AKP iktidarı ve onun Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Haziran 2011 günü yapılacak genel seçimleri "Ucube" haline getirdiğini geçen yazımda belirtmiştim.Bilindiği gibi, YSK 12 bağımsız adayın adaylıklarını reddetmişti. Yazılı ve görsel basın bunu "Veto" diye duyurdu ve bunun üzerine de Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illerimizde olaylar çıktı.Aslına bakarsanız, olayların çıkması beklenmedik bir şey değil. Çünkü bu adaylar, adli sicil kayıtları nedeniyle aday olamayacaklarını bile bile aday olmuşlardır. "Önce bir olay çıkaralım, sonra düzeltiriz nasıl olsa" demişlerdir.Bu arada, özellikle görsel basındaki bir çok kanalda bazıları(!) çıkıp sözüm ona doğruları söylemeye gayret ettiler. Yasayı bir yana bıraktılar, ülke bu olaylarla nasıl hızlı bölünür de amacımıza ulaşırız hesabını yapmaya başladılar. Bu adamlar ki, birçoğunun adının önünde, her nasılsa "akademik unvan" da var?Önce "YSK siyasi karar verdi" dediler? Karar, itirazlar üzerine yeniden, yeni koşullara göre ele alındı, bu kez utanmadan "YSK çark etti" dediler?Yok, ne çark ettiği var ne de kararından döndüğü?Sadece AKP'nin ortaya koyduğu "Ucubeliği" düzeltmeye çalıştılar belki?Çünkü?AKP iktidarı, iktidara geldiği günden bu yana birçok yasa çıkardı. Bu yasaların büyük bir çoğunluğu da Anayasa Mahkemesinden geri döndü. Dönmeyeler ise işte bugün yaşadığımız sorunları ortaya çıkardı. Çünkü AKP'nin kafasının ardındakileri yapabilmesi için yasal dayanağa ihtiyacı vardı. Bu düşünce ile çalakalem çıkarttıkları yasalar arasında uyum olmayınca da, bir tarafta "seçilmeye engel hal" olmazken, diğer taraftan "seçilmeye engel hal" devam eder oldu.Yeni(!) çıkarılan Türk Ceza Kanununa göre "seçilme engeli" kalktığı, ancak aceleden unutularak anayasada değişiklik yapılmadığı için "seçilme engeli" devam etti?İşte YSK, yasalar arasındaki uyumsuzluğu tespit ederek, "Kişi hak ve özgürlüklerini" öne çıkarıp, adayların "kasten" önceden düzelttirmedikleri hukuki durumlarını, olayların çıkmasından, daha doğrusu çıkmasını sağladıktan sonra mahkemelerce verilen "Hak iadesi" kararına dayanarak adaylıklarını kabul etti?Benim, YSK'nın bu konuda yaptığı açıklamadan -duyurudan- anlayabildiğim budur ve doğrudur.Başbakan, DP Genel Başkanı Namık Kemal ZEYBEK'in dediği gibi, hem okumuyor, hem de bilmiyor. İşin garip tarafı, bilmediğini de bilmiyor.Ve onun için diyor ki: "YSK kararının ardından yaşananları gördünüz, CHP'si, MHP'si BDP'si, yandaş medyası çıkıp koro halinde AK Partiyi suçladılar. Çünkü bunlar, yürütmenin yargıya müdahalesine alışmışlar. Kendi dönemlerinden alışkanlık haline getirmişler. Her kararın arkasında siyasi irade arıyorlar. Benim de milletvekilliği yolunda önümü kestiler seçime giremez dediler o zaman da medya da başlık attı Erdoğan muhtar bile olamaz dediler" diye konuştu.Birincisi, evet muhtar bile olamazdınız, yatıp kalkıp CHP'nin bu konuda destek verdiği anayasa değişikliğine dua etmeniz gerekir. Eğer o değişiklik yapılmamış olsaydı, memleketin şimdi sizin gibi başbakanı olmayacaktı. Bu vebal zaten CHP'nin üzerindedir.Gelelim "?AK Partiyi suçladılar?" sözüne?Peki, Sayın Başbakan, böyle birbirinden irtibatsız, birbiriyle çelişkili yasalardan dolayı bir başka ülkenin parlamentosunu mu, o ülkedeki iktidarı mı suçlamamız gerekiyor?Aslında sizi suçlamamak gerekir elbette?Hatta üniversite sınavları, kamu personeli sınavları hakkında ortaya çıkan "Ucubelikten" dolayı bile sizi suçlamamak gerekir.Çünkü başbakan oldunuz ama başbakan otluğuna bir türlü oturamadınız, hala İstanbul Belediye Başkanı gibi davranıyorsunuz?Sanıyorsunuz ki "Ol" deyince her şey olur, padişah misali?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Pekbay / diğer yazıları
- Devlete kafa tutmak mı' Haddinize değil, haddinizi aşmayın? / 19.06.2011
- Antenleri açık tutun gari... / 16.06.2011
- Özür dileme borcumu yerine getirmeliyim? / 15.06.2011
- YSK elinizin eti mi? / 12.06.2011
- Delikanlı mısın, değil misin? / 08.06.2011
- Van minut Sayın Başbakan, van minut? / 25.05.2011
- "Erkeksen çık karşıma'" / 23.05.2011
- Dokunulmazlığın olmasaydı... / 19.05.2011
- Gerçeği öğrenmeye kimsenin niyeti yok ki? / 18.05.2011
- Beylik laflarla duygu sömürüsü... / 07.05.2011
- Antenleri açık tutun gari... / 16.06.2011
- Özür dileme borcumu yerine getirmeliyim? / 15.06.2011
- YSK elinizin eti mi? / 12.06.2011
- Delikanlı mısın, değil misin? / 08.06.2011
- Van minut Sayın Başbakan, van minut? / 25.05.2011
- "Erkeksen çık karşıma'" / 23.05.2011
- Dokunulmazlığın olmasaydı... / 19.05.2011
- Gerçeği öğrenmeye kimsenin niyeti yok ki? / 18.05.2011
- Beylik laflarla duygu sömürüsü... / 07.05.2011