Sayın Haydar Baş'ın, 6 Aralık 2011 tarihli "Kerbela'yı anlamak ve anmak" başlıklı yazısını okuyunca böyle bir başlık doğdu içimden.Ya da şöyle diyelim, yazıyı bitirdikten sonra birisi deseydi ki okuduğun yazıyı bir cümle ile özetlemek istersen ne söylersin?Ben de: "Yezid'in baş misafirleri Hüseyin'e ağlıyormuş" şeklinde cevap verirdim.Sayın Baş'ın gayret ve himmetleri ile 22-23 Ekim 2011 tarihlerinde gerçekleşen "Ehl-i Beyt Sempozyumu'ndan" sonra bazı çevrelere ilham gelmiş olacak ki o programın taklitlerini yapmaya uğraştılar ama her defasında sırıttı.Hem Yezid'in çadırında baş misafir olarak ağırlanacaksınız, izzet ikram göreceksiniz hem de Şehid-i Kerbela Hz. Hüseyin'in şehadetinin sene-i devriyesinde ağlama numaraları yapacaksınız?Bu hal, komedi üstüne komediden başka bir şey olamaz.Yaşadığın çağın Yezid'leri ile berabersin, ele ele, kol kolasın, onların İslam coğrafyasındaki "Yezidî" projelerin rahat yürümesi için bastonluk, koltuk değenekliği yapıyorsun ve binlerce Hasan ve Hüseyin'in, on binlerce Fatma'nın Zeynep'in kanın heder olmasına destek veriyorsun, tutuyorsun, Muharrem'den Muharrem'e de ağlama numaraları yapıyorsun.Çırpındıkça batıyor olmanın görüntüsünden başka bir şey değildir senin bu vaziyetin.Hz. Hüseyin İslam adına sergilenen, zalimliklerin, zulümlerin, sapmaların, saptırmaların önüne geçmek için, bu cinayetleri işleyenleri ifşa ve ilan etmek için kıyam etmişken, canını ortaya koymuşken, sen ya bizzat bu fesatlıkların başındasın ya da başını çekenlerin yardımcılığını ve yardakçılığını yapıyorsun.Senin ağlama numaraların yandaşlarını belki kandırabilir ama basiretli müminleri asla?Sözünü ettiğim yazının son kısmı ile sizleri baş başa bırakıyorum:"Çünkü İmam Hüseyin (a.s.) İslam'dan sapmaları engellemek, ümmeti ayıktırmak için kanını feda etmiştir. Bugün matem törenleri düzenleyenler ise, İslam'dan sapmaların merkezi olmuşlardır. Müslümanın kanına kast edenlerle beraberdirler. Bunca icraatlarından sonra, bu çevrelerin pak İmam Hüseyin'i (a.s.) ve onun mübarek mücadelesini anmaya bizce artık hakları yoktur. Yapılacak olan önce tevbe istiğfar edip, bir daha haçlının safına asla dönmemek; Hak'tan yana olanlarla beraber tek kalıncaya kadar beraber olmaktır. Haçlıyı İslam topraklarına yer altı kaynaklarına ve yer üstü zenginliklerine sokmamaktır. Hem bunları yapıp haçlıya çanakçılık yapacaksın, hem de Kerbela'ya ağıt yakıp bu uğurda mücadele edenlerin yanında görünüp, karşısında yer alacaksın. Pes doğrusu! Allah ayıktırsın, bu derin gafletten ümmet-i Muhammed'i uyandırsın!" (Haydar Baş, Yeni Mesaj, 6 Aralık 2011)
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024