Bu kocaman kazan dolusu aşureyi gelene-geçene, yetime-yoksula doyasıya ikram etseler Aşura günü işlenen Hz. Hüseyin cinayetini hafifletebilir mi, dünyalar dolusu acıyı azaltabilir mi?
Bu kocaman kazan dolusu aşureyi, mesela Muaviye, mesela oğlu Yezit, mesela onun çırağı Ömer b. Sa'd, mesela onun yamuğu Ziyad b. Ebihi tek başlarına ayrı dağıtsalar, sebep oldukları ıstırabı ve acıyı zerre kadar hafifletebilirler mi ve alınlarındaki kara lekeyi silebilirler mi?
İnsanlık tarihinde eşi-benzeri olmayan bu korkunç cinayete imza atan nasipsizler, Hz. Hüseyin ve evladını ve dahi yeğenlerini katleden bu caniler, dünya büyüklüğündeki kazan ile acaba kaç kazan aşure dağıtacaklar ki yüzlerindeki kara lekeyi, ellerindeki kan lekelerini silebilsinler?
Yevm-i matemde, matem gününde aşure dağıtma işini kim ya da kimler icad etmiş acaba?
Madem işin ucunu ta Nuh Nebi'ye kadar götürüyorlar, araştırmak lazım acaba Emevi saltanatına kadar tarih boyunca on Muharrem'de aşure pişirme ve dağıtma geleneği var mıydı?
İstisnasız bütün Müslümanların matem günü sayılan "On Muharrem" neden tatlı yeme, tatlı dağıtma günü ilan edilmiş?
Yezidî mantığın bir gereği olarak dikkatleri başka taraflara çekip işledikleri bu korkunç cinayeti Ümmet-i Muhammed'e unutturmaya yönelik bir kurnazlık ürünü olmasın?
Halk arasında yaygın olarak kullanılan şu sözün kaynağı mutlaka araştırılmalıdır; "Aşure günü aşure kaynamayan evde domuz başı kaynarmış."
Böylesine bir tehditten ötürü, elinde-avucunda olmayan yoksul ailelerin, borçlanarak, malzemelerini sağdan-soldan toplayarak aşure pişirip dağıttıklarına her birimiz şahit olduk ve de oluyoruz.
"On Muharremde" ne tatlısı, ne aşuresi, neyin dağıtması?
Muharrem'in onuncu günü Peygamberin evine velvele düştü, Peygamberin ve kızı Fâtıma ananın yüreğine kor ateş düştü, çünkü o gün Hz. Hüseyin'in başı vücudundan ayrı düştü, çünkü o gün küçük Rukayye çok sevdiği babasından ayrı düştü ve küçük Ali kundağında boğazından oklanarak şehit düştü.
Yezidî mantık hem katlediyor, hem yüreklere ateş salıyor, ocaklara incir ağacı dikiyor hem de yas tutulmasını engellemeye çalışıyor, cinayetini unutturmaya uğraşıyor.
Yeryüzü kocaman bir kazan olsa ve bu kazan dolusu aşure yapıp dağıtsanız, Hz. Hüseyin'e hüzünlenerek dökeceğiniz bir damla gözyaşının yerini tutar mı acaba?
Hemen her konuda ezber bozan Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu konularda da, özellikle bugünlerde yazdığı makaleleri pürdikkat takip etmenizi tavsiye ediyoruz.
Evet, On Muharrem aşure günü bütün Müslümanlar için matem günüdür, tatlı pişirme, tatlı dağıtma günü değildir.
Bu kocaman kazan dolusu aşureyi, mesela Muaviye, mesela oğlu Yezit, mesela onun çırağı Ömer b. Sa'd, mesela onun yamuğu Ziyad b. Ebihi tek başlarına ayrı dağıtsalar, sebep oldukları ıstırabı ve acıyı zerre kadar hafifletebilirler mi ve alınlarındaki kara lekeyi silebilirler mi?
İnsanlık tarihinde eşi-benzeri olmayan bu korkunç cinayete imza atan nasipsizler, Hz. Hüseyin ve evladını ve dahi yeğenlerini katleden bu caniler, dünya büyüklüğündeki kazan ile acaba kaç kazan aşure dağıtacaklar ki yüzlerindeki kara lekeyi, ellerindeki kan lekelerini silebilsinler?
Yevm-i matemde, matem gününde aşure dağıtma işini kim ya da kimler icad etmiş acaba?
Madem işin ucunu ta Nuh Nebi'ye kadar götürüyorlar, araştırmak lazım acaba Emevi saltanatına kadar tarih boyunca on Muharrem'de aşure pişirme ve dağıtma geleneği var mıydı?
İstisnasız bütün Müslümanların matem günü sayılan "On Muharrem" neden tatlı yeme, tatlı dağıtma günü ilan edilmiş?
Yezidî mantığın bir gereği olarak dikkatleri başka taraflara çekip işledikleri bu korkunç cinayeti Ümmet-i Muhammed'e unutturmaya yönelik bir kurnazlık ürünü olmasın?
Halk arasında yaygın olarak kullanılan şu sözün kaynağı mutlaka araştırılmalıdır; "Aşure günü aşure kaynamayan evde domuz başı kaynarmış."
Böylesine bir tehditten ötürü, elinde-avucunda olmayan yoksul ailelerin, borçlanarak, malzemelerini sağdan-soldan toplayarak aşure pişirip dağıttıklarına her birimiz şahit olduk ve de oluyoruz.
"On Muharremde" ne tatlısı, ne aşuresi, neyin dağıtması?
Muharrem'in onuncu günü Peygamberin evine velvele düştü, Peygamberin ve kızı Fâtıma ananın yüreğine kor ateş düştü, çünkü o gün Hz. Hüseyin'in başı vücudundan ayrı düştü, çünkü o gün küçük Rukayye çok sevdiği babasından ayrı düştü ve küçük Ali kundağında boğazından oklanarak şehit düştü.
Yezidî mantık hem katlediyor, hem yüreklere ateş salıyor, ocaklara incir ağacı dikiyor hem de yas tutulmasını engellemeye çalışıyor, cinayetini unutturmaya uğraşıyor.
Yeryüzü kocaman bir kazan olsa ve bu kazan dolusu aşure yapıp dağıtsanız, Hz. Hüseyin'e hüzünlenerek dökeceğiniz bir damla gözyaşının yerini tutar mı acaba?
Hemen her konuda ezber bozan Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu konularda da, özellikle bugünlerde yazdığı makaleleri pürdikkat takip etmenizi tavsiye ediyoruz.
Evet, On Muharrem aşure günü bütün Müslümanlar için matem günüdür, tatlı pişirme, tatlı dağıtma günü değildir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024