Zikir de namaz, oruç, hac gibi bir emirdir. Tek farkla ki bu emir, bütün emirlerin üstündedir. "Allah'ı zikir her şeyden büyüktür" (Ankebut: 28/45) deniliyor yüce kitabımızda. Zikrin en büyük oluşunun sebebi, zikredilenin azamet, kudret ve heybetinin büyüklüğündendir. O halde Allah'ı zikretmekte en büyük iştir.
Zikirle ilgili Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet var ki onlar şu şekildedir:
"Ey iman edenler! Allah'ı çok zikrediniz." (Ahzab: 33/41).
"Siz Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim." (Bakara: 2/152).
"Sabah ve akşam Rabbinin ismini zikret." (Dehr: 76/25).
"Namazı kılıp bitirdiğini zaman, ayakta iken, otururken ve yanlarınız üzere yatarken Allah'ı zikrediniz." (Nisa: 4/103).
Zikrin bir emir olduğunu birkaç ayet-i kerime ile sıraladık ki Kur'an-ı Kerim'de zikir ve türevleri ile ilgili 281 yerde bahsedilmiştir. Allah-u Teâlâ hem ayakta, hem otururken, hem de yanlarımız üzereyken zikretmemizi emrediyor. İnsan bu üç halden başka herhangi bir halde bulunamayacağına göre hayatın her halini zikirle geçirmemizi istiyor. Zikir için herhangi bir zaman ya da mekan kaydı da yoktur. Her zaman ve her yerde zikir yapılabilir.
Peygamber Efendimiz zikrin önemi hususunda bize şöyle buyuruyor:
Peygamberimize sordular: "Kıyamet gününde kullarının hangisinin makamı daha yücedir?"
Şöyle buyurdu: "Allah'ı çokça zikreden kişiler."
Ebu Said-i Hudri diyor ki:
"Ey Allah'ın Resûlü! Onların makamları, Allah yolunda gazi olan kişilerden de mi daha yücedir?"
Şöyle buyurdu: "Eğer kılıcı kırılıncaya ve kana bulanıncaya kadar kâfirlere ve müşriklere vursa da, Allah'ı zikreden kişiler onlardan daha üstündür."
Resûlullah (s.a.a), "Zikirle Allah arasında perde yoktur" buyurmaktadır. Bununla ilgili bir kudsi hadiste ise, "Kulum Beni anıp dudaklarını Benim için kıpırdattığı anda, Ben onunla beraberim" (İbn-i Mace, İbn-i Hibban) buyruluyor. Yani zikir insanı sadece cennete değil cennetle birlikte Cemalullaha da kavuşturuyor. Zikrullah mânâ merdiveninden kulu Cenab-ı Hakk'a vâsıl ediyor. Bu sayede insan Rabbini tanımaya başlıyor.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Kulumun genellikle Beni zikrettiğini bildiğim zaman onun isteklerini Kendime doğru yönlendiririm. Kulum böyle olunca da günah işleyeceği an onunla günah arasına girerim."
Zikir aynı zamanda günahları yok etmesi bakımından da önemlidir. Hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: "Yalnız Allah rızası için toplanıp zikrullah edenlere, göklerden bir münadi şöyle seslenir: Yerinizden mağfiret edildiğiniz halde kalkınız. Muhakkak, günahlarınızı sevaba çevirdim."
"Nerede bir cemaat toplanır ve Allah'ı zikrederse melekler onları kuşatır, etraflarında döner. İlahi rahmet onları toplar ve Allah-u Teâlâ Kendi katında olanlara onları anlatır." (Müslim, Zikr; Tirmizi).
"Salihler meclisinde bir kere bulunmak, iki milyon kere kötü meclislerde bulunmanın hatalarını bağışlatır." (Ebu Mansur Deylemi, El-Firdevs'te).
Zikir ehli kimseler Cenab-ı Hakk'ın iftihar ettiği mesud kimselerdir. Bu insanların meydana getirdiği topluluklarda rahmete ulaşan, Allah'ın iftihar ettiği kullardır. Yüce Allah bizleri de bu kimselerden eylesin... (devam edeceğiz…)
- Almanya'daki seçimler / 26.02.2025
- Olaylar silsilesi / 23.01.2025
- Ne yazmalıyım? / 26.09.2024
- Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / 20.07.2024
- Avrupa'da BTP / 28.02.2024
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022