logo
09 EKİM 2025


Yerebatan Camii’nde Yasin tercümesi

Kur’an’ın Türkçeleştirilmesi çalışmaları vardır. Bu doğrudur. Bunu kendisi şöyle gerekçelendirir

06.10.2025 00:06:00
Haber Merkezi
Yerebatan Camii’nde Yasin tercümesi
Yerebatan Camii’nde Yasin tercümesi
Kur'an'ın Türkçeleştirilmesi çalışmaları vardır. Bu doğrudur. Bunu kendisi şöyle gerekçelendirir:

"… Ayasofya'dan döndükten sonra çalışmak üzere beni özel bürosuna çağırdı. İkimizdik. Bana, 'Ayasofya için ne düşünüyorsun?' dedi.

Bir binanın tarihî ve mimarî kıymetinden bahsetmemi arzu ettiğini sandım. Fazla incelemem olmadığını söyledim. 'Hayır, Reşit Galip' dedi. 'Cami olarak ne düşünüyorsun?' Maksadını anlayamadım.

Bana şöyle birtakım fikirler anlattı: 'Fatih Mehmet orada İstanbul'u zapt ettiğini ve Bizans İmparatorluğu'nun sonunu ilan etmiş. Kendi geniş ve müsamahalı anlayışıyla orada İstanbul'daki ilk namazını kıldırmıştır.'

(…) Gazi, benim düşündüğümü anlamış gibi fikrini açıkladı: 'Reşit Galip' dedi. 'İstanbul'daki din ulemasını toplayalım. Halka da ilan edelim herkes gelsin, camiye hoparlör koyduralım.'

Gazi düşündü: 'Bu konunun halk önünde münakaşası çok güzeldir. Emin olun Türk halkı o kadar selim his sahibidir ki, bu endişelerin asla varit değildir.'

(…) 'Bu işi yine sarayda yapalım' dedi.

Hazırlanan plan şöyleydi:

1- Müslümanlığın bir Türk dini olduğu ispat edilecek,

2- Dinde ibadetin Allah ile kul arasında bir kalp bağı olduğu tezi geliştirilecek,

3- Kulun Tanrısına ibadet ederken söylediklerini kalbinden söylemesi lazımdır. Kalbin dili de ana dildir. İnsan en güzel hislerini ana diliyle en iyi ifade eder.

4- Bu fikirde ittifak hâsıl olduktan sonra duaların Türkçeleştirilmesi hususunda bir iş bölümü yapılacaktır." 

Mustafa Kemal'in muradı, cahil olan halkın okuduğunu anlamasını sağlamakla, aslında dinî emellerine alet edenlere kanmalarının önüne geçmekti.

Türkçe Kur'an okuma konusunu, birilerinin dinsiz bir Atatürk gösterme gayretine hizmet eder mahiyette ele almak yerine, bir de  Hafız Yaşar'ın dediklerini dinleyelim.

Yukarıdaki çalışmalardan sonra Hafız Yaşar, hatıratında, Yasin sûresinin Türkçe okunması konusunu anlatır. Burada da göreceksiniz, maksat Arapça'nın bırakılıp Türkçe ibadete geçilmesi değildir.

Hafız Yaşar Yerebatan Camii'nde Yasin tercümesi yapmıştır

Tarih 23 Ocak 1932… Türkçe Kur'an okunmasına tepkili olan halk, Yerebatan Camii'nde toplanmıştı.

Oysa Atatürk bu işin başından beri, halkın okuduğunu anlamasına gayret ettiği gibi, Yasin sûresini de önce Arapça okutmuş sonra mealini verdirmiştir.

"Atam'ın Yerebatan Camii'nde Yasin sûresinin tercümesini okumamı emretmesi üzerine keyfiyet matbuata aksettirilmişti.

Ertesi gün bütün sabah gazeteleri bu haberi şu başlık halinde veriyorlardı: 'Hafız Yaşar bugün Yerebatan Camii'nde Türkçe Kur'an okuyacaktır.'

