İslam tarihinde katliam, denince, vahşet, zulüm denince ilk akla gelen Yezit'tir. Evet o melun, İmam Hüseyin (a.s.) Efendimizi katletti, Medine'yi yağmalattı, Müslümanları katletti, ırzlarına geçti.
O melun, Mekke'yi günlerce muhasara altına aldı. Aynen büyük dedesi gibi Müslümanları aç bıraktı. Kâbe'yi yaktırdı, yıktırdı melun.
Büyük dedesi, dedesi ve babasının hayatlarına bakınca bu küfür, şirk, zulüm karakterinin babasından, atalarından geldiği açıkça görülecektir. O melunun babası melun Muaviye de tam bir zalim ve Müslüman katlettiricisiydi. Bu katliamlar tarihte kayıtlıdır.
Muaviye, Ehl-i Beyt sevenlerine yaşam hakkı vermedi.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın imam Hüseyin adlı eserinde kaynaklarından şöyle anlatılır;
"Muaviye döneminde ciddi katliamlar da yapılmıştır. Özellikle Hz. Ali (a.s.)'ı ve Ehl-i Beyt'i sevenlerin yoğun yaşadığı Medine'de ve civarında büyük ordular ile halk kılıçtan geçirilmiştir.
Muaviye, Busr b. Ertat yönetimindeki ordu dört bin Şamlı savaşçı ile Medine'den harekete geçti. Bu ordu Medine'de, Mekke'de, Taif'te, Tebale'de, Necran kabilesinde ve San'a'da Ben-i Hâşim soyunu ve Hz. Ali (a.s.) sevenlerini kılıçtan geçirdiler.
Kaynaklarda, öldürülen insanların 30 bini aştığı yazmaktadır. Bu seferler sırasında Ebu Hureyre de Ebu Busr'un ordusu ile hareket etmiştir.
Nitekim İmam Muhammed Bâkır (a.s.)'dan şöyle rivayet edilmektedir: "Tüm şehirlerdeki sevenlerimiz öldürüldü. Ehl-i Beyt taraftarı olabileceği zannıyla nice insanların elleri ve ayakları kesildi. Bizi sevmek, bizim yanımızda yer almakla suçlananlar ya zindanlara atıldılar, ya malları müsadere edildi, ya da evleri yıkıldı."
Muaviye döneminde İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerle ilgili şu minval üzere çeşitli genelgeler yayınlanmıştır: "Eğer bir kişi, bir kimsenin Ali ve ailesi taraftarı olduğuna tanıklık ederse, o kimsenin adını Beytülmal defterinden siliniz, hak ve ödeneklerini kesiniz."
İmam Ali (a.s.)'ı sevenlerin mahkemelerde tanıklıklarının kabul edilmeyeceğini de genelge ile ilan etmişti.
Muaviye, Kûfe'ye Ziyad b. Sümeyye'yi vali yaptı. Onun yardımcısı olan Semure b. Cundeb, sekiz bin kişiyi katletmiştir.
Muaviye, zaman içinde Kûfe'ye Muğire b. Şube'yi ve Basra'ya Abdullah b. Amir'i vali olarak atamıştır. Bu idarî zulüm onlar döneminde de devam etmiştir.
"Birkaç yıl geçmeden Kûfe halkı temsilcileri, Medine yollarına düşüp İmam Hasan (a.s.)'ın huzuruna varıp sıkıntılarını, şikâyetlerini dile getiriyor ve onun buyruklarını dinliyorlardı."
Bu dönemde İmam Hasan (a.s.), yönetimden şikâyet eden halkın İslamî hükümleri çiğnedikleri konusunda ikaz ediyordu.
Yapılan bu ikaz çalışmaları aslında, rayından çıkmış halifelik makamına karşı ileride kıyam edecek İmam Hüseyin (a.s.) için bir zemin hazırlamakta idi.
Muaviye döneminde bir süre ağabeyi İmam Hasan (a.s.)'ın yanında geri planda yer alan İmam Hüseyin (a.s.) İmam Hasan (a.s.)'ın şehadeti sonrasında Muaviye'ye karşı mücadele vermiştir.
Hak ile bâtılın mücadelesi bu dönemde Muaviye'ye yanlışlarını anlatan ikaz mektupları ile başlamış ama Muaviye'nin Yezid'i, yerine veliaht tayin etme çabalarında sesli bir başkaldırıya dönmüştür. Halkın ikazı için topluluklara hutbelerle seslenmiştir.
Muaviye'nin kendisinden sonra oğlu Yezid'in veliahtlığı için Müslümanlardan biat aldığı müddet zarfında İmam Hüseyin ona karşı tavizsiz ve sert bir muhalefet sergiledi ve Yezid'e asla biat etmedi. Hatta Muaviye'ye bu konuda çok sert konuştu ve onu sert dille eleştiren açık mektuplar gönderdi.
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019