Adam karısından çok çekmiş. Adı Gülsüm olan kadın vefat edince kocası yeniden evlenmiş ancak yine huzur bulamayınca: "Gitti Gülsüm geldi Gülsüm, Azrail ettiğinden bulsun" diyerek sayfayı kapatmış.
Yenikapı mitingiyle oluşan uzlaşma(!) ruhunu devam ettirme ve de koruma amacıyla 3 partili Anayasa Komisyonu çalışmalarına başladı yarın da ikinci toplantısını yapacak.
Hangi uzlaşma ruhu? Bahse konu olan uzlaşma ise, önce bunun kültüründen nasibini almış olacaksın. Bir yandan uzlaşma diyeceksin, diğer yandan herkesle kavgalı olacaksın.
Darbeye teşebbüsü sindiremeyip ahaliyi topluyorsun, ancak uzlaşma sadece dilinde olduğundan baraja takılıyorsun. Barajı aşamayan siyasi parti liderlerini ve Meclis'teki bir partiyi Yenikapı'ya davet etmemeyi sindirebiliyorsun.
Yetmiyor, uzlaşma adına sadece üç partiyle yeni anayasa peşine düşerken "milli anayasa" kavramından uzaklaşıyorsun. Oysa, Milletin hakimiyeti ancak milli anayasa ile tescillenir.
Millet, halkın kendisidir; cımbızlayarak bir kısım ahaliyi özellikle de AKP seçmenini öne çıkarmak ve motive etmek uzlaştırma değil ayrıştırmadır.
Üç partinin temsil edildiği Anayasa Komisyonu yapsa yapsa AKP güdümünde bir taslak ortaya koyabilir. Çoğunluk iktidar partisinde ise de, anayasa için masaya mağlup olarak oturacaktır. Darbe girişimine karşı acizliği ortaya dökülen ve öldürülmekten son anda kurtulan reislerinin düştüğü durum AKP için bir hezimet, Millet için bir demokrasi zaferidir.
Bu zafer Milletinse; ülkenin düşürüldüğü durumun faillerinin suç ortağı iseniz, millet adına ortalığa çıkıp tek başınıza anayasa yapmaya hakkınız yoktur.
Bu kertede Milli Anayasa için barajsız bir kurucu meclis oluşturup, tüm siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsil edildiği "anayasa koyucu" devreye girmelidir.
Kurtuluş/Kuruluş yapışık ikizler gibidir. Önce Cumhuriyetimizin kuruluşuna bakalım; Kurtuluş olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti Devleti de olmayacaktı. Kurtuluşun semeresi yani Kuruluş, Cumhuriyet idi. Kuruluş bu şekilde olmasaydı Kurtuluşun meyvesi ham kalacaktı.
Günümüze gelelim; darbe girişimine karşı direniş demokrasi zaferidir, Kurtuluştur. Darbeden kurtuluşun ikizini yani Kuruluşu masaya yatıralım. Bu masaya muzaffer Milletimiz hakim olmalıdır. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi durumun sorumluları ve kusurluları Kuruluş aşamasında zurnanın son deliğidir. Kuruluşun amacı otokrasi değil gerçek demokrasi ve bunun temel belgesi niteliğindeki milli anayasadır.
Seçim barajıyla iktidara tek başına sahip olanlar, Milletimizin darbecilere karşı baraj oluşturmasıyla paçayı zor kurtardılar.
AKP ve avanesi, şu seçim barajını milli iradenin önünden çekip, eski kankanız gibi demokrasiye kastedenlerin ayaklarına dolayın. Yoksa yine çarşafa dolanma ihtimaliniz olabilir.
Yenikapı mitingiyle oluşan uzlaşma(!) ruhunu devam ettirme ve de koruma amacıyla 3 partili Anayasa Komisyonu çalışmalarına başladı yarın da ikinci toplantısını yapacak.
Hangi uzlaşma ruhu? Bahse konu olan uzlaşma ise, önce bunun kültüründen nasibini almış olacaksın. Bir yandan uzlaşma diyeceksin, diğer yandan herkesle kavgalı olacaksın.
Darbeye teşebbüsü sindiremeyip ahaliyi topluyorsun, ancak uzlaşma sadece dilinde olduğundan baraja takılıyorsun. Barajı aşamayan siyasi parti liderlerini ve Meclis'teki bir partiyi Yenikapı'ya davet etmemeyi sindirebiliyorsun.
Yetmiyor, uzlaşma adına sadece üç partiyle yeni anayasa peşine düşerken "milli anayasa" kavramından uzaklaşıyorsun. Oysa, Milletin hakimiyeti ancak milli anayasa ile tescillenir.
Millet, halkın kendisidir; cımbızlayarak bir kısım ahaliyi özellikle de AKP seçmenini öne çıkarmak ve motive etmek uzlaştırma değil ayrıştırmadır.
Üç partinin temsil edildiği Anayasa Komisyonu yapsa yapsa AKP güdümünde bir taslak ortaya koyabilir. Çoğunluk iktidar partisinde ise de, anayasa için masaya mağlup olarak oturacaktır. Darbe girişimine karşı acizliği ortaya dökülen ve öldürülmekten son anda kurtulan reislerinin düştüğü durum AKP için bir hezimet, Millet için bir demokrasi zaferidir.
Bu zafer Milletinse; ülkenin düşürüldüğü durumun faillerinin suç ortağı iseniz, millet adına ortalığa çıkıp tek başınıza anayasa yapmaya hakkınız yoktur.
Bu kertede Milli Anayasa için barajsız bir kurucu meclis oluşturup, tüm siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsil edildiği "anayasa koyucu" devreye girmelidir.
Kurtuluş/Kuruluş yapışık ikizler gibidir. Önce Cumhuriyetimizin kuruluşuna bakalım; Kurtuluş olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti Devleti de olmayacaktı. Kurtuluşun semeresi yani Kuruluş, Cumhuriyet idi. Kuruluş bu şekilde olmasaydı Kurtuluşun meyvesi ham kalacaktı.
Günümüze gelelim; darbe girişimine karşı direniş demokrasi zaferidir, Kurtuluştur. Darbeden kurtuluşun ikizini yani Kuruluşu masaya yatıralım. Bu masaya muzaffer Milletimiz hakim olmalıdır. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi durumun sorumluları ve kusurluları Kuruluş aşamasında zurnanın son deliğidir. Kuruluşun amacı otokrasi değil gerçek demokrasi ve bunun temel belgesi niteliğindeki milli anayasadır.
Seçim barajıyla iktidara tek başına sahip olanlar, Milletimizin darbecilere karşı baraj oluşturmasıyla paçayı zor kurtardılar.
AKP ve avanesi, şu seçim barajını milli iradenin önünden çekip, eski kankanız gibi demokrasiye kastedenlerin ayaklarına dolayın. Yoksa yine çarşafa dolanma ihtimaliniz olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023