Abdullah A?AR
11 Eylül saldırısı Amerika için çok önemliydi.
Bu dünya için de önemli olmak zorunda kaldı.
Çünkü ABD'nin arkasındaki güç bunun böyle olmasını istedi.
Ve saldırıyı kimin yaptığı, neden yaptığı ve nasıl yaptığı sorularının cevabı, dünya kamuoyu için "malum" olamadan, Afganistan'da bir fatura kesildi. Faturayı ödeyenlerin de, Taliban, El Kaide ve Usame Bin Ladin olduğu söylendi.
Bedel ödeyenler için kendinizi "Böyle söyleniyor" demek zorunda hissediyorsunuz. Oysa asıl bedeli ödeyecek olanlar, savaşın masumlarıyla, bu savaştan zaman içinde etkilenecek olanlardır. Zira biz bu savaşın "Örtülü" bir savaş olduğu, acizane malumunuz...
Nedenimiz ise çok basit...
Eğer diyoruz; ABD'deki terör saldırısını gerçekleştirenler, Afganistan'da ABD'ye boyun eğerlerse, bu taşlar, yerine oturan taşlardan değil...
Çünkü 11 Eylül saldırısına iktidarı yeten güç, şayet Afganistan orijinli olsa idi, o güç ABD'yi Afganistan'a sokmazdı.
İktidarı 11 Eylül saldırısındaki kombinasyona yeten bu güç, dileseydi Afganistan'ın tepesinden hasılat toplayan Amerikan uçaklarını, sinek fısfısından kaçan, sivrisineklere çeviriverirdi.
Dedik ya... her haliyle örtülü bir savaş...
Şimdi örtülülüğün sadece kimlerin, neden ve nasıl yaptığıyla kalmadığını da söylemek istiyoruz.
Bu örtülülük karşı atağın neden ve nasıllarını da kapsıyor.
Bir de kimlerin zarar gördüğünü ve göreceğini...
Afganistan'da bir bedel ödetildiği doğru...
Ama bu bedelin kim tarafından ve nasıl ödendiği belli değil...
Eğer bedeli Taliban, El Kaide ve Ladin üçlüsü ödedi deniyorsa, bu müphem...
300.000 Taliban'dan bahsediliyordu.
Savaşın şu ana kadarki bilançosu, bu rakamlarla uyuşmuyor.
Zaten ölenlerin çoğu bombardımandan...
Onların çoğu da halkın kendisi... Savaşın herşeyinden zarar görenler zaten onlar...
Eğer ABD hedef kişiler değil "zihniyetti" diyorsa...
Rejim diyorsa... ya da dediği bir başka şeyse!...
Bunların en babaları Suud'da zaten var.
Hoş zaten kurutmaya ahdettikleri kökler oralarda değil mi?
Oysa Suud ABD'nin en baba müttefiklerinden...
Öyleyse mesele rejim değil...
Yeni kurulmakta olan iktidarın ise, diğerinden pek fazla farkı yok...
Bahane olan Afgan zavallılığı onların da pek umurunda değil...
Zaten belli oldu ki; onlar pastadan kapabilecekleri payın peşindeler...
Öyleyse maksatlar bunlar değil...
Yeni iktidardan amacı, ABD'nin sözünü dinleyecek bir iktidar olmasıdır.
Bir diğeri ise bu savaşın etkileriyle ABD'nin ulaşmayı amaçladığı menfaatlerde, zamanda ve mekanda elde ettiği avantajlarla ilgilidir.
Yanlış anlaşılmasın ama...
Bunun içinde Türkiye ve Türkiye Cumhuriyetinin rejimi bile olabilir.
Hatta buna ulusal egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü dahil edebilirsiniz...
Baksanıza...
ABD'nin "yıllarca sürebilir" dediği bu savaşın sektörleri, oklarının burunlarını Irak'a ve diğer "bazı" bölgelere çevirip duruyor.
Aynı Memet Alan Berry'in çarkı gibi...
Bilirsiniz... bu çark duracağı yerde değil, Sn. Erbil'in istediği yerde durdurabildiği bir çarktır.
Yani istenilen yerde ve zamanda duran bu çark...
Mehmet Ali'nin çarkı...
çarkı Felek...
Feleğimiz çarkı...
Ve...
Ve bu çark ne M. Ali'nin çarkına benziyor. Ne de çarkı durduracak takoz M. Ali'nin ayağının altında duruyor.
M. Ali'nin ayağının altındaki, çekilecek bir halıdır.
M. Ali'nin halısı... halımız...
Çekildiği zaman da tepetaklak gidecek olan da...
Başını kayalara vuracak olan da...
