Yöneticiler övgüye aldanmamalı, kibirlenmemelidir
Bu uyarıları dikkate alarak, duygularının güzel göstermeye çalıştığı şeylere aldanmamalısın ve yapılan övgüye şüphe ile bakmalısın.
Yüzüne karşı methedilmeye izin vermemelisin. Zira bu tip hareketler şeytanın kolladığı fırsatlara yol açar ve iyilikleri yok eder. Oysa övgü, bağış sahibinin yaptığı bağışın karşılığını vermek için yapılır.
Yönettiğin insanlara iyilik yapınca onları töhmet altında bırakmamalı, iyiliğini başlarına kakmamalısın. Yaptığını çok görmekten de çekinmelisin. Vermeyi kararlaştırdığın şeylerden vazgeçmemeli, vaadini yerine getirmelisin. Zira başa kakmak, ihsanı iptal eder, hakkın nurunu ortadan kaldırır. Mübalağa ise gerçeği söndürür.
Allah buyurur ki; "Ey inananlar! İnsanlara gösteriş için malını verip Allah'a ve ahiret gününe inanmayan adam gibi başa kakmak ve eziyet etmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın." (Bakara 264) Şunu da bilmen gerekir ki, verilen sözden dönmek, yapamayacağın şeyi söylemek Allah'ın gazabına sebep olur.
Bu konuda Allah şöyle buyurur; "Ey insanlar, niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz. Yapmayacağınız şeyleri söylemek Allah katında en sevilmeyen şeydir." (Saf 2-3)
Bir Hadisi Şerifte Hz. Peygamber (sav); "İnsanlara hayrı öğretip de kendileri yapmayanlar, kendisi yanıp, başkalarını aydınlatan kandile benzer" buyurmaktadır.
Ey Malik! Yapman gereken işlere vaktinden önce başlamamalı ve zamanı gelince de gevşeklik gösterip, fırsatı kaçırmamalısın.
Önü, arkası belli olmayan işlerde ısrarlı olmaman ve yanıltıcı sözler söylememen gerekir. Açıklık ve kesinlik kazanan işlerde de geç kalmamalı, acizlik göstermemelisin. Her işi yerli yerinde yapman, herkesi layık olduğu yerde değerlendirmen gerekir.
Herkesin üzerinde ittifak ettiği noktalarda kendini öne çıkarmamalısın. Zira sen, başkalarına model olacaksın. Bu bakımdan çoğunluğun birleştiği noktalarda gaflete düşmemelisin.
Yönetimin altındaki insanların hatalarını görmezlikten gelirsen, başkasının yerine sen ceza görürsün. Kısa bir süre sonra işlerin üzerindeki perdeler açılır ve mazlumun hakkı senden alınır.
Öfkene, gazabına, eline ve diline hakim olmalı, hiç kimsenin hatırını kırmamalısın. Bütün bu sayılanlardan masum kalabilmek için olaylardan uzak durman, şiddetini ertelemen gerekir. Böylece öfken azalır ve duygularına hakim olursun.
Arzularını öne çıkararak, yukarıda belirtilen kötü işlere itibar etmemelisin. Zira Allah'a döneceğin günden endişe duymadığın müddetçe, iç huzurunu ve kendine hakim olma imkanını hiçbir zaman bulamazsın.
Şimdi adaletli hükümetten, faziletli sünnetten, Hz. Peygamberden (sav) ve Kuran-ı Kerim'de zikredilen hükümlerden olarak selef-i eşrafın ortaya koyduğu birikimi düşünüp, hatırlamak sana vacip olmuştur.
Bu gibi meselelerde bizden gördüğün güzel hasletlere uygun hareket etmen gerekir. Eğer nefsin arzularına tabi olursan ceza kaçınılmaz olur. Bu emirnamemde bildirdiğim hükümlere uygun hareket etme yolunda kendini zorlaman gerekir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali eseri sh:761-62-63) H: Akın Aydın