Bu haber İstanbul'da bomba tesiri yaptı ve taassubu gıcıkladı. Kur'an'ın Arapça nazil olduğu, tek kelimesine dokunulmayacağı gibi fısıltılar kulaktan kulağa dolaşıyordu. Nitekim aynı gün tramvayda da böyle bir konuşmaya şahit oldum: 'Nasıl olur' diyorlardı, 'Kur'an nasıl Türkçe okunmuş?' Halbuki gazeteler haberi yanlış aksettiriyorlardı.

Ben Türkçe Kur'an okumayacaktım. Yasin süresini Arapça okuyacak, Cemil Sait Bey'in tercümesini de cemaate nakledecektim.

Cuma günü Yerebatan Camii'ne gittiğim zaman kalabalık camiden taşmış, trafik durmuştu.

Halkı yarmaklığıma imkan yoktu. Baş komiserin yardımıyla bin bir müşkülatla içeriye girebildim. Cami pencere içlerine kadar doluydu. Bir köşeye etrafı şallarla süslü bir kürsü konulmuştu. Etrafı da gazeteciler ve foto muhabirleriyle çevriliydi.

Cemaatin arasından kürsüye doğru ilerlemeye çalışırken dışarıdan kuvvetli bir korna sesi geldi, kalabalık,'Gazi geliyor' diye dalgalandı. Halbuki gelenler Maarif Vekili Reşit Galip ve Kılıç Ali Bey'lerdi.

Kürsüye çıktım. Nefesler kesilmişti. Bütün gözler bende idi.

Arapça besmele-i şerif'i çekip arkasından yine Arapça olarak Yasin sûresini okumaya başladım.

Kur'an'ı Türkçe okuyacağımı zannedenlerin gözlerindeki hayret ifadesini görüyordum. Sûreyi sadakallahülazim diyerek bitirdikten sonra, 'Vatandaşlar!' diye söze başladım. On altıncı sûre olan Yasin seksen üç ayettir.

Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Şimdi size tercümesini okuyacağım: Müşfik ve Rahim olan Allah'ın ismiyle başlarım. Hakim olan Kur'an hakkı için kasem ederim ya Muhammed! Sen tarik-i müstakime sevkeden bir Resul'sün. Kur'an sana Aziz ve Rahim olan Tanrı tarafından nazil olmuştur.'

Sûreye böylece devam ederek seksen üçüncü ayetin sonunu şöyle okudum: 'Her şeyin hükümdar ve hakim-i mutlakı olan Tanrı'ya hamd olsun. Hepiniz O'na rücû edeceksiniz.'

Yasin sûresi böylece hitama erdikten sonra, Türkçe olarak şu duayı yaptım:

Ulu Tanrım! Bu okuduğum Yasin-i Şerif'ten hâsıl olan sevabı Cenab-ı Muhammed Efendimiz Hazretlerinin ruh-i saadetlerine ulaştır. Tanrım! Hak ve adalet üzere hareket edenleri sen payidar eyle!

Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet payidar kıl! Türk milletini Sen muhafaza eyle.

Şanlı Türk ordusunu ve onun değerli kahraman kumandan ve erlerini karada, denizde, havada her veçhile muzaffer kıl ya Rabbi.

Vatan uğrunda fedayı can ederek şehit olan asker kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle!

Vatanımıza kem gözle bakan düşmanlarımızı perişan eyle! Topraklarımıza bol bereket ihsan eyle.

Milletin ve memleketin refahına çalışan büyüklerimizin umurlarında muvaffak bilhayr eyle, amin." 

"Atatürk bir Ramazan ayında bütün ordu müfettişlerini davet etmiş ve Saadettin Kaynak'tan, Kur'an'dan bir hutbe irad etmesini istemiştir.

O da Kur'an'daki muharebeye, askerliğin faziletine ve şehitliğin üstünlüğüne dair bazı ayetlerin tercümelerini okumuştur. Bu ayetler Âl-i İmran 169. ayet, Enfal 45. ve 60., 65. ve 66. ayetler, Saff sûresi 4., 10., 12., ayetler, Adiyat sûresinin tamamıydı.

Komutanlar ayet mealinden oluşan hitabeyi büyük bir dikkat ve ilgiyle dinledikten sorna, Saadettin Kaynak'ı alkışlamışlar ve Atatürk, 'Kur'an'da neler varmış, bunlardan bizim haberimiz yoktu' der."  

