Cenab-ı Hak ile kullar arasında, ruhlar yaratıldıkları zaman, Elest Meclisinde bir ahidleşme olmuştu. Bir misak gerçekleşmişti. İnsan her şeyin en güzeline, Güzeller Güzeline o demde şahit oldu.
Ruh, dünya sahnesine geldiğinde, beden içerisine hapsolup birçok perde ile perdelenince; insan, ruhunun o Elest Bezmi'ndeki ahvaline hasret kaldı, aradı durdu. Kimi, aradığını buldu, kimileri hiç hatırlamaz oldu.
Allah'ı zikir, işte insana ruhunun o misaktaki ahvaline hatırlama yolunu açar. Zikirden gaye olan hatırlama gerçekleşince, insan aslî varlığı ile bütünleşir. Artık Allah ile kul arasındaki perdeler kalkmıştır.
Allah'ı bilmek ve O'na hakiki manada kul olmak, ibadetler vesilesiyle mümkündür. Bütün ibadetler Allah'ı zikir içindir ve zikir ibadetlerin özüdür. Yüce Allah kendisine Zikreden kullarına "dostlarım ve sevgililerim" diye iltifat eder. Böyle nitelendirilmekten daha değerli, daha büyük bir şey olmasa gerekir. Böyleleri Allah'ın rızasına kavuşan kimselerdir.
Her insanın kalbinden Allah'a bir yol vardır. Fakat insanın Cenab-ı Hakk'a vuslatına iki engel vardır: Nefis ve Şeytan.
İşte bu yolun önündeki engeller bunlardır.
Nefsin ıslahı gerekiyor. Yani insandaki hayvani duyguların tezkiyesi gerekiyor. Bunun tezkiyesi Hakk'ı çokça zikir ile mümkün olur. Tezkiye, Allah'ı kalpte hakim kılmaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "İmam Zeynelabidin es-Seccad" isimli kitabında İmam Zeynelabidin (a.s) nefis terbiyesi konusunda şöyle dua etmiştir:
"Allah'ım! Hırsın kabarmasından, öfkenin sersemliğinden, hasedin galebesinden, sabrın zayıflığından, kanaatin azlığından, huyun kötülüğünden, şehvetin azmasından, bağnazlığın sultasından, nefsin tutkusuna uymaktan, hidayete karşı çıkmaktan, gaflet uykusundan, zorluklara düşmekten, bâtılı hakka yeğlemekten, günahlara ısrarla devam etmekten, günahı küçümsemekten, itaati büyük görmekten, zenginlerin övünmesinden, fakirleri hor görmekten, elimizin altındakilere kötü davranmaktan, bize iyilik yapanlara teşekkürü terk etmekten, zâlime yardımcı olmaktan, mazlumu yalnız bırakmaktan, hakkımız olmayan bir şeyi istemekten ve bilgiyi gerektiren konularda bilgisiz konuşmaktan Sana sığınırım. Kıyametteki en büyük teessüften, din hususunda söz konusu olan en büyük musibetten, en acı bedbahtlıktan, kötü dönüşten, sevaptan mahrum kalmaktan ve azaba düçar olmaktan Sana sığınırım."
İmam Zeynelabidin (a.s)'ın da söylediği hususlara dikkat edip her daim zikir ile Allah'ı hatırladığımızda Rabbimizin "dostlarım, sevgililerim" iltifatına mazhar olabiliriz.
Rabbim bizleri de nefsini terbiye edebilen ve her daim Allah'ı hatırlayıp onu zikreden kullarından eylesin.
- Almanya'daki seçimler / 26.02.2025
- Olaylar silsilesi / 23.01.2025
- Ne yazmalıyım? / 26.09.2024
- Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / 20.07.2024
- Avrupa'da BTP / 28.02.2024
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022