Başlık olarak koyduğum ifade, G-8 zirvesinde ABD Başkanı Bush'un, Başbakan T. Erdoğan'ın sırtını sıvazlarken kullandığı hitap... Her ne kadar zirvede Irak'lı Yaver'e uygun görülen "protokol"ün aynısı uygulanarak Erdoğan'ın ayaklarının altından "kırmızı halı" çekip alındı ise de; davetliler açık havada volta atmaya başlarken sağ eliyle kolundan tuttuğu Erdoğan'ın sırtının tozunu alırcasına sol eliyle birkaç kere vuran Başkan Bush, "Büyük adamsın, vesselam!" dedi.
Dünyayı kasıp kavuran, işgalci conilerini soktuğu yerde can, mal, namus, din, iman emniyeti bırakmayan "demokrasi ihracatçısı" Bush, Erdoğan'a "Büyük adamsın, vesselam!" diyordu.
Bazıları, ya hu kardeşim, işgal ettiği Irak'ta Müslümanlara yapmadık işkence, masum kadınların ırzlarına musallat olma dahil uygulatmadık vahşet bırakmayan Başkan Bush, Erdoğan'ın hangi yönünü sevmiş ki, kendisine "Büyük adamsın, vesselam!" gibi içten hitabı tercih etti, diye sorgulayarak hinlik düşünebilirler.
Irak aynasında görünen böylesi işgalci bir Bush'tan "Büyük adamsın, vesselam!" şeklinde "aferin" almak, müspet bir puan sayılamaz, diyenler çıkabilir.
Ancak Erdoğan'ın iki yılı dolduran tek başına iktidarında yaptıkları göz önüne alındığında, sadece Bush'tan değil, kendisine "cesaret ödülü" takdim eden Musevi örgütleri dahil tüm Yahudi örgütlerinden, Hıristiyan lobilerinden, Papalık Konseyi ve onun yerli hizmetkarlarından, azınlık gruplardan, Patrik Bartholomeus'tan, DEP'lilerden ve hatta artık içeride gün sayan Apo'dan "Büyük adamsın, vesselam!" sitayişlerini almayı ve duymayı hak ettiğini görmemek haksızlık olur.
Yiğidi öldür ama hakkını yeme derler, büyükler.
Erdoğan bu saydığım grup ve zevatın tamamından "Büyük adamsın, vesselam!" karşılığını almaya fazlasıyla hak kazanmıştır.
Şöyle bir düşünün hafızanızı tazeleyin, bakalım; Erdoğan'dan sadır olan beyanat ve icraatlar, Bush ve ananesinin "Büyük adamsın, vesselam!" cümlesin az bile olduğunu göstermiyor mu?
Erdoğan'dan başka kim, "İslam Ortak Pazarı diye bir şey olamaz, bu güne kadar bizi tip hayallerle avuttular" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, "Faiz ekonominin bir gerçeğidir, faizsiz bir ekonomi olmaz, artık kendimizi kandırmayalım" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka ki, "Cami yerine hastane yapın" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi zerre kadar taviz vermediği Ruhban Okulu'nun açılması meselesinde Lozan Anlaşmasını bile delik deşik ederek "Papaz okulunu ben açıyorum" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Yine Atatürk'ün dahi zerre kadar taviz vermediği ve hatta mübadele yöntemi uygularak gayr-ı Müslim azınlıkların ülkemizdeki ağırlığını dışarıya aktararak en uygun vaziyete soktuğu ve ihtiyaç haricinde bir tek yeni kilise açmalarına imkan tanımadığı ortada iken, Erdoğan'dan başka kim, her apartmanın altına kilise evler ve tek bir Hristiyan azınlık vatandaşımızın bulunmadığı Müslüman mahallelerinde kiliseler açılmasına imkan sağladı; hiçbir Müslüman bunu yapabilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, Türkiye'nin karadan ve havadan imkanlarını tezkereli-tezkeresiz Amerika'ya sunarak ve kendi askerimizin başına çuval geçirilmesini dahi görmezlikten gelerek kapı komşusu Irak'ın can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini işgalcilerin vahşetine terk edebildi; hiçbir Müslüman bunu yapabilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, adeta Bush'un ağzıyla, KKTC'yi peşkeş çekmemek için direnen Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a "Artık KKTC'nin önünden çekilin" ve Filistin'de İsrail'in abluka ve vahşeti altındaki Arafat'a da "80'ine merdiven dayadın, Filistin'de barışın önüne set olma" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
Bırakın Müslüman olmasını, Budist, Hinduist, Yahudi, Hıristiyan veya gizli Hıristiyan fark etmez, bugüne kadar Türk-İslam coğrafyasında "kendisini büyük umutlarla şaha kaldıran Müslüman tabana hak ve hürriyet namına yeni bir zırnık koklatmadan" Bush'u, Yahudileri, Hristiyanları, azınlıkları, Dep'liler, Apo'yu, Vatikanı ve tabii onların içeride taşeronluğunu yapan diyalogcu gizli ve açık yerli-yabancı papazları memnun eden bu kadar cüretlik işleri, Erdoğan'dan başka "hangi insan" icraata ve beyanata sığdırabildi?!
