Zamlar aile hekimlerini de vurdu
Son dönemde dar ve sabit gelirlileri vuran zamların aile hekimlerine etkilerine dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği “Durmak bilmeyen zamlar sonucu aile sağlığı merkezleri kapandı, binlerce yurttaş hekimsiz kaldı” açıklaması yaptı
12.08.2023 15:54:00
YENAL ARMAN
YENAL ARMAN





Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), aile sağlığı merkezlerinin (ASM) artan cari giderleri, ülkenin yaşadığı ekonomik problem, zamlar ve bunların aile hekimlerine olan yansımasıyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve TTB'nin sosyal medya kanallarından yayımlanan basın açıklamasını yapan AHEK Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, aile sağlığı merkezlerinin yönetiminin gittikçe zorlaştığını dile getirdi. ASM'lerin kamu binalarında hizmet vermesi, giderlerinin genel bütçeden karşılanması ve çalışanlarına kadro sağlanması gerektiğini vurgulayan Kırımlı, "Durmak bilmeyen zamlar sonucu aile sağlığı merkezleri kapandı, binlerce yurttaş hekimsiz kaldı. Aile sağlığı merkezleri kapanırken paralar şirketlerin kasasına akmaya devam ediyor. Halkın sağlık hakkı ve çalışanların hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm sağlık örgütlerini ortak mücadeleye, halkımızı desteğe çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Açıklamanın ardından söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten ise, "Birinci basamak kamu hizmetlerinden çıkarılarak bir ticari kurum haline getirilmiş. Biz TTB olarak şu anda uygulanan aile hekimliği sistemini tamamen reddediyoruz. Bunun yerine birinci basamağı koruyucu, toplumsal sağlık hizmetlerini oluşturacak ve bunları yapmak için de kamu kurumu niteliğine bürünecek yeni aile hekimliği sisteminin oluşturulması gerekir" dedi. Ülkenin içinde bulunduğu şiddetli bir ekonomik krizde bütün sıkıntılar çalışanların sırtından çıkarılmaya, emek gücü üzerinden tasarruflar yapılmaya çalışıldığını bildiren TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Adalet Çıbık, "Hele ki sağlık üzerinden bunun yapılması doğru değil. Sorunlarımız katlanarak büyüyor ve büyüyen sorunlarımıza kamu otoritesinin kulak tıkaması artık kabul edilemez" ifadelerini kullandı. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlıkta dönüşüm politikaları, pandemi ve depremden ile birlikte ekonomik krizin getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini dile getiren Çıbık, "Hem hekimler/sağlık emekçileri açısından hem de toplumun sağlık hakkına ulaşması açısından tıkanmışlığı yaşayan bu sağlık sisteminde artık gerekli adımlar atılır diye düşünüyorum. Bizim bu konudaki kararlılığımız ve mücadelemiz devam edecek" dedi.
TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları da, şu değerlendirmeleri yaptı: "Depremde aile hekimliği sistemine baktığımızda birinci basamağın göçük altında kaldığını ve halkımızın koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşamadığını gördük.'Aile hekimliği bir kamu hizmetidir, kamu binalarında verilmelidir' diye defalarca uyarımızı yaptık. Fakat Bakanlık bu alandaki rantı yetersiz bulacak ki, bu alanı değersiz buluyor. Hâlbuki şehir hastanelerine 6 ayda verilen kira karşılığında tüm Türkiye'de yurttaşlarımıza yakışır şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülebileceği aile sağlığı merkezleri kamu tarafından yaptırılabilir. Aile hekimleri ekonomik krizle birlikte aile sağlığı merkezlerini çalıştıramaz duruma gelmiştir. Bakanlık aile hekimlerine hesap sormaya gelince memur, para ödetmeye gelince işveren olarak görüyordu. Şu anda bütün aile sağlığı merkezleri ciddi anlamda bir ekonomik krizin içerisinde. İktidar krizin faturasını da bizlere çıkarmaya çalışıyor. Bakanlık iş isterken Avrupa'dan örnekler verirken, ödemeyi Afganistan şartları üzerinden yapmaya çalışıyor."
Aile hekimliği sistemi sıkıntılı
Açıklamanın ardından söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten ise, "Birinci basamak kamu hizmetlerinden çıkarılarak bir ticari kurum haline getirilmiş. Biz TTB olarak şu anda uygulanan aile hekimliği sistemini tamamen reddediyoruz. Bunun yerine birinci basamağı koruyucu, toplumsal sağlık hizmetlerini oluşturacak ve bunları yapmak için de kamu kurumu niteliğine bürünecek yeni aile hekimliği sisteminin oluşturulması gerekir" dedi. Ülkenin içinde bulunduğu şiddetli bir ekonomik krizde bütün sıkıntılar çalışanların sırtından çıkarılmaya, emek gücü üzerinden tasarruflar yapılmaya çalışıldığını bildiren TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Adalet Çıbık, "Hele ki sağlık üzerinden bunun yapılması doğru değil. Sorunlarımız katlanarak büyüyor ve büyüyen sorunlarımıza kamu otoritesinin kulak tıkaması artık kabul edilemez" ifadelerini kullandı. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlıkta dönüşüm politikaları, pandemi ve depremden ile birlikte ekonomik krizin getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini dile getiren Çıbık, "Hem hekimler/sağlık emekçileri açısından hem de toplumun sağlık hakkına ulaşması açısından tıkanmışlığı yaşayan bu sağlık sisteminde artık gerekli adımlar atılır diye düşünüyorum. Bizim bu konudaki kararlılığımız ve mücadelemiz devam edecek" dedi.
'Birinci basamak depremde göçük altında kaldı'
TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları da, şu değerlendirmeleri yaptı: "Depremde aile hekimliği sistemine baktığımızda birinci basamağın göçük altında kaldığını ve halkımızın koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşamadığını gördük.'Aile hekimliği bir kamu hizmetidir, kamu binalarında verilmelidir' diye defalarca uyarımızı yaptık. Fakat Bakanlık bu alandaki rantı yetersiz bulacak ki, bu alanı değersiz buluyor. Hâlbuki şehir hastanelerine 6 ayda verilen kira karşılığında tüm Türkiye'de yurttaşlarımıza yakışır şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülebileceği aile sağlığı merkezleri kamu tarafından yaptırılabilir. Aile hekimleri ekonomik krizle birlikte aile sağlığı merkezlerini çalıştıramaz duruma gelmiştir. Bakanlık aile hekimlerine hesap sormaya gelince memur, para ödetmeye gelince işveren olarak görüyordu. Şu anda bütün aile sağlığı merkezleri ciddi anlamda bir ekonomik krizin içerisinde. İktidar krizin faturasını da bizlere çıkarmaya çalışıyor. Bakanlık iş isterken Avrupa'dan örnekler verirken, ödemeyi Afganistan şartları üzerinden yapmaya çalışıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.