11 Eylül saldırısı Amerika için çok önemliydi.
Bu dünya için de önemli olmak zorunda kaldı.
Çünkü ABD'nin arkasındaki güç bunun böyle olmasını istedi.
Ve saldırıyı kimin yaptığı, neden yaptığı ve nasıl yaptığı sorularının cevabı, dünya kamuoyu için "malum" olamadan, Afganistan'da bir fatura kesildi. Faturayı ödeyenlerin de, Taliban, El Kaide ve Usame Bin Ladin olduğu söylendi.
Bedel ödeyenler için kendinizi "Böyle söyleniyor" demek zorunda hissediyorsunuz. Oysa asıl bedeli ödeyecek olanlar, savaşın masumlarıyla, bu savaştan zaman içinde etkilenecek olanlardır. Zira biz bu savaşın "Örtülü" bir savaş olduğu, acizane malumunuz...
Nedenimiz ise çok basit...
Eğer diyoruz; ABD'deki terör saldırısını gerçekleştirenler, Afganistan'da ABD'ye boyun eğerlerse, bu taşlar, yerine oturan taşlardan değil...
Çünkü 11 Eylül saldırısına iktidarı yeten güç, şayet Afganistan orijinli olsa idi, o güç ABD'yi Afganistan'a sokmazdı.
İktidarı 11 Eylül saldırısındaki kombinasyona yeten bu güç, dileseydi Afganistan'ın tepesinden hasılat toplayan Amerikan uçaklarını, sinek fısfısından kaçan, sivrisineklere çeviriverirdi.
Dedik ya... her haliyle örtülü bir savaş...
Şimdi örtülülüğün sadece kimlerin, neden ve nasıl yaptığıyla kalmadığını da söylemek istiyoruz.
Bu örtülülük karşı atağın neden ve nasıllarını da kapsıyor.
Bir de kimlerin zarar gördüğünü ve göreceğini...
Afganistan'da bir bedel ödetildiği doğru...
Ama bu bedelin kim tarafından ve nasıl ödendiği belli değil...
Eğer bedeli Taliban, El Kaide ve Ladin üçlüsü ödedi deniyorsa, bu müphem...
300.000 Taliban'dan bahsediliyordu.
Savaşın şu ana kadarki bilançosu, bu rakamlarla uyuşmuyor.
Zaten ölenlerin çoğu bombardımandan...
Onların çoğu da halkın kendisi... Savaşın herşeyinden zarar görenler zaten onlar...
Eğer ABD hedef kişiler değil "zihniyetti" diyorsa...
Rejim diyorsa... ya da dediği bir başka şeyse!...
Bunların en babaları Suud'da zaten var.
Hoş zaten kurutmaya ahdettikleri kökler oralarda değil mi?
Oysa Suud ABD'nin en baba müttefiklerinden...
Öyleyse mesele rejim değil...
Yeni kurulmakta olan iktidarın ise, diğerinden pek fazla farkı yok...
Bahane olan Afgan zavallılığı onların da pek umurunda değil...
Zaten belli oldu ki; onlar pastadan kapabilecekleri payın peşindeler...
Öyleyse maksatlar bunlar değil...
Yeni iktidardan amacı, ABD'nin sözünü dinleyecek bir iktidar olmasıdır.
Bir diğeri ise bu savaşın etkileriyle ABD'nin ulaşmayı amaçladığı menfaatlerde, zamanda ve mekanda elde ettiği avantajlarla ilgilidir.
Yanlış anlaşılmasın ama...
Bunun içinde Türkiye ve Türkiye Cumhuriyetinin rejimi bile olabilir.
Hatta buna ulusal egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü dahil edebilirsiniz...
Baksanıza...
ABD'nin "yıllarca sürebilir" dediği bu savaşın sektörleri, oklarının burunlarını Irak'a ve diğer "bazı" bölgelere çevirip duruyor.
Aynı Memet Alan Berry'in çarkı gibi...
Bilirsiniz... bu çark duracağı yerde değil, Sn. Erbil'in istediği yerde durdurabildiği bir çarktır.
Yani istenilen yerde ve zamanda duran bu çark...
Mehmet Ali'nin çarkı...
çarkı Felek...
Feleğimiz çarkı...
Ve...
Ve bu çark ne M. Ali'nin çarkına benziyor. Ne de çarkı durduracak takoz M. Ali'nin ayağının altında duruyor.
M. Ali'nin ayağının altındaki, çekilecek bir halıdır.
M. Ali'nin halısı... halımız...
Çekildiği zaman da tepetaklak gidecek olan da...
Başını kayalara vuracak olan da...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.