaç" denmemektedir. Kısacası Genel Kurmay Başkanımız, sanki AB'ye girmemiz bizim için çağdaş medeniyete gitmek için sadece bir vasıtadır demek istemektedir.
Onun yanında AB'ye ne pahasına olursa olsun girin mesajı da verilmemektedir. Çünkü müzakere esnasında ulusal değer ve çıkarların tam bir kararlılıkla korunmasının önemine inandıklarını belirtmektedir. Onun yanında Türkiye'nin AB'yi küresel bir güç olmaya taşıyacağını da dile getirmektedir. Kısacası AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacının olduğunu ifade etmektedir. Onun yanında bölücü güçlere ve irticaya karşı da önemli ikazları mevcuttur.
Son günlerde basınımız tarafından dile getirilen bazı haksız konuları ele almakta ve şunları söylemektedir:
TSK önümüzdeki günlerde de geçmişte olduğu gibi daima bölücülere karşı mücadele verecektir. Son günlerde bölücü güçler ve onun paralelinde hareket edenler tarafından ortaya konulan bazı iddialar, adeta TSK'ya karşı tavırlar alınmaya çalışılmaktadır. "Yargısız infaz", "toplu mezar" ile "katliam" sözcükleri ortaya atılmaktadır. Bu şekilde ülkemizin koruyucuları olan güvenlik güçlerine ve TSK'ya leke sürmeye çalışmaktadırlar. Bu sözler tamamen kin ve nefretle dolu olmakta, TSK ve güvenlik güçlerini yıpratmaya yönelik olmaktadır. Burada tüm Türkiye güçlerinin uyanık davranması için davet ediyorum. Onların hedefi önce TSK ve güvenliktir, sonra da Türkiye Cumhuriyeti'dir!
Bunun yanında tüm bu ortaya atılan karanlık düşünceler ve sözler TSK'nın icraatlarında kesinlikle etkili olmayacaktır. TSK kendi sağlam dokusunu gelecekte de aynen koruyacaktır. Yıkıcılık, bölücülük ve benzeri yolsuzluklara karşı daima uyanık ve duyarlı olacaktır dedi.
AB üyeleri Fransa -
Ermenler ve Türkiye
Türkiye AB'ye adeta kilitlenmiş durumdadır. Şu anda önüne hangi engel çıkarsa çıksın adeta kaldırmak kararındadır. Veya onu önüne konulanları zımnen de olsa, adeta kabul ederek kendi haklarından fedakarlık yapmaya gitmeye zorlanmaktadır. Diğer taraftan onların isteklerine boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Ama Fransa'nın tutumları çok büyük tutarsızlıklar içermektedir. Fransa'nın bir gün dediklerini ertesi günü tutmamaktadır. Çünkü artık aksi denmektedir. Özellikle referandum konusunda ısrarlı olmaktadır. Daha doğrusu Fransa şu anda bize karşı çok dengesiz bir durumdadır. Onun yanında Fransa'nın başka saplantıları da var. Mesela Ermeni soykırımı Fransa'da yasal olarak kabul edilmiş sayılmaktadır. Fransa'da şu anda Ermeni soykırımı yoktur adeta kimse diyemez. Çünkü bu kabul edilen yasaya adeta karşı gelmek olur. Onun için Fransa Türkiye'yi er-geç bunu kabule zorlayacaktır. Çünkü Fransa, Ermenilerin 1915 isyanındaki en büyük kışkırtıcılık rolünü ifa etmiştir. O suçluluk duygusuyla Fransa şimdi Ermenilerin adeta koruyucusu durumuna gelmiştir. Fransa-Mösyö Chirac ayrıca AB'ye şimdiden sonra girecek olan ülkeler için kendi anayasasına referandum şartı koydurmak istemektedir. Böyle bir teklif ortaya sürüldü ve meclis onayını beklemektedir! Bu durum ise sadece ve sadece Türkiye dönük olmaktadır!
Bunun yanında Fransa Türkiye'nin Fener Patrikhanesi'ne Ekümeniklik verilmesini de büyük çapta istemekte ve bunun için Türkiye'yi zorlayacak gibi görülmektedir. Türkiye'nin bu konulara dikkat emesi gerekir.
Türkiye AB'ye girerse bunları da kabul etmek zorunda mı kalacaktır?
Elbette o yasalara kaşı gelmek mümkün olunamayacaktır. AB'nin gittiği bu kokuşmuşluk ve çürümüşlük yoluna işte şimdi Türkiye'de adeta canla başla talip olmaktadır. Allah sonumuzu hayırlı etsin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006