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Böylesi bir Bush'tan veya onun avanesi böylesi bütün bir dünyadan aferin almak, onlardan "Büyük adamsın, vesselam!" cümlesini duymak yerine; dağ başında elinde son kalan ineğini sağmak üzere takatsız elleriyle hayvanın memelerine asılmaktan başka bir şey bilmeyen lakin yüreği saf iman ve İslam'la dolu, başını Hakk'a kaldırdığında gök kapılarının açılışına şahit ve direklerini zorlayan taze tezek kokulu bir Anadolu anasından dua kırıntısı almayı tercih edenler de vardır şüphesiz... Türk dünyası ve İslam coğrafyasının kurtuluşu, Bush'un "aferin"leriyle avunan ve ona razı olan değil; işte bu saf Anadolu imanı ve duasına razı olan, kuvvetini bu iman ve duadan devşiren insanların sayısının çoğalmasına bağlıdır. Bu "mukaddes toprağın insanı" olanların çoğalmasına... Ekonomik kurtuluş, teknolojik sıçrayış, insani ve kültürel gelişim, hak ve hürriyet, can-mal-namus ve din emniyeti, kısaca medeniyet ve insanlık, işte bu iman ve duada saklı.
Gerisi modern kölelik, tasmalı hürriyet ve Irak'ta görüldüğü üzere vahşi ihtiraslara taşeron veya kurban olmaktır. Büyük adam olsan ne olur?!
Dünyayı kasıp kavuran, işgalci conilerini soktuğu yerde can, mal, namus, din, iman emniyeti bırakmayan "demokrasi ihracatçısı" Bush, Erdoğan'a "Büyük adamsın, vesselam!" diyordu.
Bazıları, ya hu kardeşim, işgal ettiği Irak'ta Müslümanlara yapmadık işkence, masum kadınların ırzlarına musallat olma dahil uygulatmadık vahşet bırakmayan Başkan Bush, Erdoğan'ın hangi yönünü sevmiş ki, kendisine "Büyük adamsın, vesselam!" gibi içten hitabı tercih etti, diye sorgulayarak hinlik düşünebilirler.
Irak aynasında görünen böylesi işgalci bir Bush'tan "Büyük adamsın, vesselam!" şeklinde "aferin" almak, müspet bir puan sayılamaz, diyenler çıkabilir.
Ancak Erdoğan'ın iki yılı dolduran tek başına iktidarında yaptıkları göz önüne alındığında, sadece Bush'tan değil, kendisine "cesaret ödülü" takdim eden Musevi örgütleri dahil tüm Yahudi örgütlerinden, Hıristiyan lobilerinden, Papalık Konseyi ve onun yerli hizmetkarlarından, azınlık gruplardan, Patrik Bartholomeus'tan, DEP'lilerden ve hatta artık içeride gün sayan Apo'dan "Büyük adamsın, vesselam!" sitayişlerini almayı ve duymayı hak ettiğini görmemek haksızlık olur.
Yiğidi öldür ama hakkını yeme derler, büyükler.
Erdoğan bu saydığım grup ve zevatın tamamından "Büyük adamsın, vesselam!" karşılığını almaya fazlasıyla hak kazanmıştır.
Şöyle bir düşünün hafızanızı tazeleyin, bakalım; Erdoğan'dan sadır olan beyanat ve icraatlar, Bush ve ananesinin "Büyük adamsın, vesselam!" cümlesin az bile olduğunu göstermiyor mu?