Hafız Saadettin Kaynak Türkçe Kur'an okunması konusunda şunları anlatır:

"Türkçe Kur'an okunması tecrübelerine nihayet verildiği gecenin (4 Şubat 1932 Perşembe) ertesi günü (5 şubat 1932 Cuma) Ramazan'ın son cuması idi.

O gün Süleymaniye Camii çok kalabalık olur… Atatürk halkın bu toplantısından istifade edilerek ilk Türkçe hutbenin Süleymaniye'de okunmasını arzu ve emir buyurdular. Hutbenin konusunu da kendileri elindeki Kur'an tercümesinden seçtiler.

(…) Ertesi sene Atatürk, Ankara'dan İstanbul'a bir Ramazan için gelmişti. Bu sene camilerde halka Türkçe Kur'an okuma tecrübelerini yaptırdı. Bu işte çalışacak olan arkadaşlara birer vesika verildi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Türkiye bu hale nasıl geldi?
BTP'den iktidara kritik sorular
DEM'den Bahçeli'ye cevap
'Bir takım adımların atılması gerekiyor'
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. soruşturmasında gelişme
23 şüphelinin ifade işlemleri başladı
İsrail ateşkes dinlemiyor
Gazze bombardıman altında
'Tam olarak uygulanmasını bekliyoruz
Dışişlerinden Gazze ateşkesi açıklaması
İsrailli esirlerin teslim tarihi belli oldu
Trump'tan Türkiye'ye teşekkür
Kütahya Simav yine depremle sarsıldı
Büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü
Hamas: Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldı
"Türkiye, Katar, Mısır ve Trump'ın çabalarını takdirle karşılıyoruz"
Katar: İlk aşama konusunda anlaşmaya varıldı
Netanyahu: Tüm esirleri geri getireceğiz
Trımp: İsrail ile Hamas ateşkes planını onayladı
"Büyük gurur duyuyorum"
Öldürülen Serdar Öktem son yolculuğuna uğurlandı
MHP'den katılım olmaması dikkat çekti
'Çökertilen suç çetesi sayısı yüzde 27 arttı'
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
Erdoğan, Azerbaycan dönüşü soruları yanıtladı
'Trump'ın isteğiyle Hamas'ı biz ikna ettik'
Büyük tehdit Kilis'te anlatıldı
BTP tüm Türkiye'de seferberlik başlattı
Van Gölü'nde kuraklık alarmı
Suyun çekilmesi endişe veriyor
Türkiye bu hale nasıl geldi?
BTP'den iktidara kritik sorular
DEM'den Bahçeli'ye cevap
'Bir takım adımların atılması gerekiyor'
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. soruşturmasında gelişme
23 şüphelinin ifade işlemleri başladı
İsrail ateşkes dinlemiyor
Gazze bombardıman altında
'Tam olarak uygulanmasını bekliyoruz
Dışişlerinden Gazze ateşkesi açıklaması
İsrailli esirlerin teslim tarihi belli oldu
Trump'tan Türkiye'ye teşekkür
Kütahya Simav yine depremle sarsıldı
Büyüklüğü 4.9 olarak ölçüldü
Hamas: Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldı
"Türkiye, Katar, Mısır ve Trump'ın çabalarını takdirle karşılıyoruz"
Katar: İlk aşama konusunda anlaşmaya varıldı
Netanyahu: Tüm esirleri geri getireceğiz
Trımp: İsrail ile Hamas ateşkes planını onayladı
"Büyük gurur duyuyorum"
Öldürülen Serdar Öktem son yolculuğuna uğurlandı
MHP'den katılım olmaması dikkat çekti
'Çökertilen suç çetesi sayısı yüzde 27 arttı'
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
Erdoğan, Azerbaycan dönüşü soruları yanıtladı
'Trump'ın isteğiyle Hamas'ı biz ikna ettik'
Büyük tehdit Kilis'te anlatıldı
BTP tüm Türkiye'de seferberlik başlattı
Van Gölü'nde kuraklık alarmı
Suyun çekilmesi endişe veriyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.