AKP, iktidar olduklarında 3Y ile mücadele edeceklerini, 3Y'yi de özetle; yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar olarak açıklamıştı.
20 yıl geçti, gelinen bu noktada Türk halkı iliklerine kadar yoksulluğu hisseder oldu.
Halk, yüksek kur, ucuz iş gücü gibi uyduruk bir ekonomi modeli ile günden güne fakirleşen, umudunu yitiren bir millet haline geldi.
Halkımız, başta işsizler, asgari ücretle çalışanlar ve emekliler olmak üzere bırakın sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı, yalnızca barınma ve geçim derdine düştüler.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun mayıs ayı raporuna göre Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı asgari ücreti geçerek 6 bin 17 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 19 bin 602 TL'ye çıktı.
Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, Türkiye'de 25,5 milyon kişinin açlık sınırının, 51 milyon vatandaşın da yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini bildirdi. THD'nin yaptığı araştırma sonuçlarına göre, ülke nüfusunun yüzde 90'ına karşılık gelen 76,5 milyondan fazla tüketici aç ve yoksul olarak yaşamını sürdürüyor dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Devlet Yardım Verileri Raporuna göre, devlet yardımı alan yoksul hanelerde yaşayanların sayısı 11 milyon 370 bin kişi olarak hesaplandı.
Bu sayı devletin ulaşabildiği… Devlete derdini anlatamayan, işi ters gitmiş, dilenmez dilencilerin sayısı ise az değil.
Yolsuzluk noktasında ise, eskiden tek tük kamuda yolsuzluk yapanlara rastlanırdı, hatta bizim gençliğimizde, mutemetlikten banka veya maliye veznesinden zimmetine para geçirenler, cezalarını çektikten sonra bile utançlarından memlekette oturamaz, başka illere taşınırlardı.
Şimdi ise, yolsuzluk alenileşti, sıradanlaştı, bal tutanın parmağını yalamaması kınanır oldu, "kim gelse aynı şeyi yapar" diye savunulur oldu.
Yolsuzlukla mücadele etmek isteyenler ise bertaraf edildi, Kısaca kamuda her kesim kendi durumuna, konumuna, gücüne göre kendisiyle birlikte etrafını da zengin etti.
Bunlara dur demesi gereken yargı ise, arkasında devletin gücünü hissetmediği, gibi, iktidarın bu noktada baskısını da kaldıramamıştır.
Sözde biz Müslüman bir ülkeyiz, bizde beytülmal mukaddestir; rüşvet, adam kayırma, ihaleye fesat karıştırma dinimizde de haramdır.
Bu konuda dünya ülkelerine örnek olacağımıza, bakın nasıl kötü örnek olmuşuz:
Yolsuzluk endeksinde 38 OECD ülkesi arasında 37. sırada yer alan Türkiye, G20 ülkeleri arasında ise sondan üçüncü sırada yer almaktadır.
AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında ise Türkiye, Bulgaristan'ın ardından son sırada yer alıyor.
Yasaklara gelince, son zamanlarda basın gücünü elinde tutan iktidar, sosyal medyayı da kontrolü altına almak istiyor.
Yeni çıkarılacak sosyal medya yasası ile her türlü yoruma açık suçlamalara verilecek hapis cezaları, Demokles'in kılıcı gibi devamlı muhalefetin ensesinde olacaktır.
- Ömür sermayesi bitmeden / 11.01.2024
- Şafakta Savaşanlar -2- / 08.12.2023
- Şafakta Savaşanlar -1- / 07.12.2023
- Şimdi ekim zamanı / 25.10.2023
- Onlar hakikate inanmazlar / 19.07.2023
- Kurban kesmek / 26.06.2023
- Kilis’teki demografik yapının değişmesi / 05.04.2023
- Çanakkale kahramanı Atatürk / 20.03.2023
- Doğal afetlerde askerin önemi / 23.02.2023