Erdoğan'dan başka kim, "İslam Ortak Pazarı diye bir şey olamaz, bu güne kadar bizi tip hayallerle avuttular" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, "Faiz ekonominin bir gerçeğidir, faizsiz bir ekonomi olmaz, artık kendimizi kandırmayalım" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka ki, "Cami yerine hastane yapın" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, Mustafa Kemal Atatürk'ün dahi zerre kadar taviz vermediği Ruhban Okulu'nun açılması meselesinde Lozan Anlaşmasını bile delik deşik ederek "Papaz okulunu ben açıyorum" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Yine Atatürk'ün dahi zerre kadar taviz vermediği ve hatta mübadele yöntemi uygularak gayr-ı Müslim azınlıkların ülkemizdeki ağırlığını dışarıya aktararak en uygun vaziyete soktuğu ve ihtiyaç haricinde bir tek yeni kilise açmalarına imkan tanımadığı ortada iken, Erdoğan'dan başka kim, her apartmanın altına kilise evler ve tek bir Hristiyan azınlık vatandaşımızın bulunmadığı Müslüman mahallelerinde kiliseler açılmasına imkan sağladı; hiçbir Müslüman bunu yapabilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, Türkiye'nin karadan ve havadan imkanlarını tezkereli-tezkeresiz Amerika'ya sunarak ve kendi askerimizin başına çuval geçirilmesini dahi görmezlikten gelerek kapı komşusu Irak'ın can, mal, namus, din ve vicdan emniyetini işgalcilerin vahşetine terk edebildi; hiçbir Müslüman bunu yapabilir mi?
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Erdoğan'dan başka kim, adeta Bush'un ağzıyla, KKTC'yi peşkeş çekmemek için direnen Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a "Artık KKTC'nin önünden çekilin" ve Filistin'de İsrail'in abluka ve vahşeti altındaki Arafat'a da "80'ine merdiven dayadın, Filistin'de barışın önüne set olma" diyebildi; hiçbir Müslüman diyebilir mi?
Bırakın Müslüman olmasını, Budist, Hinduist, Yahudi, Hıristiyan veya gizli Hıristiyan fark etmez, bugüne kadar Türk-İslam coğrafyasında "kendisini büyük umutlarla şaha kaldıran Müslüman tabana hak ve hürriyet namına yeni bir zırnık koklatmadan" Bush'u, Yahudileri, Hristiyanları, azınlıkları, Dep'liler, Apo'yu, Vatikanı ve tabii onların içeride taşeronluğunu yapan diyalogcu gizli ve açık yerli-yabancı papazları memnun eden bu kadar cüretlik işleri, Erdoğan'dan başka "hangi insan" icraata ve beyanata sığdırabildi?!
O halde Bush niye Erdoğan'a, "Büyük adamsın, vesselam!" demesin...
Böylesi bir Bush'tan veya onun avanesi böylesi bütün bir dünyadan aferin almak, onlardan "Büyük adamsın, vesselam!" cümlesini duymak yerine; dağ başında elinde son kalan ineğini sağmak üzere takatsız elleriyle hayvanın memelerine asılmaktan başka bir şey bilmeyen lakin yüreği saf iman ve İslam'la dolu, başını Hakk'a kaldırdığında gök kapılarının açılışına şahit ve direklerini zorlayan taze tezek kokulu bir Anadolu anasından dua kırıntısı almayı tercih edenler de vardır şüphesiz... Türk dünyası ve İslam coğrafyasının kurtuluşu, Bush'un "aferin"leriyle avunan ve ona razı olan değil; işte bu saf Anadolu imanı ve duasına razı olan, kuvvetini bu iman ve duadan devşiren insanların sayısının çoğalmasına bağlıdır. Bu "mukaddes toprağın insanı" olanların çoğalmasına... Ekonomik kurtuluş, teknolojik sıçrayış, insani ve kültürel gelişim, hak ve hürriyet, can-mal-namus ve din emniyeti, kısaca medeniyet ve insanlık, işte bu iman ve duada saklı.
Gerisi modern kölelik, tasmalı hürriyet ve Irak'ta görüldüğü üzere vahşi ihtiraslara taşeron veya kurban olmaktır. Büyük adam olsan ne olur?!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019