Son günlerde “vesile”, “evliya” ve “keramet” gibi konuları inkâr eden, “kul ile Allah arasına kimse giremez” diyen bir ilahiyatçı profesör ekranlarda peydahlandı. Zaman zaman gündeme gelen bu inkâr konusu yeni değil, yıllardır devam eden bir senaryonun parçalarıdır.
Konuyu ilahiyatı ilgilendiren ilmi uzmanlık gerektiren yönden Pazartesi günü yayınlanan makalesinde Prof. Dr. Haydar Baş müdellel bir şekilde ele aldı. Bundan dolayı ben konunun ilahiyat kısmına girmeyeceğim.
Ben bugünkü yazımda şu sorunun cevabını arayacağım:
Ayet ve hadislerle varlığı sabit olan vesile, şefaat ve evliya konusunu bazı odaklar neden ısrarla tartışmaya açmaktadır?
Bugün Allah ile kul arasına kimse giremez diyerek insanların İslam’ı anlaması ve yaşamasına, insanların Hz. Peygamberi anlamasına yardım eden Hakk (cc) dostlarını insanlardan uzaklaştırırsanız o zaman ne olur biliyor musunuz?
O zaman ABD’nin, İsrail’in ve dolayısıyla da Deccal’in istediği, kolayca yönetilen, kandırılan, imanı çalınan ve doğruyu yanlıştan ayırt edecek ölçüleri olmayan adı Müslüman ama özü gâvur insan tipini oluşturmuş olursunuz.
Oysa Hakk dostları, insanların istikamet üzere kalmalarına yardım eden toplumu ayakta tutan unsurlardır.
Hz. Mevlana bir sözünde “dost odur ki Hakk’a götüre” demiştir.
Demek ki bazı dostlar Hakk’a götürürken bazı sözde dostlar ise insanı şerre götürürler.
Şimdi siz Hakk’a götüren dostlarla insanların arasını açarsanız insanlar başıboş kalır. Bugün istenen de budur.
Hangi akademik unvanın sahibi olurlarla olsunlar vesileyi, şefaati, “keramet” gibi konuları inkâr eden, “kul ile Allah arasına kimse giremez” diyenlerin hizmet ettikleri yer, ahir zaman fitnelerinin en büyük odağıdır, yani Deccal’dir.
Bunların çarpık kafasına göre Mevlana kul ile Allah arasına girmiştir.
Hz. Mevlana dönemindeki insanlara ne zarar verdi?
Bu insanları alıp Hakk’a taşımadı mı?
Bu insanların sevgiyi, muhabbeti ve feyzi yaşamalarına vesile olmadı mı?
Ehl-i Beyt sevgisini aşılamadı mı?
Sen Hz. Mevlana’yı aradan çektiğinde ne olacak bu insanların hali?
Bu insanlar imanlarından da olacaklar, Kuran’larında da olacaklar, dünyalarını kaybettikleri gibi ahiretlerini de kaybedecekler.
Demek ki sen profesör olmuşsun ama hala adam olamamışsın. Bu insanlarını imanlarından mı etmek istiyorsun?
Şeytanın misyonunu mu yerine getiriyorsun?
Sen nereye, kime hizmet ediyorsun?
Kimin için çalışıyorsun?
Bu aklını peynir ekmekle yemiş, gönlünü teslise kaptırmış, vesile inkârcısı profesörü ekranlara çıkarıp kimin adamısın diye sormak lazım. O yüzden bugün milletçe, yolunu kaybetmiş, kendini bilmez, istikametini kaybetmiş adamlara kanmamak lazım.
Ahir zamanda yaşanan fitnelere kapılmayıp, istikametini koruyabilmek de ancak vesileye sarılmakla, günümüzün Mevlanalarıyla bir ve beraber olmakla mümkündür.
Konuyu ilahiyatı ilgilendiren ilmi uzmanlık gerektiren yönden Pazartesi günü yayınlanan makalesinde Prof. Dr. Haydar Baş müdellel bir şekilde ele aldı. Bundan dolayı ben konunun ilahiyat kısmına girmeyeceğim.
Ben bugünkü yazımda şu sorunun cevabını arayacağım:
Ayet ve hadislerle varlığı sabit olan vesile, şefaat ve evliya konusunu bazı odaklar neden ısrarla tartışmaya açmaktadır?
Bugün Allah ile kul arasına kimse giremez diyerek insanların İslam’ı anlaması ve yaşamasına, insanların Hz. Peygamberi anlamasına yardım eden Hakk (cc) dostlarını insanlardan uzaklaştırırsanız o zaman ne olur biliyor musunuz?
O zaman ABD’nin, İsrail’in ve dolayısıyla da Deccal’in istediği, kolayca yönetilen, kandırılan, imanı çalınan ve doğruyu yanlıştan ayırt edecek ölçüleri olmayan adı Müslüman ama özü gâvur insan tipini oluşturmuş olursunuz.
Oysa Hakk dostları, insanların istikamet üzere kalmalarına yardım eden toplumu ayakta tutan unsurlardır.
Hz. Mevlana bir sözünde “dost odur ki Hakk’a götüre” demiştir.
Demek ki bazı dostlar Hakk’a götürürken bazı sözde dostlar ise insanı şerre götürürler.
Şimdi siz Hakk’a götüren dostlarla insanların arasını açarsanız insanlar başıboş kalır. Bugün istenen de budur.
Hangi akademik unvanın sahibi olurlarla olsunlar vesileyi, şefaati, “keramet” gibi konuları inkâr eden, “kul ile Allah arasına kimse giremez” diyenlerin hizmet ettikleri yer, ahir zaman fitnelerinin en büyük odağıdır, yani Deccal’dir.
Bunların çarpık kafasına göre Mevlana kul ile Allah arasına girmiştir.
Hz. Mevlana dönemindeki insanlara ne zarar verdi?
Bu insanları alıp Hakk’a taşımadı mı?
Bu insanların sevgiyi, muhabbeti ve feyzi yaşamalarına vesile olmadı mı?
Ehl-i Beyt sevgisini aşılamadı mı?
Sen Hz. Mevlana’yı aradan çektiğinde ne olacak bu insanların hali?
Bu insanlar imanlarından da olacaklar, Kuran’larında da olacaklar, dünyalarını kaybettikleri gibi ahiretlerini de kaybedecekler.
Demek ki sen profesör olmuşsun ama hala adam olamamışsın. Bu insanlarını imanlarından mı etmek istiyorsun?
Şeytanın misyonunu mu yerine getiriyorsun?
Sen nereye, kime hizmet ediyorsun?
Kimin için çalışıyorsun?
Bu aklını peynir ekmekle yemiş, gönlünü teslise kaptırmış, vesile inkârcısı profesörü ekranlara çıkarıp kimin adamısın diye sormak lazım. O yüzden bugün milletçe, yolunu kaybetmiş, kendini bilmez, istikametini kaybetmiş adamlara kanmamak lazım.
Ahir zamanda yaşanan fitnelere kapılmayıp, istikametini koruyabilmek de ancak vesileye sarılmakla, günümüzün Mevlanalarıyla bir ve beraber olmakla mümkündür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024